-8-

149 12 4
                                    

~Asya'nın ağzından~
Babam zor olsada beni ikna etmişti Sung Min'le olan ilişkisine. *Sung Min, babasının sevgilisi* Zaten iyi bir kadındı ona ilk 1 ay çok gıcık davrandım sürekli tersledim ama buna rağmen o pes etmedi ve beni bir kere bile kırmadı. Böylece bende onun samimiyetine inandım. 2 ay oldu Kore' ye geleli. Ama ben hâla unutamadım Emre'yi. E tabi Asya! Evde kös kös oturursan olacağı bu. Bişeyler yapmalıyım aktif olmalıyım, diye düşünürken telefon çaldı Sıla'ydı hergün saat 1 de görüntülü konuşuyoruz. Açtım mal mal sırıtıyodu tipe bak ya çok özledim mandalinamı.
"Asyyaaaaaaaaaaaaa "
"Neeeeeeeeeeeee"
"Naber?"
"İyi. Bi sorun var mı oralarda?"
"E y- yok canııım ne olcak? Sen yoksun o kadar."
"Diyosun?"
"Diyorum.Emre'yi sormaya çalışmıyon dimi?"
"Ay ne sorcam be saçmalama. O o o n- nasıl?"
"Valla kaza geçirmesine rağmen turp gibi, psikolojisini saymazsak."
"NE! KAZA MI?"
"Evet knka ya bu Emre sarhoşken bi kızla otele gitmiş taammı sonra bu kız Emre'ye baya yılışmış. Emre'de sinirlenmiş binmiş arabaya tam gaz otobanda sürmüş. Sonrası kaza işte."
Beynime kadar acı hissettim. Ne demek sarhoş? Ne demek kız? Ne demek otel? Ne demek yılışmak? Hâla onu yeterince unutamamışım. Lanet girsin!
"Ş- şuan iyi-"
"İyi iyiii, iyi olmazmı. Ama bence Emre o kızdan etkilenmiş. Zaten kız arada onların yurduna geliyo. Kanka demek istediğim onu kalbinden vicdan azabı çekmeden silebilirsin. Sil gitsin."
"Anladım. Yarın ararım ben. Kendine iyi bak."
"Sendeeee. Çok öptüm."
Telefonu kapatır kapatmaz gözümden yaşlar süzülmeye başladı. Ellerimle yüzümü sildim ve kendi kendime onu unutacağıma dair sözler verdim. Dolabımı açtım ve güzelce giyindim.

*Fotodakileri giyindi*Telefonumu çantama koydum ve dışarı çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Fotodakileri giyindi*
Telefonumu çantama koydum ve dışarı çıktım. Babam ve Sung Min şirketteydi. Evet ona Sung Min diyorum. O kadarda olsun. Pamuk şekerci gördüm ve 3 tane aldım. Tabiikide 3 tane yiyecem. Bir alışveriş merkezine girdim. Kocamandı. Kocccaammmaaan. Mağazaları görünce çok iştah geldi. Alış veriş iştahı kekekekek. Hemen bir tanesine girdim ve alışveriş yaptım. Elimde 4 poşet olmuştu. Sonra çıkıp ayakkabı mağazasına girdim ve 3 tane ayakkabı aldım. Yess toplam 7 poşet kekekeke. Sonra takı dükkanına girdim ve ne beğendiysem aldım toplam 11 poşetle alışverişimi tamamladım. Dışarı çıkıp taksici amcayı aradım. Evet doğru bildiniz o amcanın numarasını aldım ve ne zaman taksi lâzım olsa onu arıyorum. 5 dakika sonra geldi. Poşetleri bagaja koyup taksiye bindim.
"Nasılsınız Jung Ho Amca?"
"Saol Asyacım iyiyim sen nasılsın?"
"Bende iyi olmaya çalışıyorum."
Gülümsedi. Yol boyunca hiç konuşmadık. Dans okulunun önünde durdurdum.
"Buyur Jung Ho amca" diyip parayı uzattım.
"İyi eğlenceler kızım" dedi yine çok tatlıydı. Bagajdan poşetleri alıp dans okuluna girdim. Danışma kısmında kaydımı yaptırıp yukarı çıktım hemen. Biran önce başlamak, herşeyi unutmak istiyodum.
~Sıla'nın ağzından~
Asya'yı arayıp mal mal konuştum. Emre'den iyice soğutmak için o kızı sevdiğini söyledim. Off! Ama doğru olan bişey vardıki oda kızın onların yurduna gelmesi arada bir. Kaan'a mevzuyu sorunca
"Emre'nin peşinden ayrılmıyo. Emre'de engel olmuyo fazla ama Asya'yı hâla ilk günki gibi çok sevdiğine ve özlediğine eminim. " demişti. O kazadan sonra Kaan Emre'yi yanlız bırakmıyo. Canım sıkılınca bahçeye indim. Banka oturdum. Bahçenin kapısı açıldı ve o bahsettiğim manken kız geldi. Yoo hiçte manken diil. Ne kıskanıcam ya.
"Pişt kız!"
"Ne var?"
"Adın ne?"
"Defne. Neden sordun?"
"Bana bak Defne buraya birdaha adımını dahi atarsan o saçını başını yolarım."
"Bak seeen. Yoksa sen şu meşhur Asya mısın?"
"Yok cicim ben Sıla."
"He Kaanınki."
"Ben kimseninki falan diilim bu bir ikinciside Kaan'ın adını bidaha sakın ağzına alma!"
"Belli belli."
"Emre Asya'yı seviyo şimdi defol."
"Peki Asya neden yanında değil o zman elinde tutamamış Emre'yi" diyince tepem attı ellerimi saçlarına dolayıp yere yapıştırdım. Eliyle cimciklemekten başka bişey yapmıyordu. Acıyodu ama eminimki onunki daha çok acıyo.
"Aaaaaa ya bıraksana be!"
"Alla alllaa niyeymiş o?"
"Emreeeeeee!"diye bağırınca erkeklerin ve kızların yurdundan bi kaç kişi cama çıkıp bizi izlemeye başladılar filmimizin izleyicileri arasında Kaan ve Emre'de vardı. Kaan gülüyodu. Emre ise çok sinirliydi. Bende. Çünkü film gibi izleyenler vardı onlara bakıp" laaağn girin lan içeri. Ne bakıyonuz?!"
Diye ciyaklıyınca herkes içeri girdi Kaan hariç.
"Prensess Emre geliyo!"
"Banane"
Kız bağırıp durdu. Emre geldi ve beni kızın üstünden kaldırdı.
"Emre!"
"Üzgünüm Defne çok üzgünüm."
"Neyse ya senin bi suçun yok."
"Var. Bu salak kızlarla tanışmak."
diyince Defne sürtüğü kahkaha atmya başladı. Ama aynaya baksa ağlardı. Saçları cin çarpmışa benziyodu gülmemek için zor tuttum kendimi.Bi dakika ya Emre bize "salak kızlar" mı demişti. Emre'yi iterek bağırdım.
"O sana n'aptı he? Naptı?"
"NE Mİ YAPTI? ONUN İÇİN BİTERKEN O BENİ ÖLDÜRDÜ! DAHA NAPSIN SILA!" Ağlıyarak bağırdım.
"Lan şerefsiz bu mu lan senin Asya'ya sevgin, Asya'ya güvenin? Onu hiç dinlemeyi denedin mi? O mesajı o atmadı!"
"Ne!!! Kim attı o zaman Sıla?!" bana bağırmaya devam ediyodu çıldırdım sinirden
"BEN!!"
"Ş- şaka mı bunlar?"
"Şaka falan değil gerizekâlı! Sizi ayırmak için yaptım!" Oha oha oh ben resmen itiraf ettim Allah'ım naptım ben? Asya'yı kaybedicem. Mert'ten kurtarsam bile Asya bana asla bakmaz artık.
"Neeeee?!!!"diye bağıırdı camdan Kaan. Kafamı yavaşça kaldırıp ona baktım.
"Tüüüü sana REZİL!!!" Dedi tiksinmiş gibi bakıyordu. Kaan yapma nolur bana öyle bakma.Göz çevirip içeri girdi. gözlerimi indirdim. Emre birini arıyodu. Hayır! Asya'yıı arama nolur.
Asya açmadı büyük ihtimal.
"Telefonunu ver!" Diye bağırdı avazı çıktığı kadar.
"Emre bi dinle nolur sebebini dnle"
"TELEFONUNU VER DEDİM!!!"
Olduğum yerde sıçradım. Titriyodum. Tellefonumu cebimden çıkarıp ona uzattım. Eimden sertçe çekti. Asya'yı aradığı kesindi. Asya açtı. Kahretsin bittim!!!
~Emre'nin ağzından~
Sılanın söylediklerrinden sonra içim bi huzur bir öfke birde pişmanlık doldu. Huzurun sebebi Asya'mın tanıdığım gibi biri çıkması. Öfkemin sebebi direk olarak Sıla! Pişmalık ise Asyayı dinlememiş olmam. Hemen aradım tabiikide açmadı. Sıla'nın telefonunu alıp aradım. Açtı.
"Ne var looo?"
O ses..2 aydır hasret kaldığım ses saatlerce dinleyebilirdim ama önce halletmem gereken mesele var.
"A- Asya?" Dedim çok sessizce.
Cevap vermedi.
"Asya'm güzelim, Allah belamı versin, Allah beni kahretsin, öliyim geberiyim bütün kötülükler başıma gelsi-"
"Sus Emre!"
O muazzam sesinden ismimi duymak mükemmeldi ama böylesine öfkeyle olmasaydı iyiydi.
"Bak Emre napmaya çalışıyosun bilmiyorum ama ben seni unutmaya çalışıyorum. İstediğin zaman beni kovup çağıramazsın hem ,unutma konusunda başarmama az kaldı şimdi kapatıyo-"
"Hayır dur nolur. Unutmaya falan çalışma. O mesajı sen atmamışsın doğru değil mi?"
"Ne mesajı?"
"Ah be güzelim."
"Emre noluyo anlamıyorum. Sıla orda mı?"
"Sus ve beni iyi dine sevgilim. Sıla bizi ayırmak için senin telefonundan bana senden nefret ediyorum falan diye mesaj attı bende sana bu yüzden öyle davrandım. Sana Yemin Ediyorum bu yüzden. Ama bunu neden yaptı bilmiyorum."
"Sıla'ya ver." Telefonu Sıla'ya verdim yüzüne bakmıyodum. Tiksiniyodum ondan ben ne çileler cektim haberi yok.
"A- Asya" ağlıyodu Sıla. Telefon hoparlördeydi duyuyoduk ikisinide. Duyuyoduk derken yanımdaki Defne'den dolayı onu unutmuşum tamamen bana arkadaş ayağına yürüyodu Asya'yı unutmak için onda aramıştım huzuru ama bulamamıştım tabiiki.
"Sen git Defne."
"A ama"
"Hadi uzatma."
"Peki bi ara görüşürüz."
Kulağımı Asya'ya verdim ve dinledim
"Sıla, ağlıyosun. Y- yoksa Emre doğruyu mu söylüyor?"
"Yemin ederim sebebi var nolur kızma bana." hıçkırarak ağlıyodu. Sonra Asya'da ağlamaya başladı.
"Sıla! Sa- sana i- inanamıyorum. B-ben ne kadar zorlandım bil-biliyomusun Emresizken? Bi-biliyodun. O o zaman n-neden yaptın bana he?" Ağlamaktan zor konuştu Asya. Ah be güzelim kıyamam.
"Asya nolur izin ver!"
"Emre'ye ver. Uzatma ve hemen ona ver." Sıla yere oturdu ağlamaya devam etti ve yüzüme bakmadan telefonu bana verdi.
"Asyam güzelim sesine hasretim. Nolu yalvarırım gel nolur?"
"Emre şuan ş-şoku atlatmış değilim ama hemen internetten bilet alıp gelicem." diyip kapattı.Sıla elleriyle yüzünü kapatmıştı.
"Allah belanı versin Meeert!" diye bağırdı.
"Mert kim Sıla?" Cevap vermedi. Ağlamaya devam etti.
"Emre sen yukarı çık"
"Bak Kaan Sıla'dan uzak dur en yakın arkadaşına bunu yapan sana neler yapar kim bilir."
"Uzatma Emre uza!"
Göz çevirip odama doğru çıktım. Şoktayım. Sıla Asya'yı çok sevmiyo muydu? Onun için herşeyi yapmıyo muydu? Neden yaptı bunu? Aklım almıyo. Ah Asya' m affet nolur seni nasıl dinlemem aptalım ya ondandır. Çok özledim seni,kokunu,sesini,gülüşünü...
~Kaan'ın ağzından~
Hâla şoktayım. Sıla'nın inkâr etmesini beklerken o açıklayabilirim dedi. Beni yıktın Sıla. Emre'yi seninle zar zor toparladık barlardan. Asya desen Kore'de unutma çabalarında. Sen gerçekten bu kadar acımasız mıydın?Ama ben Emre gibi yapmicam gidip dinlicem onu. Mahvolmuştu yere oturmuştu. Hemen aşağı indim Emre'yi odaya yolladım. Sıla'nın kolundan tutup kaldırdım. Bana sarıldı. Bu zamana kadar en istediğim şey şuan istemediğim için mi başıma geliyo. İstemeyerekde olsa kendimden ayırdım. Bana bakamıyodu.
"Sıla yürü odana çıkalım hadi."
"Dinleyin nolur dinleyin."
"Hadi Sıla!"
Yukarı çıktık odasına girdik ve onu koltuğa oturttum.
"Neden?"
"Asya için."
"Neden!"
"Asya için."
"NEDEN!"
"Ne söylememi istiyosun?"
"Doğruyu. Neden?"
"ASYA İÇİN!!! Onun için yapmam gerekiyodu."
"Asya kahrından ölüyo. Bunun neresi Asya için?!"
"Ya benden açıklama istemeyin!"
"Beni dinleyin diyip duran sensin!"
"Saadece Asya için. Buna inanın yeter."
"Yok ya sen çok biliyosun haa!"
"Ya nolur Kaan beri sen inan bana nolur çok yorgunum,güçsüzüm."
Kıyamadım. Yanına oturup sarıldım. 15 dakika falan böyleydik.
"Sıla"
Uyumuş ya kıyamam.Kucağıma alıp yatağına yatırdım.Üstünü örttüm. Ve bizim yurda geldim.
"Emre."
"Ne?"
"Noldu?"
"Sence!"
"Asya?"
"Gelicek."
"Emin misin?"
"Evet."
"Niye kısa cevaplar veriyosun ya?"
"Kısa sorulara kısa cevap verilir."
"O diilde, Emre lan resmen Asya'ya kavuşucan."
"Evet bende çok mutluyum ama bence herşey farklı olacak."
"Sıla değilmi?"
"Evet. Ama bence Sıla'nın bildiği bişey var. Çünkü Asya'yı ne kadar sevdiğini görmüyor musun?"
"Haklısın. Banada inanın nolur diyip durdu. Pofffh."
"Şimdi sıra yarını beklemekte..."
~Asya'nın ağzından~
Emre beni aradı şok oldum. Yanlışlıkla büyük ihtimal diyip reddettim. Sonra Sıla aradı hemen açtım tabiiki
"Ne var looo" dedim. Ama cevap veren Sıla değil Emreydi.
"Asya" dedi Allah'ım rüya mıydı ölücem. Cevap vermedim, kendine beddualar etti. En sonında dayanamayıp susdurdum. Bana, bu olayı Sıla'nın yaptığını falan söyledi. Bu imkânsızdı. Sıla'ya vermesini istedim verdi. Sıla ağlıyodu ve inkârda etmedi. Kalbim...
Emreye hemen geliceğimi söyleyip kapattım. Sıla. Sıla. Sıla diil. Off ne dediğimi bende anlamıyorum. Hemen telefonumdan İstanbul'a bilet aldım. Yarın Emre'yi görecektim. Ama Sıla'yı sanmıyorum....
//////1 GÜN SONRA///////
~Sıla'nın ağzından~
Evet. Bittim. Ama şimdilik. Mert'i aradım.
"Ne var Sıla?"
"Yaktım seni Meeert! Öğrendiler. Benim yaptığımı öğrendiler."
"Biliyorum o sırada ordaydım."
"Nerden biliyodun?"
"Defne söyledi. Mesaj attı saolsun bende hemen geldim."
"Defneyi nerden tanıyosun?"
"Kuzenim.Onu Emre'nin hayatına soktum yoksa Emre'de hep üzülecekti. Hem Defne Emreye aşık olmuş. Asya'da bana kalıcak."
"Planın suda boğuluyo sen hâla Asya diyosun.Öğrendi diyorum öğrendi!!"
"Başka plânlarımda varrr."
" Peki, b- ben nolucam?"
"Bana bak eğer benden bahsedersen Asya'yı tamamen unut. Bilmiyorum Sıla bişeler uydur işte."
"Pi-"
Bu sefer o yüzüme kapadı. Küfür edicektim tamda. Of bugün Asya gelicek Kaan'ın söylediğine göre saat 2(14:00)'de gelicekmiş. Ve saat 14:30.
Nerde kaldı? Yoksa buraya gelmicek mi?Hayır ya olamaz!
~Asya'nın Ağzından~
Babamlarla duygusal bir vedalaşma, ardından uçak yolculuğu ve şimdide İstanbul...
Karışık duygular ,özlem ve daha nicesi...
Kore'den sonra canım ülkem Türkiye çok sade göründü gözüme.
Taksiye binip yurda geldim. Saadece iki buçuk ay olmuştu ama çok özlemiştim şimdiden. Napıcağımı bilmiyorum. Bizim odaya çıkmak hiç istemiyorum. Sıla'yı görmek bile istemiyorum oysa onu çok özlemiştim ama dünden sonra özlemim sönmüştü. Emrelerin yurdunada çıkamam . Emre'yi atamak en mantıklısı.
"Asya! Geldinmi yoksa?"
"Evet bahçedeyim."telefonu yüzüme kapadı. Bir el gözlerimi kapadı. Emreydi bu biliyorum. Ellerini tutup indirdim. Belime sardı kollarını. Kollarını indirip ona döndüm. Bu tip nedir ya yerim la seni. Birbirimizi çok özlemişiz belli. Bana doğru yaklaştı.
"Özledim."
"Bak Emre şuan hiçbişey belli diil Sıla'yla konuşmam lazı-"
"Şşşşş sus hiçbişey söyleme seni o kadar özledimki bana bunu yapma nolur" sesimi çıkarmadım daha çok yaklaştı. Gözlerimi kapadım ve öpmesine izin verdim. Benim ilkim olmuştu. Acaba onunda öylemi hemen kendimden ayırdım.
"İlk öpücüğün mü?"
"Şey Asya ayıp diil mi böyle bir soru?"
"Doğru haklısın. Banane ya cevap ver."
"Sanırım ilkim değil." Diyince tepem attı ensesine yapıştırdım.
"Ne demek sonorom ilk döğöl!!"
"Gel benim güzel sevgilim. İlk değil ama ilk defa sevdiğim kişiyle."
"Sus be. Kim o kız?"
"Yaa yapma ama şuan daha önemli meseleler var.Sılaya hesap sormak gibi."
"Haklısın. Emre ya benim aklım almıyo. Bu işte kesin bişey var."
"Bencede."
Tam o sırada Sıla geldi.
"Mandalinaa" diyip sarıldı. Engel olmadım çünkü çok özlemiştim. Ama sarılmadımda. Kollarını çekip
"Asya nolur yapma."
"Neden yaptın?"
"Hadi amaa herkes aynı soruyu soruyo. Senin için."
"Sıla kes sesini ya ben perişhan oldum mahvoldum bittim bunun neresi benim yararıma Allah aşkına????!!!"
"Senin için işte uzatma be inan itiraz kabul etmiyorum."
"Sıla! Bu kadar kolay mı sanıyosun. Kendimi daha yeni toparladım biliyosun. Beni her akşam Kaanla barlardan alıyodunuz hatırla!!!" Dedi Emre. Yaa kıyamam. O kadar seviyomuydu beni?
"Evet Emre farkındayım. Ama sende beni anla ve inanın nolur. Yalvarırım. Yemin ediyorum Asya için."
"Sıla o zaman anlat şu olayıda bilelim!"
Diye bağırdım.
" ya yeter anlatmicam var mı?!"o sırada bir ses duyduk. Topuklu ayakkabı sesi bahçenin kapısına baktık. Bir kız. Gayet güzel bi kız.
"Emreee." dedi ne Emreyi nerden tanıyo la bu çiyan!
"Defne? Ne işin var burda?"
"Emre bu kim?" Dedim. Sıla cevap verdi.
"Sana anlattığım kız."
"Emre!!!! Bu kim dedim!"
"Arkadaşım."dedi ifadesizdi yüzü.
"ArkadaşınDIM ama her şey değişecek." dedi kız. Ne dedi ne dedi ben yolarım lan bunu.
"Defne ne diyosun ya?!"
"Hamileyim Emre."
"Banane kimden hamileysen ona git ben mi bakicam size hahahah." Benim saf sevgilim böyle anlamıştı bense çok farklı yoksa çocuk Emreden mi? Allahım eğer öyleyse Emre tam anlamıyla bu sefer kesin BİTTİ! Namus diyince akan sular durur abi. Babam bana böyle öğretti aşk maşk kalmaz ortada hikâye biter. Sahne kapanır.
"Senden hamileyim Emre!"
"Ne! DEFOL GİT DEFNE YALAN SÖYLEME!" Sıla ve ben şok.
"Ya ne yalan söylicem o sarhoş olduğumuz gece vardı ya ha-"
"Kes! Biliyosun ben o gün sinirlenip çıktım hatta kaza yaptım."
"Ama sen sinirlenmeden önce 3 saat otelde benimleydin.!!" lafa daldım.
"Emre hayırlı olsun. Defne misin nesin
sanada hayırlı olsun Allah analı babalı büyütsün. Yürü Sıla çıkıyoruz." Emre bileğimden tuttu daha doğrusu sıktı.
"Ya! Acıyo!"
"Gitmeyeceksin. Yalan söylüyo." dedi haklıda olabilir. Defne bi kâğıt uzattı bana. Açtım ve hamilelik raporu. Kolumu sertçe çekitim.
"Yazıklar olsun. Bu kadar şerefsiz olmak zorunda mıydın?" Raporu yüzüne atıp yukarı çıktım. Sıla'da peşimden geldi. Banyoya girip kapıyı çarptım. Yere oturup ağlamaya başladım.
"Asya dur nolur aç şu kapıyı!"
Kapıyı kilitledim. Ve aynanın önünde ne varsa, diş fırçaları, tüm makyaj malzemeleri hepsini fırlatıyodum. O son attığımı yapmicaktım. Makyaj kutusunu aynaya fırlattım. Ayna çatlamıştı. Sıla bi yandan ağlıyo bi yandan kapıyı tekmeliyordu. Umrumda mı? Hayır. Herkes neden beni yoruyo ya. Yetti artık!!! Fırlatacak bişey kalmayınca sinirden bağırmaya başladım. Duvarları yumrukluyodum. Tam bi psikopata bağlamıştım. Birden Emre'nin sesini duydum.
"Asya kapının ordan çekil çünkü kırıcam.!!!"
"Dur! Sakın! Defol lan defol"
"Biiiiir, ikkkiiiiii, üüüü-"
"Dur tamam dur nolur açıcam bekle.!"
Yavaşça açtım Sıla kolumdan tutup banyodan çıkardı Emre banyoyu görünce şok oldu. Cidden napmışım ya!?
"Emre defol!!!"
"Tamam lan ne halin varsa gör!!!"

Biliyorum iyrenç bi son ama üzgünüm yarınki bölümü mutlaka okuyun.❤️

TİRYAKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin