HAYAT DEĞİŞTİREN PAZARTESİ

İSTER ÇOK GÜÇLÜ OL İSTER KAHRAMAN...

Artık siren sesleri çok yakından geliyordu. Mary ne yapacağını bilmezken kendini bir anda küçük bahçeli bir evin bahçesinin duvarından atlarken buldu. Hala siren sesleri duyuluyordu. Dışarıda biraz daha dolaşırsa yakalanması an meselesiydi. Bu nedenle bahçeye atlamıştı zaten. Bahçede top oynayan iki küçük çocuk vardı. Aslında Mary çocukları çok severdi ama içindeki o şeytan yüzünden artık herkese nefretle bakıyordu ve herkese zarar vermek istiyordu.

Çok geçmeden polis arabası bahçenin yanından geçti. Bu sefer kurtulmuştu ama daha ne kadar kaçabilirdi ki? O bunları düşünürken oyun oynayan çocuklar Mary fark etti. Hem Mary hem de çocuklar artık ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Çocuklar doğruca eve, annelerinin yanına koştular.  

Mary’nin içindeki şeytan birilerine zarar vermek istiyordu. Dünyaya gelmesinin tek nedeni buydu. Birilerine zarar vermek, birilerinin canını yakmak… Sadece bu. Ama Mary’i beden olarak seçmesinin nedeni tabi ki de Jo’ydu. Çünkü Jo ve arkadaşları onun kardeşini öldürmüşlerdi. Kardeşini karanlık bir boşluğa hapsetmişlerdi. Sonsuzluğa kilitlemişlerdi onu. Bu şeytanın kardeşi tabi ki de kuşkusuz Bobby’i öldüren ruhun ta kendisiydi. Bu iki kardeşin adları Derek ve Shelby’di. Shelby kardeşler arasında iyi olandı. Ama Bobby’nin ölmesine de o neden olmuştu.

Bir gün Derek ve Shelby arabada kavga etmeye başlamışlardı. Arabayı Shelby kullanıyordu. Tartışma iyice büyümeye başlamıştı. Derek bir anda kontrolünü kaybetmişti ve araba denize uçmuştu. İki kardeşte o kaza sonucu ölmüştü. Shelby iyi olduğu için onun ruhu şeytan olmadı. Ama Derek kötü olduğu için ruhu şeytana dönüştü. 

Derek her ne kadar dünyada iyi biri olmasa da Jo’nun ve arkadaşlarının kardeşine yaptıkları canını çok yakmıştı. Çünkü kardeşini ondan alıp sonsuzluğa yollamışlardı. Bunun intikamını da onlardan almalıydı. Bu nedenle Mary’i seçti. 

Çocuklar, annelerinin yanına korkarak gitmişlerdi. Bu nedenle kadıncağız ürkek bir şekilde evin bahçe merdivenlerini iniyordu. Daha sonra Mary ile yani Derek ile göz göze geldiler. Derek kadına kendini acındırarak eve girmeyi başardı. Mary,  Derek’in korkunç planlarının olduğunu biliyordu. Ne kadar engellemeye çalışsa da bir türlü başarılı olamıyordu. Düşünce gücüyle Derek’in elinden kontrolü almaya çabalıyordu ama Derek buna izin vermiyordu. 

Tam Derek planını gerçekleştirmeye çalışırken Jennifer’ın yani çocukların annesinin telefonu çaldı. Telefonun zil sesi Mary’nin Jo’yu küçükken uyutmak için söylediği bir şarkıydı. Bu şarkı çalmaya başladığında Mary daha da güçlendi ve düşüncelerini, bedenini kontrol altına alabildi:

-Çabuk, acele edin. Sakın açma telefonunu, çalmaya devam etsin. Siz uzaklaşana kadar size vakit kazandıracaktır. Çabuk, o geri dönmeden gidin buradan.

Jennifer olanlara anlam veremiyordu. Neler oluyordu evinde? Şaşkınlıkla telefonunu elinden düşürdü ve Mary tekrar gücünü kaybetti. Bedeninin derinliklerinde tekrar hapsolmuştu. Derek artık planını gerçekleştirmeliydi. Yoksa Mary tekrar işlerini mahvedebilirdi. Buna izin veremezdi. Dünyaya gelmesinin bir amacı vardı. Jo’nun acı çektiğini görmek ve annesinin ölmesini izletmek. Bunları yapmadan da dünyadan gitmeyecekti. Şimdi ilk planını gerçekleştirmeliydi. 

-Mary, hadi ama. Gerçekten inanıyor muydun onları elimden kurtarabileceğine? Onları öldüreceğim. Yani sen öldüreceksin. Her anını kaydedecek beynin. Onların çığlık sesleri çınlayacak kulaklarında ve ben bedenini terk ettiğimde elin kana bulanmış bir şekilde kalacaksın ortada. Bu düşünce seni yavaş yavaş delirtecek ve kimsenin elinden bir şey gelmeyecek. Ben de amacıma ulaşmış olacağım. Kızın senin durumun karşısında çok üzülecek aynı benim gibi. Benim çektiğim acıların çok daha fazlasını yaşatacağım kızına, çok daha fazlasını. Hadi o zaman başlayalım…