32. Bölüm

1.1K 76 54
                                    

Merhaba merhaba merhaba ejderha okuyucularım. Öncelikle sizi uzun bir süre beklettiğim için özür dilerim. Pek yazasım gelmiyordu nedense. Üzgünüm. bu uzun yb size hediyem. size iki haberim var. öncelikle ODTÜ Fizik (İngilizce) bölümünü kazandım. yarın yazılmaya gidiyorum. Kimler Ankara'da? Merak ettiğimden soruyorum. Belki vaktim olursa konuşmak için. Başka bir haberim ise artık kendime Fesatlık Ejderiçesi demeye karar verdim. bu bölümde +18 yerler var. onları belirttim. okumak istemeyen okumayabilir. neden böyle bir şey yaptım ben de bilmiyorum. Öylece yazdım. Umarım beğenirsiniz. Fesatlı günler dilerim hepinize. Hepinizi ayrı ayrı çok seviyorum. :)

Mert

Neden böyle yapmıştı ki aniden? Yani sanki biraz önce olanları hiç umursamıyormuş gibiydi. Biraz önce konuştuklarımızdan sonra rahatça Mekrus ile gidebilmişti. Miray bu kadar rahat biri miydi? Veya uyandığından beri bu kadar rahat mı olmuştu? Belki de davranışları bu yüzden böyle olmuştu. Belki de sadece benimle oynuyordu. Tek yaptığı benimle dalga geçmekti. Bunu düşünürken ellerim yumruk halini almıştı.

Ben bunları düşünürken yemek masasında ise herkes başka bir alemde dolanıyor gibiydi. Efe hoca ile Melek, Su dünyası ile alakalı konuşuyorlardı. Orada Can'ın nelerle karşılaşmış olabileceğinden konuşuyorlardı.

Esra ve Rüzgar ise cilveleşmekle meşguldüler. Melisa ile Talha ise gariptiler her zamanki gibi. Melisa sakince kahvaltısını ederken Talha ise hem ağzına bir şeyler götürüyor hem de onu izliyordu. Melisa bir süre sonra çaktırmadan Talha'nın önüne acı biber koydu. Talha da çatalının değdiği şeyi görmeden ağzına attığı için acı biberi görmeden ağzına attı. Ve çiğnerken Melisa'yı izlerken yüzündeki ifade değişmeye başladı. Sonra ise, "Yandım." Deyip suyunu içti.

Melisa ise gülüyordu. "Eğer bakmadan yersen böyle olur." Dedi gülerek.

Talha durdu ve bir süre ona baktı.

"Ne?" diye sordu Melisa sinirle.

Talha, Melisa'yı baştan aşağı süzdü ve, "Aslında bakarak yiyordum." Dedi gülümseyerek suyunu içerken.

Melisa bir an donup kalsa da hızla bardağını alıp içindeki suyu Talha'ya fırlattı.

"Bu hararetinizi dindirmeye yetmez kusuruma bakmayın. Umarım o diliniz bir ömür boyu yanar Komutan." Dedi Melisa sinirle ve hızla odadan ayrıldı.

Talha güldü ve, "Kadınlar." Deyip onun peşinden gitti.

Bunların farkında mıydım, değil miydim? Bilmiyordum ama bir şekilde kaydediliyordu beynime. Talha ve Melisa'nın gitmesinden kısa bir süre sonra sinirle kalkıp Miray ve Mekrus'u bulmaya gittim.

Başta onları bulamadım. Ta ki ana balkona gidinceye kadar. Tabi onları izleme fırsatını kaçırmamak için bir kolonun arkasına saklanıp onları izledim. Mekrus burayı Ateş Bahçesi'nin çiçekleri ile donatmıştı. Ve çok güzel olmuştu. Asıl lanet olasıca güzel olan şuydu; çiçekler masanın etrafını sarmıştı ve eminim ki Miray şu an çok iyi hissediyordu. Çünkü geldiğimden beni o bahçedeki çiçeklerin büyülü bir etkisi olduğunu söylüyordu. Ona enerji veriyorlarmış gibi. Enerji dolu hissediyor olmalı.

"Sürprizine bayıldım Mekrus. Gerçekten çok hoş düşünülmüş bir sürpriz." Dedi Miray gülümseyerek. Mor renkte alev alan bir çiçeğe dokundu. Çiçeğin alevi o dokunur dokunmaz sönmeye başladı garip bir şekilde.

Miray korkuyla elini çekti. "Ne oldu biraz önce?" diye sordu eline bakarak.

"Neden Müge ne oldu ki?" diye sordu Mekrus merakla.

Ejderha Kız 4; Kan KehanetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin