Okulda yine canım sıkılmış bir haldeyken masam da oturmuş ve kulaklığım takılı dışarıyı izliyordum. Mutluydum, hava sanki mutluluğumu anlarcasına tam tepede ışıl ışıldı. Aklım Harry ile doluydu. Öğle arasında olduğum için rahat rahat telefonuma bakıyordum, Harry'den mesaj gelir umuduyla ve yanılmamıştım da. Yazmıştı.
"Bugün seni görmek istiyorum." Okur okumaz ellerim titremeye başlamıştı. Belki onu ilk görüşüm değildi ama sevgili olarak ilk defa karşı karşıya gelecektik. Ve her şey bir rüya gibi gelmesi normal miydi? Ben bu rüyayı cidden sevmiştim çünkü.
Saatler benim için ilk defa bu kadar hızlı geçmişti ve okuldan çıkar çıkmaz telefonumun sesi yankılanmaya başlamıştı yolda. Elimden düşürmediğim telefonu hızlıca cevapladığım da kalbim ağzımda atıyordu. "Bekliyorum seni metronun önünde." dediğinde adımlarımı hızlandırmıştım. İki duraklık mesafe benim için daha uzun gelmişti. Sonunda metrodan inmiş derin nefesler almaya başlamıştım. Uzun merdivenler sonunda karşımdaydı.
Beni fark ettiğinde adımlarını hızlandırıp sıkıca kendine çekmiş ve bana sarılmıştı. Kafamı boyun girintisine koyduğum da gözlerim huzuru bulmuşcasına kapanmıştı. Kendine has ve parfümünün karışımını ciğerlerime doldurmuştum sanki son gibi. Kalp atışlarının hızlılığı benimki gibiydi. İkimizde o dakikalar içinde dünyada yalnızdık. Ayrılırken son kez vanilya aromalı parfümü içine çekip yanağıma öpücük kondurmuştu.
Ayaklarım beni o sıralar nasıl taşıdı ben bile bilmiyordum.
"Seni seviyorum Atlantis." diyerek gülümseyerekten fısıldadığında gözlerim dolmaya başlamıştı mutluluktan. Kalbim o sıralar kanatlanmış uçuyordu.
Benim için yazımı en zor olan bölümlerden biriydi ve bugün 1 hafta oldu.🤧 İyi değilim kesinlikle. Sadece arada gülümseyebiliyorum sizler, Harry ve arkadaşlarım sayesinde. Desteğiniz için çok teşekkür ederim! Sizleri seviyorum!💞🌺💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sign of the times ➳h.s
Fanfiction"Ağlamayı bırakman gerekiyor. Gülümse her zaman." demişti bana. Ama asıl bu duruma gelmemi sağlayan kendisiydi. ©Selinarat,2017.