Resimde merak edenler için Hazal'cığımız var :)
Bu bolumde artik yavas yavas asil hikayeye basliyorum.Cok fazla gecikti biliyorum ama yogun bir sinav haftasindaydim vaktim olmadi.Yorum ve begenilerinizi eksik etmeyin. .Iyi okumalar .
Benim için uzun bir yolculuk baslamisti. Uzun sure gozumu ayiramadigim adresten sonunda ayrilip beni saskin gozlerle suzen Hazal'a baktim.
Birden ayaga kalktim. Kapiya dogru ani yonelisime Hazal da Aysu teyze de tepki vermisti.
' Hey ! Nereye ?' diye kolumdan cekerek beni durdurdu.
Hazal in kolundan kurtulup kapiya kostum. ikisi de soku atlamamisti. elimdeki fotografı oyle bi sıkıyordum ki haşati cikmisti. Yolda hızlı adımlarla yürüyordum. Nereye gittiğimi , ne yaptıgımı , ne yapacağımı , ne yapmam gerektiğini... Lanet olsun ki şu an hiç bi bok bilmiyordum. Sadece rüzgara karşı hızlı adımlarla yürüyordum. Bunu hep sevmişimdir. Sert rüzgarın tenimi her okşayışında iliklerime kadar cesareti , gücü hissediyordum.
''Beste!'' Hazal 'ın sesini duydugumda daha da hızladım ve fotografı sinirimi cıkarırcasına sıktım. Kimseyi görmek istemiyordum. Beni durdurmalarını istemiyordum.
Koşarken omzumun arkasından ona baktım koşmaktan yorulmus görünüyodu ama bir türlü pes etmiyordu deli kız. Birseyi tosladığımda tiz bir çığlık atıp gözlerimi çarptığım şeye sabitledim.
''E..emre'' kekelemiştim çünkü suan onunla carpısmayı hiç beklemiyordum. Hem şaşırmış, hem yorulmuş , hem de gerilmiştim.
''Hey ! Nefes almayı unutmamalısın '' diyip dudağının kenarıyla gülümsedi. Çok şeker görünüyodu böyle . Nefesimi tuttugumu farkettim ve birden geri verdm.
Onun yaninda nefes almam bile duruyordu.
Emre bende gözlerini çevirip karşıya baktı. Hazal gelmişti. Bize bakıyordu ve öksürmeye başladı. kıpkırmızıydı. Onu bu kadar yordugum için kendime küfrettim.
''Arkadasını bu kadar yormamalısın küçük kız '' dedi. İstemsizce gülümsedim. Bana küçük kız demişti ve bunu derken o çekici gülümsemesi de eksik olmamıstı.Evet şimdi tam bir aptal aşıktım. Her şey aklımdan çıkmıstı. Doğru ya ben napıyordum en son? Haa tabi elimdeki adrese gidiyordum.
''Beste !'' Elleri omuzda beni hafif sarsmıştı. ''Hıı'' diyebildim sadece.
''Fena dalmışız. Yine noldu ? Eğer o gün okulda olanlarla alakalıysa özür dilerim. Yani be.. ben onu bi anlık kızgınlıkla yaptım ''
Ne okulu ? Neyden bahsediyor bu? Ahh , tabi ya şu mesele. Benim o aklımdan tamamen çıkmış .Hatırlayınca yüzüm asıldı.Benden nefret edenler grubu kurup uzerime salmisti hepsini peki simdi ne diye ozur diliyor? Gayet egleniyodu orda .Zaten ben ona asiktim bilmiyorum belki o da bana karsi oyle hissediyordu ama o zengin , populer biriydi benim gibi herkesin ezdigi fakir silik biriyle sevgili olmak onun icin utanc verici. Benden utaniyor ve kendinden uzaklastirmaya benim canimi yakmaya calisiyordu.Herneyse o olaydan sonra ben annemi... Bi dakka bu çocuk sonradan olanları bilmiyo mu ?
''Onu rahat bırak. Onca yaptıgından sonra hiçbir şeyi yapmacık bir özürle düzeltemezsin aptal. '' Hazal'ın sesi gerçekten cok soğuktu. Bu kadar öfkeyi beklemiyordum doğrusu aslında baya da haklıydı. Ama bunu düşünemicektim .Düşünmem gerekn daha önemli şeyler var.
Gözlerimi Hazal'ın üzerinden çekip Emre'ye baktığımda yüz hatlar gerilmişti. Ağzını açmıyordu ama gözleriyle her şeyi söylüyordu sanki. Neyse o muhtesem gözlerindeki anlamı da cozmeye vaktim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Işık ( askıda )
Teen FictionHerkesin belli bir görme kapasitesi vardır. Gazetelerde okuduğunuz 3. sayfa olaylarını ne kadarını bilebilirsiniz ki. Ya cinayetin , entrikanın içine düşerseniz ... İntikam ateşi içini kaplarken aşkın ateşine yer açabilir misin ? Karanlığında boğulu...