Bu benim ilk çalışmam olacak. Acemiyim biraz bu yüzden yorumlarınızda eksiklerimi de söyleyin , kendimi ona göre geliştiriyim. Umarım beğenirsiniz ve uzun soluklu bir hikaye olur. İYİ OKUMALAR ! :)
İnsan kendi kafasında kurduğu hayallere inanır mı ? Ben inanırım hatta bazen o hayale o kadar alışırım ki gerçeği unuturum.
Ben böyle hayal ile gerçeğin arasında sıkışmış tuhaf denilebilecek biriyim.Adım Beste. Beste Başaran . Aslında hayatım oldukça sıradan.Küçük , köhne evimizde annemle birlikte kendi halinde bir hayatım var. Çevremdeki önyargılı , zorba insanlar da olmasa hayatım sakin ve mutlu olabilirdi ama ne yazık ki bu insanlar beni çok zorluyorlar. Tek dayanağım annem, kulaklığım, birkaç arkadaşım ve sensin sırdaşım.
Gözlerimden uyku aktığını hissedebiliyordum. Kalemi bırakıp yüzümü soğuk ellerimin arasına aldım sevgili sırdaşım günlüğümü çekmeceme kaldırdım.Bu delicesine gözlerimin içinde bağıran uykuya daha fazla hükmedemeyip kafamı masaya gömdüm.
'' BESSTTEEE ! HEYYY ! NERDESİN SEN ! '' bağırtıyla irkildim. Kafamı kollarımın arasından hafifçe kaldırırken dışarıdan gelen cırlama devam ediyordu. sanırım Hazal'dı bu deli. Gözlerimi ovuşturken saate bakıyordum ama beynim sonradan algıladı . 08:15 . Hala gözlerimi ovuşturuyordumama bu sefer saskınlığımdan . Ben şaşkınlığımı hala üzerimden atamamışken kapının ısrarlı çalışıyla biraz da olsa kendime gelmiştim ve kapıyı açtım. Hazal nefes nefese kalmış bir şekilde karşımda duruyordu.Hazal benim çocukluk arkadaşımdı . Kendimi bildim bileli yanımdaydı. Koyu kahve , dolgun , dalgalı saçları ve koyu kahverengi gözleriyle çok hoş görünümlüydü. Bazen deli dolu bazen ciddi ve olgundur.Benden utanmayan tek arkadaşım diyebilrim . Seviyorum onu.
'' Hazal? '' dediğimde hiçbir şey demeyip bana sarıldı. Buna karşılık gözlerimi patlatana kadar açarak ona baktım. Gerçekten şaşkındım ondan böyle bişey beklemiyordum. Kapıyı kapattım. Bu tepkime karşı kahkaha atınca kaşlarımı çatıp ona baktım.
‘’ Ne var ? Ne gülüyosun ? ‘’ diye çıkıştığımda gülmesini durdurdu boğazını temizleyip ‘’ Tamam şaşırdığını farkındayım, pek sarılmayı falan sevmesemde… Korktum . ‘’ sesi sonlara doğru titremişti. Korktum? da neydi simdi . Ben sormadan o cevap verdi. ‘’ Dün Emre’yle kavga etmişsiniz . Bugün de okula gelmeyince bir bakayım dedim ama evde kimse yoktu. Kapıyı caldım ama acmayınca … ‘’ Ahh ! İçimden şu ağır uykuma küfürler saydırdım. ‘’ Uyuyunca top patlasa uyanmam bilirsin’’ dediğimde küçük bir kahkaha attı .‘’Bilmemiz miyim ? ‘’ sesinde alaycı bir tavır vardı normalde buna benim de gülmem gerekirken sadece ciddi bir sessizlik yarattım. Bugün gülmek gelmiyordu içimden nedense. Hazal durumu fark edince gülümseyen yüzü bir anda soldu ve endişeli bir şekilde bana bakarak ’’ Heyy ! yanlış bişey mi söyledim. İyi görünmüyosun ? ‘’ dediğinde kalbime anlam veremediğim bir sızı girdi. Yüzümü Hazal’ın endişeli bakışlarına çevirip ‘’ Senle alakası yok sadece bugün hava biraz sıkıcı sanırım. İçim karardı ‘’ dediğimde cama doğru bakarak kafasını salladı. ‘’Hadi hazırlan okula gidelim . Açılırsın’’ dedi. Kafamı sallamakla yetindim. Hazırlanmam için tam odamdan çıkacakken ‘’Hazal! ‘’ diye seslenince yarım bir şekilde arkasını döndü . ‘’Annem nerde? ‘’ diye sorunca bir an duraksadı sonra ellerini iki yana açıp ‘’bilmiyorum, geldiğimde yoktu. Yoksa kapıyı açardı . ‘’ dedi derin bir nefes aldım gerildiğimi anlayınca yanıma gelip kolumu sıvazladı. ‘’ Markete falan çıkmıştır. Hadi ama ne yani kadın senin uyanman için başında mı beklicek ? ‘’ dediğinde ikimizde gülümsedik ya da ben gülümsemeye çalıştım diyelim. Çünkü içimde anlam veremediğim bişey vardı kalbim sıkışıyordu. Hazal’’ın sesiyle kafamdaki tüm düşünceleri bir kenarı attım. ‘’ Beste , dışarıda bekliyorum seni . Acele et yoksa giderim beklemem’’ diyince gülümsedim ve olumlu anlamda göz kırptım. Odadan çıkmıştı. Dış kapının kapanma sesini de duyunca yatagıma oturdum .
Derin bir nefes aldım ve kalktım. Banyoya gidip soluk suratımı yıkadım. Saç fıçamı alıp saçlarımı tarıyordum ama hiç nazik davranmıyordum yolarcasına tarıyordum cünkü kendi bedenimden nefret etmeye başlamıştım. Saçlarım çok seyrek ve cansızdı. Sarı ve düz saçı sevmiyordum ama ben öyledim.Aynaya yumruk atmamak için kendimi zor tutmuştum. Üstüme beyaz ( beyaz demeye bin şahit. Kolları ve yakalarının griden farkı yok ) gömleğimi giydim. Beyaz her an kaçıcakmış gibi duran külotlu çorabımı çektikten sonra eskilikten rengi dönmüş kırmızı ekoseli eteğimi de giyip çıktım. Senelerdir giydiğim, yanlarından patlamış ve bizim ayakkabıcı Hüseyin amcanın tamiratları sayesinde ayakta duran ayakkabılarımı da giyip dışarı çıktım. Hüseyin amca seyyar ayakkabı tamircisiydi. Yaşına bile bakmadan oğlu hatta torunu yaşındaki çocukların ayakkabılarını boyardı. Ekmek parası işte. Hayat o kadar kolay kazanılmıyor. Çoğu insan lafa gelince , sosyal medyalarda bir sürü şey paylasırken adaletle ilgili , kafalarını kaldırıp gercek camlarından bakmazlar hayata. Zengin züppeler işte nolucak.
Tam derin düşüncelere dalmışken yanımızdan hızlı bir şekilde acı acı sirenlerini öttürerek ambulans geçti. Bir an duraksadım. Ambulansın siren sesleri kulağımda yankılanıyordu . İçimi ürpertiyordu resmen. Ruhuma işledi o ses bir an. Kalbime giren anlamsız sıkışma bu sefer daha şiddetliydi. Gözümün önüne siyah bir perde iniyordu sanki.Sendelediğimde Hazal’ın koluma girip beni tutmasıyla titreyerek kendime geldim.’' İyi misin ? ‘’ Bu seferki endişesi sabahkinden daha fazlaydı.Kısık çıkan sesimle ‘iyiyim’’ dedikten sonra gülümsedim.
Kafamı çevirdiğimde okulun kapısına gelmiştik. Bahçeden geçerken herkes bana bakıyor , bazıları gülüşüyor , bazıları acıyarak bakıyor , bazıları da aralarında fısıldaşıyorlardı. Ama hepsinin o değişik duygular içindeki gözleri üzerimde yogunlastığından ister istemez gerilmiştim. Hazal’a baktığımda o da durumu fark etmiş olacak ki etrafındaki insanları anlam veremiş bir bakışla bakıyordu. Şaşkınlığı ve gerginliğini hissedince daha cok gerildim. Okulun kapısından giriyorken Hazal’a dönüp ‘’ Ne oluyo sence ? ‘’ dediğimde ‘’Bilmiy…’’ sözünü yarıda kesmiş karşısına odaklanmıştım. Kafamı Hazal’ın baktığı yöne çevirdiğimde ilk gözlerim kocaman açılmıştı. Sonra başımdan aşağı kaynar sular inmiş gibi oldum, ellerim terlemeye başladı. İnanamıyordum. Bu kadar mı nefret ediyorlar benden ? Yutkunarak karşıma baktığımda boğazımdaki yumru geçmiyordu, gözlerim yanmaya başlamıştı. Hayır ağlamamalıydım.:’(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Işık ( askıda )
Teen FictionHerkesin belli bir görme kapasitesi vardır. Gazetelerde okuduğunuz 3. sayfa olaylarını ne kadarını bilebilirsiniz ki. Ya cinayetin , entrikanın içine düşerseniz ... İntikam ateşi içini kaplarken aşkın ateşine yer açabilir misin ? Karanlığında boğulu...