Öylece Yağmur'a bakıyordum. Nasıl yani? Bunca zaman benden birşey mi saklamıştı. Ben ben ona herzaman herşeyimi paylaşmıştım. Bana söyleyemeyecek kadar onu endişelendiren birşey mi vardı aramızda. Yağmur'un dolu gözlerine ve Savaş'ın anlamsızca Yağmur'a bakışlarına dayanamayıp sessizliğini bozdum. "Bugünlük bu kadar yeter bence Ayaz herkes evlerine dağılsın yarın da ormanda ki klübeye gidicez orada izleriz. seninle sonra konuşucaz Yağmur." dedim. Yağmur konuşmak için ağzını tam açacaktı ki sustu. Gözlerim dolmuştu. Hadi Yağmur'un benden bir şey saklamasını geçtim, onun çaresizce bakan gözlerine bakmak içimi acıtıyordu. Kapı da herkes giderken Ayaz'ın kulağına "Bu gece burda kalabilir miyim?" diye sordum. Kafasını salladı. Melisa'ya da anneme onlarda kalıcağımı söyleyeceğimi söyledim. Sıkıntı çıkmazdı. Ayaz'ın yanında kalırsam eğer kafamın dağılacağını biliyordum. Herkesin ardından kapıyı kapattık. Kapıyı kapatmamla ağlamaya başladım. Boğazımda ki yumrudan dolayı sesim zar zor çıksa da "Ben seni kaybetmekten arkadaşlarımı kaybetmekten çok korkuyorum." diyebildim. Ayaz beni kendine çekip göğsüne yasladı. "Kim bilir Merve ve Berke nasıl şuan ben bunların bizim başımıza geleceğinden ödüm patlıyor. Ayaz bana söz ver.
Ne olursa olsun aramız açılmayacak tamam mı?" dedim fısıltı gibi çıkan sesimle. Ayaz başımdan öpüp iyice kendine çekti beni. "Bize birşey olmasına izin vermeyeceğim. Asla!" Dedi Ayaz'da. Ayaz'ın lafıyla bir cam kırılma sesi geldi aniden. Ayaz'ın odasından geliyordu. Koşarak oraya gittik. Ayaz eline bir bıçak aldı mutfaktan önce. Biz odaya girerken tir tir titriyordum. Ayaz beni arkadına aldı ve yavaşça odanın kapısını açtı. Kapıyı açtığımızda Ayaz'a aldığım üstünde resmimiz olan kupa tuz buz olmuştu. Dolabındaki cama da siyah bir kalemle "Daha çok korkmalısın seni sürtük! Bana yaptıklarınızın yanına kalacağını sanıyorsan çok yanılıyorsun. Görünüşe göre ormanda çok eğleneceğiz :) -K" yazıyordu. Ayaz sinirden deliye dönmüştü. Eve biri girmişti. Sinirden titriyordum. Ayaz "Seni bulduğum yerde öldüreceğim!" Diye bağırdı. Şoktan ağlayamıyordum bile. Daha fazla o yazıyı görmemek için oturma odasına geçtim, koltuğa oturdum ve videoyu oynatmak için kumandayı elime aldım. Kapıdan Ayaz bana bakıp "Şuan değil." dercesine baktı bende kumandayı yerine koydum ve uzandım. Ayaz'da yanıma uzandı ve saçlarımı okşamaya başladı. Kendimi bi nebze daha güvende hissettim ama az önce eve birisi girdiyse yine girebilirdi. Yüzünü Ayaz'a döndüm ve saçlarını okşadım. O da beni iyice kendine doğru çekti. Kulağıma "Her ne olursa olsun. Benden ne şaklamış olursan ol. Seni daima seveceğim Mira. O hayvan herif bunu asla değiştiremez tamam mı? Merve ve Berke'yi de bulucaz. Herşey eskisi gibi olucak. Yeter ki sen o gözyaşlarını dökme. Sende bana bir söz ver. Aramızda hiçbir sır olmayacak tamam mı?" diye fısıldadı. Bir an duraksadım. En iyisi söylemek için bu olayların bitmesini beklemek en iyisiydi. "Sonsuza dek!" diye bağırdım. Güldü. Bende gamzesine bir öpücük kondurdum. Sonra uyuyakaldık.Uyandığımda sabah olmuştu. Onun göğsünde uyanmak bir seraptı sanırım. Çok çok mutluydum. Ben uyandığımda o çoktan uyanmış aslında. "Uyandın mı meleğim?" dedi bana. Küçük çaplı bir kahkaha attım. Daha çok bir kikirdemeydi. O arada telefon çaldı. Arayan kayınvalidemdi. POKFOPKEOLPİPŞ. Evi temiz bulmak istediğini söylemişti. Bizim aklımıza geldi. Odaya gittik ve yerde sarı bir zarf bulduk. Büyük bir ihtimalle dün geceden kalmaydı. Ayaz hemen eline aldı. Açtı. Ben cam kırıklarını topluyordum. Okuyordu. Ben cam kırıklarını toplarken yukarı baktığımda yanaklarına iki damla gözyaşı dökülmüştü. Elimdeki cam kırıklarını yere fırlattım. Hemen ayağa kalkıp. Ona kocaman sarıldım. Ama karşılık vermedi. Ne yazıyordu ki. Önümü döndüm. Mektuba baktım.
Okuduklarıma inanamıyordum. "HAHA! Kerem neden uzaklaştı biliyor musun? Ah yazık. O gece orda neler olduğunu da bilmiyorsun. Parkta Mira'nın ne kadar sarhoş olup, Kerem'in yaptıklarını bilmiyorsun. Ya da Mira'nın o gece tam olarak sarhoş olmadığını. Yazık sana. Bunları bilmesin! TI TI TI MİRA! ÇOK AYIP:) -K". Ağlamaya başladım. Bana bağırarak "Doğru mu bunlar?" dedi. Çok korkuyordum. O kadar korkmuştum ki. Titreyerek, düğümlene boğazımdaki yumruyla sessizce, kesik kesik "Evet."dedim. Ve devam ettim. "Ama o gece sadece beni öptü. O kadar. Başka hiç bir şey yaşanmadı. Ayrıca evet çok alkollü değildim ama ne yaptığımı da bilmiyordum. Sonra bunu kimsenin bilmemesi için gruptan onu uzaklaştırdım. Yaptığım yanlıştı ama küçüktüm. Ben seninle olgunlaştım. Özür dilerim." dedim. Bunları söylerken içim kan ağlıyordu. Sonra da bağırarak "BEN SENİ SEVİYORUM!" dedim. Ama bana sadece kısık bir sesle "Bitti.. BEN İNSANLARIN DUYGULARIYLA OYNAYAN BİRİYLE BİRLİKTE OLAMAM, OLMAM." dedi. Bana. Bitmiş miydik. "Hani sonsuza dek beraberdik. Eğer böyle olacaksa bitsin!" dedim. Neden bunu dedim bilmiyorum ama bu çabuk bitecek bir ilişki değildi, olmamalıydı. Eğer o böyle düşünüyorsa bitmesi ikimiz için de iyi oldu belki. Yani gerçekten mi? Ama olamaz.
BİTTİ Mİ HİKAYEMİZ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
16
Teen FictionBu iki arkadaş grubu içinizden. En yakınınızdan. Bunu okurken içinizde sıcaklığı hissedeceksiniz. İnanın! Mira, Melisa, Merve ve Yağmur; o klasik, sımsıcak, samimi kız gruplarından. Ayaz, Can, Berke ve Savaş da o mızır, eğlenceli ve çılgın tayfada...