Saat 00:27
Uyku tutmuyor. Eve gitmek istemiyorum. Üvey babamla karşılaşmak istemiyorum. Yüzünü görmek istemiyorum. Ablama bir şey anlatmadan da birkaç gün daha burada kalamam. Böyle bir şey nasıl anlatılır ki? Ablam aslında bu türlü şeylere inanır, ama böylesine de inanır mı bilmiyorum. Ayrıca inansa ne değişecek? O eve eninde sonunda gitmek zorunda kalacağım.
Yazdıkça içim daralıyor. Allah'ım bana yardım et. Başka kimden yardım isteyebilirim ki?
Saat 13:18
Sabaha kadar ışık açık, odada durdum. Arada ağladım. Demir'le mesajlaştık. Ona olanları anlatmadım. " Annemle tartıştık. Biraz keyifsizim," dedim. Ne yazdık, ne anlattık pek hatırlamıyorum. Öyle vakit geçti işte. Sabah ablam işe gitmek için evden çıkmadan önce bana bakmaya geldi. Gözlerim kıpkırmızı yatakta oturduğumu görünce, bütün gece uyumadığımı anladı. " Ben akşam gelene kadar bir yere gitme. Geldiğimde konuşuruz. Neymiş derdin bakalım?" dedi. Ben de, " Tamam," dedim. Sonra da uyudum.
Az önce annemin aramasıyla uyandım. Dün Whatsapp'dan, 'Ablamlarda kalacağım,' diye mesaj atmıştım. Bugün kaçta geleceğimi öğrenmek istemiş. Benim için lazanya yapacakmış. Lazanya düşünecek halim yok benim! Tabii ona böyle bir şey demedim.
'Ablamlarla plan yaptık, dışarı çıkacağız. Bu gece de burada kalacağım,' diye yazdım. 'Tamam, o zaman yarın gelince yaparım,' diye cevap verdi.Yarın veya başka bir gün nasıl gideceğim oraya? Anneme de yalan söylemiş oldum ki yalan söylemekten ve de söylenmesinden nefret ederim. Ama bu olanların doğrusu nasıl anlatılır? Ne diyeceğim anneme? 'Kocan aynada kendisi olmayan kendisiyle konuşuyor. Ondan talimat alıyor. Sonra da odamın kapısını açıp dakikalarca bana bakıyor' mu diyeceğim?
Gündüz gündüz içim daraldı yine. Kafam durdu. Bir şey düşünemiyorum.
Saat 15:32
Açım. Ama bir şey hazırlayacak halim yok. Yiyebilecek halim de yok.
Saat 17:57
Bu saate kadar hiç dışarı çıkmadım. Ablamı bekliyorum. Sürekli gördüklerimi nasıl anlatacağımı düşündüm. Anlatabilmenin makul ve mantıklı bir yolunu bulamadım. Artık gördüğüm şekliyle anlatacağım. Nasıl tepki verecek acaba? Delirdiğimi mi düşünecek? Yoksa üvey babama iftira ettiğimi mi söyleyecek? Adam da iyi birisi... Şimdiye kadar bir kötülüğünü ya da garip bir halini görmedim. Gece evin içinde gezmesi dışında... Anneme garip gelmiyor mu her gece aynı saatte kalkıp evde dolaşması? Fark etmemiş olması mümkün mü? İçim dışım soru oldu. Kafam patlayacak.
Ablama anlattıktan sonra bana inansa bir gece daha kalabilirim. Belki iki... Sonra ne olacak? Ne olacağı belli... Yine eve döneceğim. Babamın yanına giderdim de staj yapacağım şirkete uzak.
Ablama mesaj atıp ne zaman geleceğini sordum. Beklemekten çok gerildim. Şu sıralar gelmesi lazım. Mesajıma cevap verdi.
'Birkaç dakikaya evde olurum,' yazmış. Hadi kızım ya! Gel artık!
Saat 21:21
Her şeyi ablama anlattım. Beni üzen şeyin sevgilimle aramdaki bir sorun olduğunu düşünüyormuş. O yüzden ona anlattığım şeylere çok şaşırdı. Hiç böyle bir hikâye beklemiyormuş. Anlattığım her şeyi hayretler içerisinde dinledi. Çok şükür beni deli olmakla ya da üvey babama iftira etmekle suçlamadı. Kerim'in kız kardeşinin trajik ölümünden dolayı bazı psikolojik sorunları olabileceğini söyledi. Benim aynadaki yansıması ile ilgili anlattıklarım için; loş ışıkta beynin insana oyunlar oynayabileceğini, gerçekte olmamış şeyleri olmuş gibi gösterebileceğini söyledi. Korkuyla odama giderken ses çıkarmış olabileceğimi, Kerim'in de beni kontrol etmek için odama gelmiş olabileceğini, korktuğum için zamanın bana uzun gelmiş olabileceğini söyledi. Bilmiyorum.
Her ne kadar bir yanım gördüklerinden emin olsa da, ablamın söyledikleri de mantıklı geliyor –ya da mantıklı gelmesini istiyorum. Diğer türlü düşünmek beni öldürüyor-.
Duygularıma kapılıp hareket etmemeliymişim. "Artık büyüdün ve bir yetişkin gibi hareket etmelisin" dedi. 'Daha on altı yaşındayım. Böyle korkunç şeyler için küçüğüm,' dedim içinden. Bu arada aptal aptal bakıyordum ona ama dediklerini anlıyordum. Sadece o sırada aklımda gördüklerimin onun anlattığı gibi olduğuna kendimi inandırmaya çalışıyordum. Herhalde dediklerini anlamadığımı düşündü ki istediğim kadar kalabileceğimi söyledi. "Daha iyiyim, yarın giderim," dedim, "seninle konuşmak iyi geldi." Birbirimize sarıldık.
Gerçekten rahatladım. Ablamın söyleyeceklerinin bana bu kadar iyi geleceğini tahmin etmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İfrit Günlükleri - 1 - Kâbus
Horror"Hayaletlere inanmam. Onlar küçük çocukları korkutmak için uydurulmuş şeyler. Ama ifritlere inanırım. Onlar canınızı yakabilir. Bir tanesi... canımı yaktı." Deniz'in yeni aldığı günlüğü yaşadığı kâbusların tanığı olacaktı. Hayallerini, üzüntüler...