BÖLÜM 26/yağmur

9 0 0
                                    

Başım çatlıyodu. Mira'nın gülüşü aklımda canlanıyordu. Ağlayamıyordum bile. Artık gözlerim acıyordu. Ona bir şey olacağı ihtimalini aklımdan geçirdikçe kafayı yiyecek gibi oluyorum. Melisa yerdeydi. Bacaklarını kırmış, ağlayarak Can'ın omzuna yaslanmıştı. Can Melisa'nın elini sıkı sıkı tutmuş, karşısına odaklanıyordu. Savaş kapşonunu takmıştı, elleriyle gözlerini kapatiyordu. Zaten Ayaz delircek gibi duruyordu. En çok ağlayanımız oydu. Kıpkırmızıydı yüzü. Damarları belliydi. Kendini tırmalıyordun. umruğunu sıkıyordu. Hepsini boynumu bile oynatmadan gözlerimle baktım. Sonra gözlerimi kapattım yavaşça. Sanırım deliricektim.

Hışırtılar duydum. Gözlerimi açtım. Florasandan dolayı karıncalı görüyordum her yeri. Boğazımdaki gözyaşının ıslaklığını hissettim. Beyaz önlüklü adam çıktı kapıdan. Doktordu. Bir anda aniden kalktım. Başım dönüyordu. Doktor "Mira iyi, hayati tehlikesi yok" dedi. Herkesin yüzünde benimde dahil bir rahatlama hissi oluştu. Düşücek gibi oldum. Duvara zor tutundum. Bir el hissettim kolumda. Biri "İyi misin?" dedi. Savaş'tı bu. Hemen geri çekildim. Çekildiğim anda karşımda Can'la Melisa'yı gördüm. Sarılıyorlardı. Can bana baktı. Ama umrumda değildi. İçerde yatan benim kardeşimdi. Kardeşimden öteydi. O Kerem denilen o*u öldürücem.


16Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin