İNTİKAM ZAMANI: ISAAC

273 14 5
                                    

Sue karşısında Isaac’i görünce dayanamadı ve avazı çıktığı kadar bağırdı. Isaac nasıl burada olabilirdi? O üç yıl önce ölmüştü! O sırada içeri giren babaannesi Sue’ya sarılmış ve bunun kötü bir kabus olduğunu söyleyerek onu rahatlatmaya çalışmıştı. Sue biraz sakinleşince babaannesinden su istemişti, birkaç saniyede olsa yalnız kalıp kendine gelmek için zamana ihtiyacı vardı. Bu nasıl olabilmişti? Isaac o malum gece aşırı hız yapıp uçurumdan yuvarlanmamış mıydı? O sırada düşüncelerini elindeki su bardağıyla babaannesi böldü. Sue merakla:

-Sende gördün değil mi?

-Neyi kızım? Kimi görmeliydim?

-Iıı…Isaac.

-Bu sadece bir kabustu. O üç yıl önce aşırı hız yaptığı için ölmemiş miydi? Sende okuldan geldiğinden beri bir hal  var. İyi gözükmüyorsun. İstersen biraz uyu, dinlen.

Sue’nun bu kabusları birkaç gece daha tekrarlayınca dayanamayarak görüşmeye ara verdikleri arkadaşlarını aramak zorunda kaldı.

Ertesi sabah her zamanki kafede buluşmak üzere sözleştiler. Kafeye ilk gelen kişi yine Jo oldu. Hemen ardından Sue kafeye girerken Elijah ile karşılaştı. Her ne kadar zoraki gülümseseler de buluşmayı Sue istemişti. Yardıma ihtiyacı vardı. Bu yüzden orada olmalıydılar. Elijah’ın aklından bunlar geçerken Jo’nun bulunduğu masaya geçip oturdular. Daha sonra sırasıyla Laszlo ve Adam geldi. Grup tamamlandığına göre artık konuyu tartışabilirlerdi. Adam:

-Evet Sue, bizi buraya çağırışının sebebini öğrenebilir miyiz?

-Şey aslında inanmayacaksınız ama bir ruh sorunumuz var. Laszlo:

-Ne! Nasıl yani?

-Benim üç yıl önce Isaac adında bir sevgilim vardı. Ama biraz kaba biriydi. İçkiyi çok içerdi ve içince katlanılamayacak bir hal alırdı. Bir gün çok içmişti ve bu yüzden tartıştık. Bana vurmuştu. Bu yüzden ayrıldık. Daha sonra başka biriyle çıkmaya başladım. O benim başka biriyle olmama katlanamadı. Çılgına dönmüştü adeta. Bir gün okuduğumuz liseye babasının silahıyla geldi ve beni kaçırmaya çalıştı. Ama sevgilim Jack buna engel oldu. Isaac’in gözü o kadar dönmüştü ki gözünü bile kırpmadan vurdu Jack’i. Daha sonra okul karıştı ve okulun iri erkekleri Isaac’in elinden silahı aldılar. Bende hemen oradan uzaklaştım. Jo:

-Sevgilin Jack’e ne oldu peki?

-‘’Isaac onu kalbinden vurmuştu. Çok ağır yaralanmıştı.’’ diyerek ağlamaya başladı. Laszlo:

-Daha sonra ne oldu peki?

-Bir gece, yaklaşık bu olanlardan bir hafta sonra, telefonum çaldı. Arayan Isaac’ti. İlk önceleri açmıyordum telefonlarını. Ama açana kadar arayacaktı, kafasına koymuştu. Bu nedenle açmak zorunda kaldım. Bana onu affetmemi, affetmezsem her şeyin daha kötü olacağını, hem beni hem de kendini öldüreceğini söyledi. Ben de affetmeyeceğimi söyleyip telefonu kapattım. Elijah:

-Daha sonra ne oldu?

-Aradan iki hafta sonra tekrar aradı. Tabi bu iki haftalık süre zarfında da beni okulda rahatsız ediyordu. Kitaplarımın arasına tehdit zarfları bırakıyordu. Teneffüslerde yanıma gelip konuşmaya çalışıyordu ya da bana ters ters bakıyordu. İşte her şeyin olduğu gece beni son kez arayıp beni çok sevdiği için bana zarar veremeyeceğini ama kendini öldüreceğini söyledi. Ben inanmadım, çok içkiliydi saçmaladığını düşünüyordum. Ama o dediğini yapıp kendini öldürmüştü. Aşırı hız yapmış ve motoru ile beraber uçurumdan yuvarlanmıştı. Laszlo:

-Düne kadar hiç görmüş müydün Isaac’i? Hiç karşına çıkmamış mıydı?

-Hayır, dün bir anda çıktı karşıma. Duş almıştım ve kitap okuyordum. Sadece bana baktı. Hiçbir şey söylemedi. Gözlerinde nefret vardı. Üç sene önceki gibi bakıyordu bana. Çok korktum, bu nedenle çığlık atmaya başladım. O sırada babaannem odaya girdi. Isaac de bir anda yok oldu. Anlatılanları pür dikkat dinleyen Adam’ın aklında bir soru işareti vardı ve:

-Peki bunun bir ruh olduğuna nasıl karar verdin? Sonuçta çok kötü şeyler yaşadık. Diğer insanların cesaret edemeyeceği şeyler yaptık ve bunları unutamıyoruz. Hatta bu yüzden birbirimizden uzak durma kararı almamış mıydık? Onu gördüğünü zannettiğin gün de büyük ihtimalle hala bunun etkisindeydin ki etkisinde olman gayet normal. Yanılmış olabilir misin?

-Daha düne kadar bende böyle düşünüyordum. Yani birkaç gün önce başladı tüm bu olanlar. Yolda yürürken, yemek yerken, kitap okurken hep biri tarafından izleniyormuşum gibi geliyordu. Kafamı çevirip etrafıma bakındığımda önümden gölge geçiyormuş gibi oluyordu. Birkaç kerede Isaac’i görmüş gibi olmuştum. Bende yaşadıklarım yüzünden olduğunu düşünerek önemsememiştim. Ta ki düne kadar. Dün kendisi çıkmıştı karşıma. Bu sefer bana görünmek istedi. Gözlerinde çok büyük bir nefret vardı.

-‘’Peki herhangi bir şey söyledi mi?’’ diye söze karıştı Jo:

-Hayır demedi, belki de diyemedi. 

-‘’Neden diyemedi?’’ diye sordu meraklı bir tavırla Laszlo.

-Çünkü ben onu karşımda görünce hem çok şaşırdım hem de çok korktum. Çığlık atmaya başladım ve bunu duyan babaannem odaya girdi. O da hemen ortadan kayboldu. Adam:

-Şu Isaac nasıl biriydi? Yani kişilik özellikleri ve fiziksel özellikleri nasıldı? Belki bunlar daha sonra işimize yarayabilir. 

-Isaac ilk başlarda çok cana yakındı. Benimle konuşmak için hep çaba harcardı. (Sue çok utangaç olduğu için konuşulması zor biri…) Çok kibardı. Hep güzel sözler söylerdi. Bana her gün çiçek getirirdi. Ama çıkmaya başladıktan bir ay sonra her şey tersine döndü. O güzel sözler söyleyen, romantik Isaac bir anda çok kaba birine dönüştü. Bana durmadan bağırmaya, giydiğim kıyafetlere laf etmeye başladı. Her şeyime karışır oldu. içki içmeye başladı ve bunu alışkanlık haline getirdi. Adeta bağımlıydı… Her gün sarhoş olana kadar içmeye devam etti. Fiziksel özelliklerine gelince uzun boylu, siyah saçlı, mavi gözlü ve kaslı biriydi. Sporcu biri olduğu için vücudu çok kuvvetliydi ve ona çok yakışan kirli sakalları vardı. Yani bizim lisedeki çoğu kız onunla çıkmak istiyordu. Ama o beni seçti. Ayrıca gitar çalabiliyordu ve sesi çok güzeldi. 

-‘’Peki bugün hiç gördün mü?’’ diye söze karıştı Laszlo.

-Hayır, henüz görmedim ve umarım bir daha hiç görmem. Artık kötü şeyler yaşamak istemiyorum. Hele de bir ruh öldürmek hiç istemiyorum. Kendimi lanetlenmiş gibi hissediyorum.

-‘’ Korkma! Hiçbir şey olmayacak. Sana zarar vermesine izin vermeyeceğiz.’’ diyerek teselli etmeye çalıştı Jo.

-‘’Artık kalksak iyi olacak, dersin başlamasına yarım saat kaldı.’’ Diye hatırlatma yaptı Adam.

Üniversiteye vardıklarında Sue ve Jo lavaboya gitmek için Adam, Laszlo ve Elijah’tan ayrıldılar. Lavaboya girdiklerinde duvarlara, aynalara, kapılara kısacası her yere kanla Sue için yazılmış tehdit mesajları vardı…  

ARKADAŞLAR OKUYUCU SAYISI 300, VOTE SAYISI 200 YORUM SAYISI 60 OLANA KADAR YENİ BÖLÜM PAYLAŞILMAYACAKTIR. BU SAYILARA ULAŞTIĞIMIZDA YENİ BÖLÜMÜ PAYLAŞACAĞIZ. UMARIM BEĞENİYORSUNUZDUR BÖLÜMLERİ. İLERLEYEN BÖLÜMLERDE BİR SÜPRİZİMİZ OLUCAK :D

HAYAT DEĞİŞTİREN PAZARTESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin