"Kantinden bir şey ister misin?"
"H-hayır teşekkürler" Sori kulağındaki kulaklığı geri takıp başını tekrar duvara yasladı. Okul yetmezmiş gibi bazı günler okuldan çıkıp kursa gidiyordu ve şu an başı.. Tanrım..
Dinlediği müziğe kaptıran genç kız gözlerini dalgınlıkla etrafında gezdirken bir anlığına kapı aralığından biri ile göz göze geldi. Koridordaki uzun boylu genç ona dönük bir şekilde arkadaşlarıyla konuşmaktaydı ve şu an tam olarak.. gözlerinin içine bakarak hafifçe gülümsemekteydi. Sori bakışlarını kaçırarak başını öne eğdi.
Heyecanlanmıştı.
Gözlerini yeniden kapı aralığına uzattığında gencin bu sefer daha büyük bir gülümsemeyle çaktırmadan ona baktığını gördü.
Tanrım..
Onu yakalamıştı.
Kaçacak hiçbir yeri yoktu. Ayrıca..
Neden bu kadar güzel gülüyordu?
Baştan aşağı karalar içindeydi. Giydikleriyle zıt bembeyaz bir teni vardı ve saçları.. Beyaza dönük bir sarıydı.
Genç kız öğretmenin aniden sınıfa girip kapıyı kapatması ile irkildi. O çocuğu ilk defa görüyordu ve.. kim olduğunu öğrenmesi gerekiyordu.
Ertesi gün
"Hayır hayır" Genç kız Yugyeom'un telefonundan gösterdiği resmi görünce yüzünü buruşturdu "Bu çocuk değildi, eminim"
"Aklıma gelebilecek herkesi gösterdim" Yugyeom gözlerini kocaman açarak genç kıza baktı "O çocuk kim gerçekten, asıl ben çatlayacağım şimdi!"
"Ah.." Sori gözlerini acı içinde kapattı "Bilmiyorum"
"Acaba bugün kursa bende mi gelsem?" Yugyeom genç kıza sevimli bakışlarla baktığında Sori gözlerini devirdi "Neden bu kadar meraklısın? O kadar da önemli değil. Ah.. Neyse.. Zaten son dersteyiz ve benim yine başım çatlıyor"
Yugyeom genç kızın şakaklarına masaj yaparken söylendi "Belki de alt sınıflardandır?"
"Ne?!" Sori aniden arkasını dönüp kocaman olmuş gözlerle karşısındakine baktı "Hayır hayır hayır! Benden küçük olamaz, değil mi?!"
Yugyeom kıstığı bakışları ile karşısındakine baktı "Hani önemli değildi?"
Sori gözlerini kaçırarak sırasına oturdu "H-her neyse.."
Genç kız kararlı bakışları ile karşısındaki tahtaya baktı. O çocuğun kim olduğunu bulacaktı.
"Yarın görüşürüz"
"Görüşürüz" Sori yanından geçen bir arkadaşına gülümsedikten sonra çantasını sırtına attı ve düşünceli bir şekilde okuldan çıkıp servisinin bulunduğu park alanına doğru yürümeye başladı. Kursa gitmekten vazgeçmişti. Hadi ama.. O çocuğu görmek istese bile.. fazla yorgundu. Kalabalığın arasında yürüyordu. Herkes aynı yöne, servislerin olduğu yere doğru yürüyordu. Sori kalabalığın içinde bir anlığına nefes alamadığını hissettiğinde biri ile göz göze geldi. Birkaç metre önünde duran yüzü ona dönük biri. Herkes aynı yöne giderken o orada dikilip duruyordu. Sori bir süre gözlerini kısıp gence bakarken göz bebeklerinin büyüdüğünü hissetti. Adımları gence doğru iyice yaklaştığında sarışın genç de onu görmüştü. Şu an rüzgar mı esiyordu? Genç kız gencin siyah paltosunun havalandığını gördüğünde bakışlarını gülümseyen yüzüne çevirdi. Şimdi bayılamazdı, değil mi?
Sori panik olmuş bir şekilde gencin yanından geçip servisine doğru koşturdu. Arkasını dönüp baktığında gencin hala orada dikildiğini gördü. Bu çok tuhaftı fakat.. öğrenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"She is Mine!" ~ Jungkook √
Fanfiction26.04.2017 "O kız benim.." Tüm hakkı küçük kıvrak beyin hücrelerimin arasında saklıdır.