Melez Prenses

18- MP

Hayatım sırlarla doluydu, onca yıllık yaşantıma rağmen bilmediğim birçok şey vardı. Hergün yeni bir sır. Kaçmaktan yorulmuştum. Yakşayla ilgili hatırladığım son şeylerden biri beni 97 yıl boyunca bir tabutun içinde tuttuğuydu. Sonsuz karanlık ve ızdırap. Hayatımda o kadar korkuğumu hatırlamıyordum.

Deanla aramda olan bağı gördüğünde deliye dönmüştü benim birini dönüştürme fikri onu deli ediyordu. Dean'ı öldürme kararı aldığında buna engel olmuştum. Deana tuzak kurarak onu kurtların önüne attığında, onu kurtarmamam için beni gözünün önünden ayırmıyordu. Başta planından haberim yoktu. Dean ortalıklarda görünmüyordu tehlikede olduğunu anladığım an kalbimin tam üzerine bi yumru oturmuş gibi hissettim, başı beladaydı onu hissediyordum onu karanlık ormanda bulabileceğimi biliyordum. Yakşa kendisine ait olan karanlık malikanede yüzlerce vampirle birlikteydi çıkmam zor olacaktı, çok az vaktim vardı ve hemen birşeyler yapmalıydım.

Ben bunları düşünürken kapıdan vampir kızlardan biri girdi. Bi insan olan genç bir kızla içer girmişti. Yemek vakti olduğunu söyleyerek kızı bana doğru fırlattı.

Ben:" Onu bağla, birde onunla uğraşamam ."

Her zamanki soğuk ifademle bunu söylediğimde beni ikiletmeden kızı çekiştirerek sandalyeye oturttu. Boynundaki fuları çıkartarak kızın ellerine yöneldi. Tam zamanı olduğunu düşünerekpençelerimi çıkartıp arkasına geçerek saçından tuttuğum gibi pençelerimle boynunu parçaladım. Ağzı bağlı olan genç kız ağlıyordu. Bileğindeki fuları çözüp ağsındakinide açınca susmasını burdan onu çıkartacağımı söyledim hala ağlıyordu kafasıyla beni onayladı. Camdan atlayamazdık yakşa Camları tamamen demirle kaplatmıştı zorla açmaya kalkışsam ses yüzünden anında beni durdurlardı, bunu biliyordum. Kızın elinden tuttuğum gibi odanın dışına çıktık malikane çok büyüktü, yakşa labileren gibi yaptırmıştı burayı bir yabancı girse çıkamazdı ama ben yabancısı değil evin sahibi sayılırdım.

Koridordan geçerken kızı hemen arkama aldım koridordan sesler geliyordu ve gittikçe yaklaşıyorlardı. Pençelerimi çıkartıp bekledim bi kaç dakika içinde görüş alanıma iki vampir girince hemen ikisininde işini bitirdim. Fazla vaktim yoktu ve hemen gitmem gerekiyordu. Kızı kucağıma aldığım gibi hızla ilerlemeye başladım. Merdivenlere gelene kadar kimseyle karşılaşmamıştım.

Merdivenlerde ise bir grup vampirle karşılaştığımda hepsi şaşkın ifadeyle bana bakıyordu. Kızlı erkekli karışık bir gruptu.Hiç bir şey yokmuş gibi geçemezdim. Bugün Dean'ı öldürmeye çalışacaklardı ve benimde müdahale edeceğimi biliyorlardı. Dean'a ne kadar düşkün olduğumun farkındalardıda.Kucağımdaki kız inip arkama geçtiğinde hepsi birden üzerime doğru yürümeye bağladımerdivenlerden seri bir şekilde üzerime gelen iki kişiyi çevik bir kaç hareketle alaşağı ettim. Ölmemişlerdi ama toplam 7 kişiydi. Yakşanın ilginç zevkleri bu defa işime yarayacaktı, Duvarlarda asılı olan kılıçlara doğru koşunca merdivenlerden seri bir şekilde inmek zorunda kaldım. Üzerime gelen vampirlern birni yakasından savurdum diğerinin kolunu kırıp yere fırlatınca duvara doğru zıplayıp elimle iki kılıcı kavradığım gibi ters taklayla aşağı inip zaman kaybetmeden onlara saldırdım Yaklaşık 5 dakika içerisinde hepsinin kafatasını uçurmuştum. Üzerimdeki beyaz elbise kanla kaplanmış kırmızıya dönmüştü.

Kız yanıma doğru gelince elimden tuttu, Yaşı küçük olduğu belli olan bi kızdı ve korkuyordu. BEnim gibi canavar olan birine sığınıyordu.

Bütün vampirlerle baş edemezdim dıarısı vampir kaynıyordu ama yakşa burada değildi. Kızı kucağıma aldığım gibi ilerideki ağaca doğru uçma hamlesi yaptım diğerlerine göre daha hızlı ve daha güçlüydüm. Ağacı üzerine çıktığımızda eve dönüp baktım. Dışarısı çok kalabalıktı ve ben bir anlık boşlukta oradan çıkmayı başarmıştım. Kızı kuçağımdan indirmeden bir ağaçtan diğerine doğru ilerliyorduk.Biraz ilerledikten sonra nehri görünce durdum. Hava karanlıktı ama kızı yanımda götüremezdim. Ağaçtan atlayıp onu yere bıraktım: