Herkese merhaba! Aylar sonra yeni bölüm atan yazar yapmışlar. *bknz : ben* Umarım beklediğinize değen bir bölüm olmuştur. Bu bölümde hafif smut var o yüzden başkası ekrana görmeden okursanız iyi olur :D
Yapmak istediğim bir açıklama daha var. Önceki bölümlerde Poyraz'ın babasına dair birkaç kelam etmiştim ama o konuya hiç girmemeye karar verdim. Yoksa hikaye fazla uzayacak. Babasını aklınızdan silerseniz sevinirim :D İyi okumalar.
Ayaz'ın geri döneceğinden kesin emin değildim. Bundan 2 ay önce olsa döneceğine kalıbımı basabilirdim ama işler değişmişti. Yine de Selin denen o kızı bırakıp yanıma gelmesini deli gibi arzuladığımı fark ettim. İçimde , hiç bilmediğim bir yerlerde, onun beni değil başkasını seçeceğine dair gizli bir korku vardı. Her zaman seçilen değil seçen olmuştum. Şuan ki durum bana o kadar yabancıydı ki! Ayaz'ın beni değiştirdiğinin bir kez daha farkında vardım. Böyle bir durumda asla eli kolu bağlı bekleyemezdim. Beni seçmesi için harekete geçmem gerekirdi. Hayır , eski Poyraz zaten biri tarafından seçilmezdi. Asla böyle bir durumda olmazdı. Fark ettiğim gerçek ile canım sıkıldı.
Zaman da bir türlü geçmek bilmiyordu. Boş laboratuvar odasında saatin tik taklarından başka duyulan ses yoktu. Bense hala Ayaz'ın beni bıraktığı yerde , deney masalarından birine yaslanmış duruyordum. Sinirlerim yay gibi gerilmişti. Birkaç dakika daha beklemeye karar verdim. O kıza meşgul olduğunu söyleyeceğine emindim.Selin denen o çirkin kızı bırakacak ve acele ile bana geri dönecekti. Günlükte yazanları düşündüm. Yıllarca beni sevmiş biri öylece tek kalemde atamazdı , değil mi ?
Gerginliğe daha fazla dayanamadım ve tırnaklarımı yemeye başladım. Saatin tik takları hala sinirimi bozuyordu.
Tırnağımın kenarını çok derinden kopardığım için kan akmaya başladı. Acıdan inledim.Çok fazla değildi ama şimdiden parmağımın ucunu kırmızıya boyamıştı. Laboratuvarın sonundaki büyük musluğa doğru yöneldim. Oradaki suyla elimi yıkayabilirdim.
Arkam kapıya dönük bir şekilde elimi yıkarken , suyun sesinden dolayı kapı sesini duymamış olmalıyım. Bu yüzden Ayaz'ın içeri girdiğini de fark etmedim. Elimi yıkamayı bitirdiğim zaman musluğun tıpasını sıktım. Parmağımda ufak bir sızı vardı. Parmağımın kenarındaki kesiye o kadar odaklanmıştım ki Ayaz'ın köşede beni izlediğini bir iki dakika sonra fark edebildim. Fark etmem ile yerimden sıçradım. Beni korkutmuştu.
-Beni korkuttun.
Ayaz kollarını önünde bağladı. Yüzünde anlamını bilmediğim bir ifade vardı.
-Ne o? Geri dönmeyeceğimi mi zannetmiştin?
-Ben...hayır. Şey geleceğini biliyordum.
İçimden kendime küfür ettim. Sesim cılız ve titrek çıkmıştı. Ayaz da bunu fark etmiş olacak ki alaycı bir şekilde güldü. Tanrım , rollerimizin bu kadar kısa sürede değiştiğinin farkına varmamıştım. Şimdi benim karşımda avantajlı konumda olan oydu. Evet , onun başka biri ile gideceği düşüncesi beni korkutmuştu. Ama onun bunu bilmesine gerek yoktu. Pişman olduğumu başka şekillerde de ifade edebilirdim.
Ayaz hala aynı şekilde dikiliyordu. Utancımdan sıyrılıp birkaç adım attım ona doğru. Yine de çok yaklaşmadım. Tensel yakınlık kurmadan önce konuşmamız gereken şeyler vardı. Ayaz haftalarca benden kaçtığı için konuşamadığımız şeyler.
-Ayaz, konuşmamız lazım.
Ayaz benden birkaç adım uzaklaştı ve laboratuvar masalarından birine yaslandı. Kolları bağlı , kaşları çatıktı.Vücut dilinden benimle konuşmak istemediği belli oluyordu. Yine de vazgeçmeye niyetim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fake Love [Türkçe]
Romanceİki erkeğin aşkını anlatan bir hikayedir. Lütfen,hoşunuza gitmiyorsa okumayın!