Okuyan herkese çok teşekkür ederim beğenen ederim. Bir yazarı en mutlu eden sey eserinin beğenilmesi onun hakkında aldığı yorumlarmış. Bunu simdi cok iyi anlıyorum. Bu bölümü daha heyecanlı yazmak isterdim. Ama cok hızlı gitmek istemedim. Tek korkum okurken sıkılmanız. Yazarken ilham perilerim çok nadir geldi. Eger okursanız voteleyip eleştirirseniz çok mutlu olucağım. En azından okuyucudaki izlenimleri bilmiş olurum. Resim Beste. Umarım beğenirsiniz.Bu Bölümü Çocukluk arkadaşım, kardeşim İrem Koç 'a ithaf ediyorum. Seni çok ama çok seviyorum kardeşim. İyiki hayatımdasın. İyi Okumalar!
İnsanlar pembe gözlüklerinin arkasında mutludurlar. onları çıkarıp gerçekleri görmek istemezler.
………………………………………………………………..
Elimle bileğini kavradım. Nabzına bakarken sanki benim nabzım durmuş gibiydi . Nefesim daralmıştı.
Hayatta en çok korktuğum şey ölümdü. Ama ne zaman nerde nasıl öleceğini kimse bilemezdi. Aniden basit görünmez kazalar sonucu ölen bile yüzlerce insan varken kendinden emin bir şekilde benim daha çok yolum var diyemez insan.
Ben annemi kaybettiğimde inanamamıştım. O kadar gerçek değil gibi duruyordu ki . Ta ki onun ölüsünü görene kadar. Şimdi birinin daha ölüsünü görmek istemiyorum. Aslında hepimiz her dakika her saniye ölüme daha çok yaklaşıyoruz. Her kalbin çarpıntısı, kendi ecelinin ayak sesi gibi. Kalp her atışında bir saniye daha yaklaşıyor ölüm.Ama o daha çok genç.
Sonunda nabzına baktığımda net olarak algılanamasa da atıyordu.Derin bir oh çekmemle herkes de benim gibi rahatladı. Ayşe Teyze’yi demiyorum bile kadın ölüp ölüp dirildi her saniye.Ölüm korkusu, ölmek ıstırabından daha ağırmış gerçekten.
Hastaneye vardığımızda hemen onu sedyeye yatırdılar. Hazal doktora durumu anlatırken ben nefret ettiğim hastane kokusunu içime çektim. Bu koku beni hep daha çok hasta ederdi.
Onu bir odaya aldılar.Victoria çok sıkılmışa benziyordu. Bu konular onun için saçmaydı. Onun için bir hizmetçi robottan farksızdı. Her şeyi eksiksiz yapan ,bozulduğunda atabileceği bir robot.Peki babam? Ona hala inanamıyordum. Sanki sırf beni kırmamak için gelmişti. Bu gerçekten sinirlerime dokunuyordu. Babam, baktığımı görünce su almaya yöneldi. Plastik bardağa önce çok az miktarda sıcak suyu koydu sonra ise bol miktarda soğuk. Ayşe Sultan’a getirdi. ‘’Al Ayşe Sultan. İçini ferah tut bir şey olmayacak. ‘’ derken göz ucuyla bana bakıyordu. Bakışlarım yumuşamıştı ama belki de sadece inanmak istediğime inanıyordum. Babamın o kadın gibi acımasız olmadığına iyi merhametli biri olduğuna inanmak
Ayşe Sultan teşekkür etti ve suyu aldı.’’Allah’ım sen yavrumu koru. Ondan başka kimim var benim ? ‘’ diye yalvarıyordu. Hazal Ayşe Sultan’a sarıldı .Bir an boğazımda bir yumru oluştu. Sanki o kadın benim annem o kız da bendim . Benım de annem ölene kadar kimsem yoktu ondan başka. Ama sonra babamı buldum. Yıllarca başka biri için baba deyip yetim gibi büyümüştüm. Çünkü babam –ne olursa olsun bana babalık yaptı- ben çok küçükken öldü ve bende babamın resimlerine bakar ağlardım. Aslında gerçekten ölmemiş olsaydı çok iyi birine benziyordu. Eksikliğini hep hissettim . Gerçeği öğrensem de yine hissediceğim.
Doktor dışarı çıktığında hepimiz olduğumuz yerden doğrulduk. Doktorun canı sıkkın görünüyordu.
‘’Doktor bey, neyi var? ‘’ diye sordu Ayşe teyze.
‘’Açlık nedenli bir senkop geçirmiş ‘’ dediğinde kelime oyunu yapmasana, ölcek mi onu söyle hele demek istesem de ‘’Yani? ‘’ demekle yetindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Işık ( askıda )
Teen FictionHerkesin belli bir görme kapasitesi vardır. Gazetelerde okuduğunuz 3. sayfa olaylarını ne kadarını bilebilirsiniz ki. Ya cinayetin , entrikanın içine düşerseniz ... İntikam ateşi içini kaplarken aşkın ateşine yer açabilir misin ? Karanlığında boğulu...