14.Bölüm ''Olur mu, Olmaz mı?

2.3K 157 41
                                    

Yine bir şarkı programı için sahneye çıkacaklardı. Bu sefer konuşma falan yoktu. Sadece şarkılarını söyleyecekler ve bitecek.

Hepsinin hala beni sakladıklarına ve bana kızmadıklarına inanamıyordum. Henry bile kimseye söylememişti. Aslında o günden sonra fazlasıyla korktuğum için ona bulaşmıyordum. Yine de söz geçiremeyen bir menajer olmak da istemiyordum. Şansıma, bu sıralar iyi durumdaydı.

Kikwang’ın kravatını bağlarken beni izlediğinin farkındaydım. Gözlerimiz birleşmesin diye ona bakmıyordum. Stilistleri de buradaydı. Yani şuan dışarıdaydı ama her an içeriye girebilirdi ve yanlış anlaşılmak istemiyordum. Aslında yanlış anlaşılma olmazdı. Doğru olurdu. Yine de… Biliyorsunuz işte durumlar karışık.

‘’Saçların uzunken nasıldı?’’ diye sordu aniden.

Etrafıma baktım ve kravatı sıkılaştırıp geri çekildim. ‘’Güzellerdi.’’ dedim.

‘’Onları ne zaman görebileceğim?’’

Stilistleri, YeonHee içeri girince Kikwang’dan biraz daha uzaklaştım ve ellerimi göğsümde birleştirdim. Fısıldayarak, ‘’Uzun, çok uzun zaman sonra. Yani umarım.’’  diye yanıtladım.

Kaşlarını çattı. ‘’Neden?’’

‘’Uzun bir süre daha sizin menajerliğinizi yapmak istiyorum. Bu yüzden bu saçlar böyle kalacak.’’

YeonHee, JongHyun’un ceketini giydirdi ve az önce benim yaptığım gibi kravatını bağlamaya başladı. JongHyun hiç ona doğru bakmıyordu. Zaten YeonHee onlardan bayağı büyüktü.

YeonHee kravatın iki ucunu üst üste getirirken telefonu çalmaya başladı. Hemen kravatı bırakıp telefonuna koştu. ‘’Kendin halledebilirsin değil mi? Benim gitmem gerek.’’ Ben ağzımı açamadan kapıdan hızla çıktı.

İşini yarım bırakmasından nefret ediyordum. Hep aynı şeyi yapıyordu ama en azından çocuklarla üstesinden geliyorduk.

Tam JongHyun’un kravatını bağlamak için ona doğru bir adım attığımda Kikwang beni yakaladı. ‘’Ben yaparım.’’ diyerek JongHyun’un karşısına geçti.

Ağzım bir karış açık şekilde onu izledim.

‘’Hyung, kaç yaşındasın bir kravatı bağlayamıyor musun?’’ diye söylendi.

JongHyun omuz silkti ve Kikwang kravatı bağladıktan sonra yanıma geldi.

‘’Madem kravat bağlayabiliyorsun, neden benimle uğraşıyorsun?’’ diye sordum gözlerimi kısarak.

Kafasını yana yatırıp gülümsedi. ‘’Kravatımı bağlaman hoşuma gidiyor. Tabii JongHyun’unkini bağlaman değil.’’

Omzumla onunkini dürttüm ve gülümsedim.

--o--

Programdan sonra hepimiz eve gittik. Hepsi yorgundu ve koltuklara yığılmışlardı. Dışarıdan yemek sipariş edip bende onlara katıldım. Aslında artık bu evde durmak beni rahatsız ediyordu. Hepsi kız olduğumu öğrenmişti. Artık bana bir kız olarak bakıyorlardır. Yani öyledir herhalde. Acaba hala beni erkek olarak görüyor olabilirler mi? JongHyun benimle pek konuşmuyor. Hoya da beni eğlendirmek için espri yapıp duruyor. Diğerleri de aynı durum da. HyunWoo ile zaten pek konuşmuyorduk. Hala öyle.

Hepimiz uzanmışken Hoya yine saçma esprilerinden birini yaptı. ‘’Bill Gates* neden grip olmuş? Çünkü Windows açık kalmış.’’ Ardından hemen güldü.

Hepimiz biraz onu izledikten sonra susmasını bekledik. Sustuğunda herkes önüne döndü. ‘’ Hoya, lütfen bu kadar düşmüş olamazsın.’’ diye takıldım.

Yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. En azından benim üzülmemem için uğraşıyordu.

‘’Bir gün sizin evinizi ziyarete gelsek nasıl olur? Ev arkadaşın güzelmiş diye duydum.’’ Hoya, Kikwang’a göz kırpıp bana döndü.

