Merve ve Mira ve ben, Damla Hoca'nın yokluğunu kullanıp konferansa girdik. Orada halk dansları çalışıyor ve biz spor salonunda modern dans yapıyoruz. Mira, Merve ve ben halk danslarını izlemeyi çooook seviyoruz. Çünkü puhahhaha. Üçümüzün de dibi düşüyor onlara. Merve Berke'ye eriyor. Mira, Ayaz'a ölüyo. Bende Savaş'ta kayboluyorum. Bir erkeğe halk dansları yaparken nasıl yanabilirsin ki diyebilirsiniz ama işte bu AŞK. Onun gözlüklerinin arasındaki küçük ama bana anlamlı anlamlı bakan gözleri dans ederken bile çok güzel. Siz anlamazsın tabi.
Gösterileri bittikten sonra...
Biz Damla Hoca'nın sesini duyar gibi olup çıkmaya karar verdik. Mira ve Eylül'le kapıdan çıkarken ben koltuklara ayağımı çarptım. Fakat Mira ve Eylül beni görmedi veya görmemezlikten geldi. Zar zor kapıyı açtığımanda kolumda bir el hissettim. Beni nazikçe ama sıkıca tutuyordu. Arkamı döndüm ve onun Savaş olduğunu farkettim. Ben bir söz bile edemeden iyi olup olmadığımı sordu. Ben iyi olduğumu söyledim ve hemen ordan uzaklaştım. O anı tarif edemem. Sanırım kolumu tuttuğunda kalbim yerinden çıkacaktı. <3<3<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
16
Teen FictionBu iki arkadaş grubu içinizden. En yakınınızdan. Bunu okurken içinizde sıcaklığı hissedeceksiniz. İnanın! Mira, Melisa, Merve ve Yağmur; o klasik, sımsıcak, samimi kız gruplarından. Ayaz, Can, Berke ve Savaş da o mızır, eğlenceli ve çılgın tayfada...