♦25♦

68.3K 2.4K 165
                                    

Takı ve tebrik töreni bitince, daha fazla dayanamayacağını anlayan Zeynep, arkadaşıyla vedalaşıp, anasını çağırmaya gitti.. Bahçenin arkasında oturmuş çay içen kadınların arasında arayıp da göremeyince, dışarı çıkıp şöyle bir bakındı etrafına.

Nişandan dağılıp evine giden kalabalık güruhun arasında kalmamak için ağırdan alarak yürüdü evin etrafında..

Soğuk hava biraz olsun açmıştı nefesini. Sıkıntıdan kıpkırmızı olmuş yüzünü yellerken, odunların kenarından gelen bir çıtırtı sesi ürküttü zavallıyı.

Yerde duran kalın dalı eline alıp ne olduğuna bakındı. Yine de korkak olmadığı malumdu. Kış vakti, kim bilir hangi meret inip gelmişti dağdan.. Tam ağzıyla kış kışlayacağı sıra, konuşma seslerini duydu.

"Meryem bana olmaz deme artık.. Dayanacak gücüm kalmadı.. Bir kere bile öptürmedin.."

"Sarılıyoruz ya yetmez mi?"

"Yetmez, yetmiyor.."

"Olmaz.. ağabeyimle konuşacaktın hani? Kaç zamandır oyalıyorsun sen beni.."

Zeynep duyduklarını sindirmeye çalışırken ağzını eliyle kapattı. Ama tez canı bir saniye bile olduğu yerde durmasına izin vermedi.. Elindeki odunu sallaya sallaya gitti vardı seslerin geldiği yere.. Tam da tahmin ettiği gibi Halil'le, saf görümcesi Meryem'den başkası değildi konuşanlar.

Kaşlarını çatıp odunu tuttuğu gibi yapıştırdı adamın bacağına..

Meryem korkuyla çığlık atarken, Zeynep adamın şaşkınlığından yararlanarak bir sopa daha patlattı söylene söylene..

"Seni ırz düşmanı seni! Seni çiğ süt emmiş, pezevengin doğurduğu seni!"

"Noluyor be deli karı?!"

"Soyunuz sopunuz kurusun! Aile boyu ırz düşmanı mısınız siz?! İt oğlu itler!"

"Yenge!"

"Meryem sus bi dene de sana çarpmayayım!"

Zeynep odunu yeniden yapıştırmadan evvel baktı Halil denen herifin bed suratına..

"Seni Mahir'e söylesem iyi bir ıslatırdı ama.. Kansız ağabeyinin elimde kaldığı gibi sende onun elinde kalıverirsin şimdi.."

Aynı ağabeyi gibi aval aval bakınan sünepe bir şeydi bu da.. Zeynep'in cevvalliğinden korkmuş, şaşakalmıştı olduğu yerde.

"Yürü git bak hala duruyor namussuz!"

Sinirden deliye dönen Zeynep, Meryem'i kolundan tuttuğu gibi sürüklemeye başladı.. Bir yandan da söylenerek çıkarıyordu öfkesini..

"Kız ben sana ne dedim? Çıkar aklından demedim mi? Ağabeyin katil olur, sana da dünyayı der eder diye söylemedim mi?"

Meryem bir yandan ağlıyor bir yandan hızlı hızlı yürüyen yengesine yetişmeye çalışıyordu.

"Kandırdı beni, ben onu seviyordum-"

"Kız bunu mu sevdin seve seve?! Saf mısın salak mısın? Neyini sevdin de hele, andık gibi bakan suratını mı?"

"Yenge..."

"Bana bak Meryem bu defa kaçışın yok.. Anlatacam ağabeyine.. Bilsin, bilsin de ona göre davransın.."

"Allah aşkına yenge, deme nolursun.. Bir daha katiyen görmem Halil'i.."

"Bak hala Halil diyor yahu! Ben sana bir kere şans verdim, demedim kimseye bir şey.. Ama bu defa başka.. Az daha beklesem herif saldıracak sana.. Aklın almıyor mu gülüm senin bunları!"

Allı GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin