EVE DÖNÜŞ: YENİ BİR BAŞLANGIÇ

308 21 9
                                    

Hiçbir haber vermeden evden gitmişlerdi ve yaklaşık iki haftalık ayrılıktan sonra eve nasıl döneceklerdi? Artık ailelerine kavuşmalarına birkaç saat kalmıştı.

Aileleri onları iki haftadır her yerde arıyordu. Polislerde tabi… Ama hiçbiri işe yaramamıştı. Aileleri meraktan ölecekti. Artık onlardan umutlarını kesmişlerdi, öldüklerini düşünmeye bile başlamışlardı.

Bu durum aileleri de kaynaştırmıştı. Sonuçta hepsi çocuklarını kaybetmişti ve hepsi aynı anda kaybolmuştu. Aynı çocukları gibi aileleri de kaynaştılar. Bu kaybolma olayı süresince polisten haber geldikçe hep beraber karakola gittiler. Hep beraber ağladılar. Birbirlerine destek olup, birbirlerinin gözyaşlarını sildiler. Onlara benzeyen cesetler bulunuyordu. Fakat onların olmadıklarını öğrenince hep beraber seviniyorlardı. Ama uzun süredir haber yoktu çocuklardan. Aramadıkları yer gitmedikleri insan kalmamıştı. Herkes her yerde çocukların bir an önce sağ salim bulunması için dua ediyordu. Sonunda çocuklarına kavuşacakları ana yavaş yavaş yaklaşılıyordu…

Artık evlerinin bulunduğu kente, St. Paul’a varmışlardı. Bobby’ye olanlar çözülmüştü. Biraz olsun vicdanları rahatlamıştı. Ama hala ailelerine ne diyeceklerine dair bir fikir gelmemişti akıllarına. Sonuçta bu iki haftalık süreçte yaptıklarını anlatsalar ailelerini inandıramayacaklardı. İnanmadıkları gibi onların delirdiklerini de düşüneceklerdi. Ya da uyuşturucuya başladıklarını… Çünkü yaşadıkları şey hiç kimsenin aklına gelecek türden bir şey değildi. Bir parti gecesinde eğlenmek için ruh çağırdılar  ve gelen şeytani ruh yüzünden arkadaşları öldü. Onlarda öç almak için ve biraz vicdanlarını rahatlatmak için daha önce aynı şeyi yaşamış bir adamı bulmaya gittiler. Sonunda da öçlerini aldılar. Bu yaşananlara kim inanırdı ki? Üstelik bunlara kendileri bile inanamazken, ailelerini nasıl inandıracaklardı ki?.. 

Artık aileleriyle yüzleşeceklerdi. Merkezi bir yerde Laszlo herkesi bıraktı. Ayrılma vakti gelmişti. Laszlo arabayla evine doğru devam etti. Jo ve Adam’ın evleri birbirine çok yakın olduğu için onlar birlikte taksiyle evlerine gitmeye karar verdiler. Elijah yoluna otobüsle devam etti. Sue ise evlerine yakın bir yerde olduğu için yürüyerek gidecekti. Evine ilk varan tabi ki Sue oldu. ama kapıyı çalmaktan çok korkuyordu. Yaşlı babaannesi çok sinirli biriydi. Zaten sırf sinirli olduğu için o gece partiye gitmişti ve başına bunlar gelmişti. Ama yapacak bir şey yoktu, kapıyı çalmak zorundaydı. Tam kapıyı çalacağı sırada babaannesi kapıyı açtı. Şaşkınlıktan olacak ki ikisi de birbirlerine dakikalarca baktılar hiçbir şey söylemeden. Bu sessizliği babaannesinin Sue’ya ağlayarak sarılması bozdu. Aslında Sue babaannesinden böyle bir tepki beklemiyordu. Hele ki yaklaşık iki hafta habersizce ortadan kaybolduktan sonra… Daha sonra birlikte içeriye girdiler ve babaannesinden asıl beklediği tepkiyi de görmüş oldu. Babaannesi ona hiç bu kadar şiddetle bağırmamıştı.

-Neredeydin sen ha! Beni öldürmek mi istiyorsun?

-Be…be…ben.

-Bak hala cevap veriyor utanmadan. İnsan bir haber verir.

-Özür dilerim. Haber verecektim ama izin vermemenden korktum. Sanki haber versem gitmeme izin verecektin. 

Bu sözlerin üzerine babaannesi bir şey söyleyememişti. Çünkü Sue haklıydı. Bu zamana kadar ne zaman adam akıllı izin istese hep olumsuz cevap almıştı. Tartışma babaannesinin alış-veriş için dışarı çıkmasıyla son buldu.

Laszlo da bu sırada evine varmıştı. O da Sue gibi anne ve babasından bir ton laf işitmişti. Ama Laszlo buna alışkındı ve hiç üzerinde durmadı. Anne ve babasına tek bir açıklama dahi yapmadan yukarıya, odasına çıktı.

Şimdi aileleriyle yüzleşme vakti Adam ve Jo’daydı. Jo’nun babası çok sinirli bir adam olduğu için Jo en çok babasının tepkisinden korkuyordu. Babası sinirlenince çok dengesiz biri oluyordu. Bu güne kadar hiç Jo’ya vurmamıştı. Ama bu olay babasını iyice sinirlendirmişe benziyor ki babası ilk tokadını atmış oldu:

HAYAT DEĞİŞTİREN PAZARTESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin