YORUM YAPAN VE OKUYAN BEBEKLER SİZİ ÇOOOK SEVİYORUM. PHOTOSHOP YAPMA KONUSUNDA YARDIM EDEBİLİRSENİZ ÇOK SEVİNİRİM ELİZ'CİĞİM, BEBEĞİM SENDEN İLK KAPAĞIM İÇİN ÇOOK TEŞEKKÜR EDİYOR VE İKİNCİSİNİDE BEKLİYORUM. YORUM YAPIP ANLAYAMADIĞINIZ YA DA ŞÖYLE YAZSAYDIN DAHA İYİ OLURDU DEDİĞİNİZ BİR YER VARSA BANA DA SÖYLEYİN BEYBİLER. ŞARKIYLA OKUYUN. GOODBYE CUPCEKESSSSS :) :) :) <3 <3 <3
İşte şimdi yanmıştım.
Beynim düşünmesi yetisini kaybetmiş, kalbim ise çok acı bir şekilde parçalanmıştı. Vicdan azabı ve pişmanlık sanki bir dikenmiş gibi bütün vücuduma batıyordu. Gözlerime yaşlar hücum ederken sadece bileziğime bakıyordum. Etrafımdaki her şeyi bir ışık yığını şeklinde görünüyordum belki de bu ağlamanın yan etkisiydi bilmiyorum çünkü şuan bunları düşünemeyecek kadar yoğun hissediyorum. Başım dönmeye başladığında sandalyeye dayanarak dengemi sağlamaya çalıştım. Gözlerimi sımsıkı yumduğumda hayat daha da çekilmez hale gelmişti.
Kolum sandalyenin üstünden çekildiğinde dengemi sağlamak için çok büyük bir güç sarf etmiştim. Bileğim büyük bir acıyla sızladığında elimi saran büyük elini zor seçebilmiştim ve bunun yanında hala bayılmamak için direniyordum. Kafamı kaldırdım ve gözlerinde gördüğüm siyahlığın sadece bir hayal olduğunu düşünmeye çalıştım. Kolum acıyordu ama kalbim yok oluyordu ve ben nedenini bilmiyordum belki nefret belki neyse.
'Sen o küçücük beyninle benim dolabımı karıştırdın öyle mi Jessica?' diye bağırdığında ağlamamak için dua ediyordum her ne yapmış olursam olayım bana zarar veremeyecekti.
'E-evet karıştırdım.' dedim ve başımın dönmüyor olduğunu düşünmemeye çalıştım.
'Aradığını buldun mu!' diye bağırdığında kolumun acısı yerini uyuşmaya bırakmıştı. Görüş alanım bulanıklaşırken kolumu çekmeye çalıştım. Bayılmayacaktım.
'Bulmadım tamam mı? Zaten bir şeyde aramıyordum. Senin o zıkkım tişörtlerinden birini giyecektim ama sen. Senden nefret ediyorum bırak kolumu!' diye bağırdığımda ayakta durmamı sağlayan tek şeyin bileğimi tutan güçlü el olduğunu anlamam zor olmadı. Kolumu bırakmasıyla yere düşerken bileğimin hissizleştiğinde, beynimin de bana ihanet ettiğini anladım. Ellerimi destek almak için mutfak tezgahına tutunmaya çalıştım. O sırada Niall geldi ve beni kucağına aldı. Kucağına alındığımda vücudum kontrolünü bıraktı ve gözlerim karardı.
Niall'ın Ağzından;
Jessica'yı kucağıma aldığım anda bana tutunmaya çalışan kolları birden yana düşüverdi. Korkuyla ona baktığımda bilincinin kapandığını gördüm. Sinirle Harry'ye baktım.
'Yardım etsene gerizekalı!' diye bağırdığımda çenesi kasıldı. Kararsız gibi gözüküyordu.
'Etme Harry! O muhteşem zekanı kullan ve orada dur eserini zevkle seyret!' dediğimde buraya adım atmaya başladığında kollarımı Jessica'nın bedenine biraz daha sardım. Harry, Jessica'yı kucağına almak için kollarını uzattığında ona çarptım ve onu koltuğa doğru götürdüm. Koltuğa yatırdığımda kolundaki morluk karşısında şaşkınlığa uğradım. Kız bunun sayesinde kangren bile olabilirdi. Ve en önemlisi yaşadığı hiç bir şeyi hak etmiyordu. Yüzüne biraz su çarpsam iyi olacaktı. Hemen mutfağa doğru yol aldığımda Harry'yi bıraktığım yerde gördüm bana baktığında ondan iğrendiğimi düşündüm. Bir bardağı alıp içine su doldurdum. Buz dolabından bir kaç tane buz alıp bir bez parçasına sardım. Bez parçasını koluna sardım. Suyu üstüne döksem daha mı iyi olurdu acaba? Suyun bir kısmını elime döküp yüzüne sürmeye karar verdim ve yaptım da. Yavaş yavaş kendine gelirken suyu yüzüne sürmeye devam ettim. Odanın içinde üçüncü nefesi duyunca arkamı döndüm Harry mutfağın kapısına yaslanmış Jessica'ya bakmakta olduğunu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WHO I AM???
ActionŞu ana kadar duyduğum en yüksek sesle 'Sen kimsin?' diye bağırdı. Önce onun yeşilin zümrüt tonu olan gözlerine sonra da etrafıma baktım. Korkmamam gerekirdi ama korkuyu iliklerimde hissedebiliyordum. Gözlerini gözlerimden ayırmadan 'Cevap ver!' diye...