Harry'siz günlere alışmıştım, alışmak zorundaydım. Günler, haftalar geçtikçe her şey netleşiyordu.
Ve bu kırmaya devam ediyordu.
Sevmemişti beni. Ben ona değer verdikçe, o kandırmayı başarmıştı. Yazdığı her bir yazıyı okudukça üstüme alınmamam imkansızdı. Yalanların arasında kaybolmuşum.
Peki benim burada ki suçum neydi?
Sevmek mi? Eğer öyleyse cezamı çekiyordum. Şu an tek hissettiğim kırgınlıktı. Onu her zaman görecektim. Her seferinde kaçacak mıydım? Annelerimiz bu kadar yakın arkadaş iken daha ne kadar kaçabilecektim bilmiyorum. Onu görmeye hazır hissettiğimden bile şüpheliydim. Onu unutmak isterken, bir yandan da geri gelmesini istemek beni yıpratıyordu.
Ah Tanrı'm ne düşünüp, ne yapacağımı bilmiyordum. Dibe, en dibe batıyordum ve elimden tutan bir Harry artık yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sign of the times ➳h.s
Fanfiction"Ağlamayı bırakman gerekiyor. Gülümse her zaman." demişti bana. Ama asıl bu duruma gelmemi sağlayan kendisiydi. ©Selinarat,2017.