Akşam üzeri salonda uzanmış bir haldeyken bir yandan da arkadaşlarım ile sohbet ediyordum. Harry daha çevrimiçi değildi. En son sabah okuldayken kısa bir görüşme yapmıştık ve o saatten beri sesi soluğu çıkmıyordu. Biliyordum ki o da benim gibi yoğun bir tempo içindeydi. Birbirimiz ile çok konuşamasak da her konuştuğumuz zaman eksikleri kapatıyorduk.
Yarım saat sonra çevrimiçi olduğunda bana yazmaya başlamıştı. Klasik bir başlangıç yaparaktan günümüzün nasıl geçtiğinden bahsettik. Biraz bunun üzerinde durduktan sonra ise dalıp gitmiştim. Farkında olmadan görüldü bırakmam sonucunda telefonuma bildirim ile ses kaydı mesajı geldi. Merakla ses kaydığını açtığım da gülümsedim. "Ne düşünüyorsun böyle?" Diyerek sorusunu ses kaydı olarak atmıştı, yazmak yerine. Ne mi düşünüyordum? Hayallerimi.
"Hayallerimi." diyerekten klavyede hızla yazıp yolladım. Hemen görüp cevap yazmaya başlamıştı. Az çok hangi soruyu soracağını biliyordum ve beklediğim gibi olmuştu da. "Hangi hayaller?" dediğinde genişçe gülümsedim ve yazmaya başladım. "Hımm, çok var ama Paris, Los Angeles, Miami'ye gitmek çok isterdim." yazdım yeniden hayal dünyama geçiş yaparken. Bir süre mesajımı görüldüde bırakıp, çevrimiçi kalmıştı. Çok fazla üzerine düşmemiştim bu durumun. Önemli bir mesaj almış olabilirdi. Ben de tam kızlarla olan grubuma girmişken Harry'den kalbimin ritmini dengesizleştirecek mesaj gelmişti. "Seninle gelmek, oralarda seninle vakit geçirmek çok isterim sevgilim. Hayallerini paylaşmak beni çok mutlu eder."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sign of the times ➳h.s
Fanfiction"Ağlamayı bırakman gerekiyor. Gülümse her zaman." demişti bana. Ama asıl bu duruma gelmemi sağlayan kendisiydi. ©Selinarat,2017.