Hemen Kikwang’a kaşlarımı çattım. Ellerini teslim olur gibi kaldırdı. ‘’Öyle bir şey söylemedim. Gerçekten.’’

Gözlerimi kıstım ve Hoya’ya döndüm. ‘’ Olabilir. İstediğiniz zaman gelebilirsiniz.’’ dedim.

--o--

JaeYeon tarafından ekilmiş bir şekilde banklardan birinde oturuyordum. Bu sıralar bir sevgilisi olmasından şüpheleniyordum. Beni durmadan ekmeye başlamıştı.

Bacaklarımı göğsüme çektim ve ellerimi bacaklarıma sardım. Yalnız kalmıştım yine. Acaba Kikwang’ı arasa mıydım? Arasam hemen gelirdi. Ama ona bu kadar yüklenmemeliyim. Onu aramayacağım. Birazdan eve gidebilirdim.

Tam o sırada yanıma kapüşonlu biri oturdu. Yüzünü göremediğim için öne eğilip baktım. Hemen kapüşonunu çekip indirdim.

‘’JongHyun?’’ kapüşonunu yerine taktığımda gülümsüyordu.

‘’Merhaba HyeMi.’’ Bana ilk kez gerçek adımla hitap etmişti. Bu biraz garipti. Hoş bir gariplik.

Etrafıma bakındım. Kimse bizi izliyor muydu acaba? ‘’ Burada ne arıyorsun?’’

‘’Dolaşıyordum. Seni gördüm. İstersen gidebilirim.’’ Ayaklanmaya çalıştığında hırkasının kolundan tutup onu durdurdum.

‘’Hayır önemli değil.’’

Tekrar yerine oturdu. Birkaç saniye kimse konuşmayınca kendisi devam etti. ‘’ Bir oyun oynayalım mı?’’ diye sordu.

Gözlerimi kıstım. ‘’ Ne oyunu?’’

‘’ Olur mu, olmaz mı? Oyunu.’’

Güldüm. ‘’ Nasıl oynanıyor? ‘’

Kafasını kaldırıp etrafına baktı. Karşı banklarda oturan bir kızı gösterdi. Kız şarkı eşliğinde kitap okuyordu kahverengi dalgalı saçları vardı. Küçük bir burunu ve küçük bir yüzü vardı. ‘’ Mesela. Benim için o kızla olur.’’

Ona döndüm ve şaşkınlıkla onu izledim. Neden bu oyunu oynamamı istemişti ki?

‘’Sen seç.’’ dedim.

Yeniden etrafına bakındı. Kısa boylu gerçekten çirkin kategorisindeki bir çocuğu gösterdi.

‘’İmkânı yok.’’ dedim gülerek. Belki de gülmemeliydim. Çocuk üzülebilirdi. Neyse…

Önümüzden geçen uzun boylu bir çocuğu gösterdiğinde kafamı salladım.

‘’Neden olmasın?’’ dedim. ‘’ Sıra sende.’’ Dedim ve çirkin bir kızı gösterdim.

‘’ Olur.’’ dedi.

Şaşkınlıkla ona döndüm. ‘’ Olur mu? O kızla mı? Standartların o kadar düşük mü?’’

‘’Erkek gibi görünen bir kız olsa da olur.’’

Gözlerimiz kenetlendiğinde aklıma gelen ilk şey Kikwang oldu. Şuan ne yapıyordum? O ne yapıyordu? Gözlerini kaçıran ilk kişi ben oldum.

‘’ Sıra sende.’’ Biraz düşündükten sonra çenemden tutup beni kendine çevirdi. Kendini işaret etti. ‘’Bu olur mu?’’ diye sordu.

Demin ne düşünüyordum ben? Ne hakkındaydı? Elinin olduğu çenem alev almıştı. Gözleri beni içene çekiyordu. Peki… Olur muydu? Kikwang. Düşündüğüm şey Kikwang’dı. Onu düşünmeliyim. Şuan onun yüzüne bakamayacağım bir cümle kurmamalıydım.

Gözlerimi ondan hiç ayırmadan, ‘’Sanırım olur.’’ diye yanıtladım.

Umarım bu hafta sonu bir bölüm daha yazabilirim. Hafta içi hiç yazamıyorum -_- Yine yoğun bir haftaydı. Üzgünüm umarım bu yüzden okumayı bırakmazsınız. Biraz kısa oldu bölüm galiba... :( Yinede umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Yorumlarınız benim için çok önemli. Hele ki bu bölümün sonu hakkındaki yorumlarınızı çoook merakla bekliyorum :D 

Menajerimiz Bir KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin