-12-

148 13 9
                                    

~Asya'nın Ağzından~

Mert ve Emre aynı sınıfta asla yapamaz. Ben bunu çok iyi anladım bugün. Bunlar hep böyle olursa her gün müdürlük olucaklar ya. Emre'nin beni kıskanıp sahiplenmesi çok güzel bişi tabii ki ama böyle de olmaz ki. Okuldan atıcaklar bi gün ya. Ah be deli çocuk. Bugün olanları düşünürken uykum gelmişti. Telefonumu alıp Emre'ye iyi geceler mesaji attım. Bugünü birine bi şey olmadan atlattık Allah'a şükür. Yarına Allah Kerim. Sıla'ya dönüp baktım telefona bakıp mal mal sırıtıyo.
"Neye gülüyosun sen bakim?"
"Ya sen Kore'ye gittiğin zamanda Kaan'la adalara gittik de orda resim çekilmiştik. Hep ifşalık çıkmışım ya. İyi ki fotoraflar sadece bende var. Kaan'a güzel çıktıklarımı attım sadece."
"Hanii bakim bendee!"
Fotoraflara baktık birlikte. Bi dakka ben az önce ki fotorafta Emre ile bi kız mı görmüştüm. Sıla o fotoyu hemen geçtiği için dikkat edememiştim.
"Geri gel bi."
"Ya bişey yok ya oralarda. Bak sana bi fotoraf göstercem çok güzell."
"Sıla! Geri gel dedim."
"Of tamam be."
O fotorafı açtı kız Emre'nin boynuna sarmış kollarını. Bu kız kim lan!! Ulan Emre!
"Bu kız kim Sıla!!"
"Eee şey ya şey..."
"Kim dedim!"
"Kekekekek. Kanka biri değil be. Kuzeni. Bilerek hemen geçtim fotoyu. Biraz sinir edim dedim."
"Sıla beni geçiştirmek için demiyosundur. Umarım kuzenidir. Öğrenicem bunu bak ona göre."
"Sen bana inanmıyo musun?? Aşk olsun ya. Kuzeni tabi hatta seni tanıştırabilirim. Çok iyi kız ya. Emreyle de zatem kardeş gibiler. Abi diyo Emre'ye. İki yaş küçükmüş bizden ne kadar öyle göstermesede."
"Olsun. Kız mı kız. Beni ilgilendirmez kuzeni olması. Emre'ye benden başla birisi dokunamaz bakamaz. Yolarım o kızı hee!"
"Ya kanka saçmalama be. Sen bence Emre'nin ailesiyle akrabalarıyla iyi geçinmeye bak. Sorunun olmasın akrabalarıyla. "
"Ayy haklısın ya. Daha evlencez biz dimii. Kimseyle sorunum olmamalı. Hepsi sevmeli beni. "
"Kekekeke aynen kanka. Neyse uyuyal yarın okul var. Bizimkilerin kavgasıyla uğraşcaz tüm gün."
"Off. Aynen ya. Uyuyalım hadi iyi geceler."
"İyi geceler mandalinamm"
Öpücük yollayıp arkadasını döndü. Bende yatağıma geçip yattım.
Bi an çok korktum Emre'yi başka kızla görünce ya. Allahım nolursun Emre'yi benden alma o benim başkasının olmaz olamaz. Emre'yi düşünr düşüne uyudum.


__________


~Kaan'ın Ağzından~

"Lan Emre uyan hadi!!"
"Ne var olum ya az daha uyicam ben."
"Okul var okull hadi kızları alcaz daha çabuk!"
"Kızlar hazır mı ki ya."
"Onlar bi saat önceden başladılar hazırlanmaya. Sen son 5 dakka kalkıyon. Kalk lan çabuk. Kahvaltıyı kızlarla dışarda yapıp geçcez okula."
"Lan nası yetişek okula."
"Öğleye kadar dersler boşmuş."
"Haaa anladıımm. Tamam kalkıyorum."
Beyfendi sonunda tenezzül edebildi. Ah Emre ah. Telefonu alıp Sılaya bizde 10 dakkaya ineriz aşaya yazıp attım.





~Sıla'nın Ağzından~

Bugün öğleye kadar dersler boş olduğu için Kaan'da hep birlikte kahvaltımızı dışarda yapalım öyle geçelim okula demişti. Bizde erkenden kalktık hazırlandık. Onları bekliyoruz.
"Ya Sıla Mert mesaj atıp duruyo. Dersler boş ya kahvaltı yapalım beraber diyo. Şimdi ne diim buna Emrelerle yapcaz diyim mi?"
"Hımmm. Söyle o da gelsin ."
"Heee. Sonra gidicemiz yerden kovulak dimi. Emre rahat durur mu sence ?"
"Ya dışarda yapmazlar heralde ya. "
Mert beni bu aralae çok sıkıştırdığı için napıcağımı şaşırdım artık. Bu çocuktan korkulur valla. Asya'ya olan aşkından her boku yapar. Asya ile Emre'yi ayırmak dışında ufak tefrk şeyler yapıyodum korkumdan. Mesela az önce ki gibi. Asya'ya Mert'i çağırmasını söylemem. Böyle ufak şeylerden Emreyle Asya'nın arası bozulmaz heralde dimi? Yani umarım bozulmaz.
"Tamam çağırdım. İnşallah sorun çıkarmazlar." Tam Asya'ya cevap vericekken telefonum çaldı. Kaan galiba. Telefonun ekranına baktım. Burkay yazıyodu. Sabah sabah niye arıyo ki bu?
"Alo."
"Günaydınnn"
"Günaydın Burkay"
"Şey Sıla. Ben bi şey dicektim de."
"De."
"Kahvaltımızı birlikte yapalım mı? Lütfen bu teklifimi geri çevirme ya. Her şeyi geri çeviriyosun." Haklı ama napiyim. Kaan'la hala sevgili deiliz sözde ama o kıskançlık yapıp atlıyo her şeye. Bu sefer kıramadım. Kabul ettim.
"Olleeey bee. Sonunda bi teklifimi kabul edebildiniz hanfendi."
"Haahhahah. Kusura bakma be Burkay. Biliyosun yoğun bir kızım ben ."
"Tabi ya ne demezsin."
"Yalnız şey Burkay."
"He canım?"
"Emre ile Kaan da birlikte kahvaltı yapalım demişti onlarla gidicektik araya Mert de katıldı. Hep birlikte yapalım kahvaltımızı yani. Sende bizle gel."
"Anladımm. Tek yapmicaz yani kahvaltıyı. Onlarla yapcaz peki. Öyle olsun bakalım güzellik."
"Tamam biz birazdan çıkıcaz. Konum atarım sanam görüsürüzz."
"Görüşürüz." hee çok güzel. Yine Emre Mert ve Kaan Burkay ikililerini yan yana getiriyoruz. Hadi hayırlısı. Bide onları çağırdığımızı bizimkilere söylemesi vardı ya.



~Emre'nin Ağzından"

Hemen hazırlanıp aşaya doğru indik. Kızlar bizi bekliyordu. Daha fazla bekletmeyelim yoksa azar işitcez yav. Hee işte benim gözümün nuru. Şu güzellige bak Yarabbim. Ölerem lan ben sana. Tırnağına kadar benimsin. Kimsenin sana zarar vermesine izin vermem. Yanına gidip konuşmasına bile izin vermedem kollarımın arasına aldım. Keşke hep burda kalsan. Seni saklasam herkesden böyle. Kaybolsan içimde hep. Nefesini boynumda hissedebilsem. Her an yanımda olsan keşke. Bazen alıp onu bi yere saklamak istiyorum. Kimseler görmesin o kusursuz yüzünü. Kimse duymasın o güzell sesini. O gözler bana baksın sadece. Ama işte yapamıyoz ki anam.
"Emre ölücem şimdi."
"Ben seni her gördüğümde ölüp ölüp diriliyorum. O nolcak? Bu kadar güzel olmak zorunda mısın yani anlamıyorum ki?"
"Ya delii." diyip küçük yumuşak elleriyle göğsüme vurmaya çalıştı.
"Ahh acıdı" dedim yüzümü acımış gibi yaparak. Hemen telaş yaptı ayrıldı kollarımdan elini vurduğu yere koydu.
"Yaa çok özür dilerim. Of çok acıyo mu? Canını acıtmak istememiştim." demesiyle yüzüme kocaman gülümseme yerleşti.
"Yerim lan seni. Şaka yaptım yok bişi yok." diyip ellerini üstümden çekip dudaklarıma götürdüm. Ahh ahh öldürücek bu kız beni."

"Bitmedi sizin yiyişmeniz lan"
"Ne diyon olum sevgilimize sarılıyoz ne var bunda."
"He yavrum he hadi geçin arabaya."
"Şeeyy bi dakka bi şey söylememiz lazım bizim" dedi gönlümün Sultanı.
"Söyle gülüm."
"Biz Mertle Burkay'ı da çağırd-"
"Nee!!" dedik Kaanla aynı anda. Mert ismini duymamla sinirlenmem bir oldu zaten. Bi de onları da çağırdık diyince bende ki şalterler attı.
"Kızım siz delirdiniz mi?"
"Bizi katil mi etmek istiyosunuz."
"Yoksa sizi kaçırıp kimsenin göremiceği yere götürmemimi?"
"Ya da direk evlenip çocuk yayıp evde tüm gün oturtmamızı mı?"
"Siz seçin hangisi kızlar?" Kaanla sinirdem bi o bi sen hızlı hızlı konuşmuştuk. Yüzüm yanıyodu sinirden resmen.
"Ya Kaan. Saçmalamaz mısınız artık. Kabul etmiyosanız güle güle biz Asyayla gideriz" dedi Sıla. Kaan çok sinirlendi. Sıla'nın kolundan tutup kendi arabasına götürdü.
"Emre kanka bizi takip edin."
"Nereye gidiyoruz lan?"
"Sen beni takip et."
"Tamam." Asya'ya döndüğümde baktım yurda doğru koşuyodu. Hemen peşinden koşup belinden sarılıp kendime çektim.
"Nereye gidiyosun güzellik? Araba orda değil."
"Yaa boynuma doğru konuşma gıdıklanıyorum."
Boynuna bi öpücük kondurup kucağıma aldım.
"Ahh tekmelemesene kızım. Bak yanlış yerlere vurcan şimdi."
"Bırak beni gelmicem beeen!"
"Öyle bi seçeneğiniz yok hanfendi. Üzgünüm" diyip kahkaha attım. Arabaya yaklaşınca kapıyı açtım ve içeri yavaşca koydum. Çıkmasına izin vermeyip hemen bende binip kitled kapıları.
"Hı.Uyuz. Ben ne güzel Mertle kahvaltı yapıcaktım " dedi. Bu kız beni katil edicek yeminle ya. Camdsn dışarı bakıp belli etmemeye çalışarak gülüyodu. Bilerek beni sinir ediyo ya. Aaah ahh. Bakalım Kaan bizi nereye götürcek.




Arkadaşlar gerçekten oy ve yorumlar okuyucuya göre çok az. Bizim kitabımıza devam etmemiz için oy ve yorumlara ihtiyacımız var. Kitabımız hakkında iyi kötü eleştirilerinize ihtiyacımız var. Bi hata varsa da söylerseniz seviniriz.

TİRYAKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin