1 Ay Sonra ~
Elimi bırakmamakta ısrar eden o sıcak parmaklardan kurtuldum. Kapının kolunu tuttuğumda elini kapıya dayadı ve kapıyı açmamı engelledi.
‘’İçeriye gitmeliyim.’’ dedim ciddi olmaya çalışarak.
Kikwang kafasını iki yana salladı. ‘’Ben daha sonra seni yemeğe götürürüm. Lütfen biraz daha burada duralım.’’ Yüzüme doğru eğildi.
Gözlerimi devirdim ve onu ittim. ‘’Tabii. Sen nasıl istersen. İstersen burada kalabilirim bile. Çocuklar hiçbir şey fark etmez. Şurada kıvrılırım değil mi?‘’
Çıkmaya başladığımızdan bu yana 1 aydan fazla oldu sanırım. Tam emin değilim. Ama bugün Henry geri döndüğüne göre 1 ay olmuş olmalı. 1 aydır kimse anlamadan çıkıyorduk. Gerçekten bunu yapabilmiştik. Bu kadar uzun sürede, grup üyelerinin bile haberi olmadan.
Genelde onların evinde belli etmemek için birbirimize bile bakmayız. Şimdi beni odasına getirmiş ve çıkmamamı istiyordu. ‘’Hadi içeriye gidelim.’’ Elimi yanağına götürdüm. ‘’Hem Henry içeride. Biliyorsun, beni korkutuyor.’’ Sahnenin gerektirdiği romantik bir cümle söylemediğim için güldü. Ya da ben o yüzden güldüğünü düşünüyorum.
‘’Bende seni. ‘’
Uzanıp yanağından öptüm. Elini kapıdan çekti ve çıkmama izin verdi. Birkaç dakika sonra arkamdan geldi.
Koridorda HyunWoo’yu görünce durdum. Kikwang yanımızdan geçti ve gitti. Erkek halimi takınmaya gayret gösterdim. ‘’Nasılsın?’’ diye sordum.
HyunWoo onu en son yakaladığımdan beri çok uysal davranıyordu. Sesi çıkmıyordu. Üzgündü ve kendini affettirmeye çalışıyordu. O kızın tek gecelik olmasına bir yandan seviniyordum. Öyle olmasaydı belki de sevdiği kız için bir şeyler yapmak isteyebilirdi. En azından bu iyi bir şeydi. Onun tek gecelik olması.
‘’ İyiyim Hyung. İçeride seni bekliyorlar. Ben birazdan geleceğim.’’ Yanımdan geçti ve demin çıktığımız odaya girdi.
Salona geçtiğimde herkesin masaya oturduğunu gördüm. Burada bir kız olmadığım ve güya en büyük ben olduğum için masayı kurmam gerekmiyordu. Bu da erkek bir menajer olmanın iyi tarafı.
Hoya, ‘’ Hyung! Nerede kaldın?’’ diye soludu.
Şu grupta tek sesi soluğu çıkmayan olaysız kişi Hoya’ydı. Acaba ona ne zaman sıra gelecekti.
‘’HyunWoo ile konuştuk.’’ dedim çabucak.
JongHyun, ‘’O konu yüzünden hala kızgın mısın? 1 aydır kendini berbat hissediyor. Onu affetmenin zamanı gelmedi mi?’’ diye sordu. O hafta herkes ona kızgındı ama hemen unutmuşlardı. Ben hariç. Yine de o kadar kızgın değildim artık.
‘’Geldi. Zaten onu affettim. Sadece o bunu bilmiyor.’’ dedim ve çubukları alarak önümdeki yemeği karıştırmaya başladım.
Henry tek tek yüzlerimizi inceledi. ‘’Ne konusu bu? Ben neden bilmiyorum?’’ diye atladı.
Hoya, ‘’Ben sana sonra anlatırım.’’ Dediğinde HyunWoo içeriye girdi ve hepimiz yemeğe başladık.
Henry’ye anlatmamıştım çünkü hazır tatil gibi izini varken sinirlensin istememiştim. Diğer çocuklar bile fazlasıyla kızgınken Henry’nin nasıl tepki vereceğini hayal bile edemiyordum. Büyük ihtimal bu gece ya da yarın sabah görecektik. Umarım ben yokken bu gece olur ve biterdi.
--o--
Gece telefonumun o iğrenç alarm sesiyle uyandım. Bir anda zıplayıp duvar saatine baktım. Saat gecenin 2’siydi ve ben bu saatte – deli değilsem – alarm kurmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Menajerimiz Bir Kız
FanficGöğsümü sıkıca sardım ve üzerime gömleği giyerek sandalyeye oturup beklemeye başladım. Son kez özleyeceğim saçlarıma bakıyordum. JaeYeon geldiğinde ellerimle yüzümü kapattım ve keşke başka bir çarem olsaydı diye düşündüm. '' Buna emin misin HyeMi...