~Emre'nin ağzından~
Saat 6 (18:00) ve Asya'ya hâla ulaşmıyorum. Kahretsin. Gerçi Kaan'da ortalarda yok ama o mala bişe olmaz.
"Ya Sıla bu polislerin bişe yapacağı yok ben kendim aramaya gidiyorum,""Emre sus, polisler duyacak."
"Duysunlar lan banane."
"Ya Emre nereye giti bunlar ya "
"Ne biliyim Sıla ya ! Ama merak etme Kaan'a bişe olmaz hem saat daha erken."
"Ya saat erkende hiçbireyerde yoklar telefonlarıda kapalı çok korkunç değil mi?!"
"Maalesef Asya 'nın telefonu açık. Sonuna kadarda çalıyo ama açan yok."
"Sessizde o zaman. Aslında korkmamıza gerek yok gibi duymadığı için açmıyo."
"Sıla iyi misin ya bu kadar saat insan telefonuna bakmaz mı ? Ve hadi beni geçtim sana haber vermeden bir yere gittiği nerede görülmüş.?"
"Haklısın galiba." Diyip tekrar ağlamaya başladı. Yanına gidip eğildim.
"Ağlama ona bişey olmicak. Tamam mı?"
O sırada beklemekte olduğumuz komiserin odasına polisler geldi. İkimizde hızlı bi şekilde ayağa kalktık.
"Söylediğiniz hatta söylemediğiniz her yeri aradık. Ama elimizde saadece birkaç kamera görüntüsünden başka bişeyey yok."
"Bakın polis bey o zaman açın mesela izleyelim belki bizim bilebilceğimiz bi durumdur izlemek nasıl fikir?" Diye hafif dalga geçer hafifde sinirli halime Sıla'nın sakin ol bakışları engel olmuştu.
"O kadarını biliyoruz Emre Bey şu bilgisayara taktık izleyebilirsiniz."
Hemen bilgisayarın başına oturduk. Kamera çok net olmasada arabamı tanıyabilmiştim.
"İyide arabamın olmadığını zaten biliyorum hatta Kaan'ın aldığındanda eminim. Kendi arabasıyla kaza yaptığı için benimkini almış olmasıda normal. Hatta Kaan kızmamdan korktuğu için telefonlarımı açmadığındanda emim.
Ama bu bizi biryere ulaştırmaz. O zaten kayıp değilki. Asya'yı bulmaya çalışsanız daha mantıklı olmaz mı?""Bakın Emre Bey sizin telefonlarınızı bu yüzden açmamış olabilir peki ya Sıla Hanım'ın telefonlarını neden açmıyor?"
"Haklısınız. Sizin düşünceniz nedir polis bey."
"İsmim Hakan. Bizim düşüncemiz şu diğer kamera görüntüsünde arabanın içi çok net görünüyor. Ve Kaan Bey'in yan koltuğunda bir kız var."
"Ne! Yaktım seni Kaan!" diyen Sıla'ya bakıp göz çevirdim.
"Sıla az bi sus. Devam edin Hakan Bey."
"Belki tanıyo olabilirsiniz. Bi bakın isterseniz." diyince birkaç polis ben ve Sıla tekar bilgisayara dönüp diğer kamera kaydını açtık. Oha a*ına koyayım. Bu Asya.
"Hakan Bey bu Asya?" dedi Sıla.Yanındaki kızın kendi arkadaşı olmasından dolayı rahatlamış görünüyordu. Ama ben iyice gerilmiştim. Sıla Kaan'ın uyuşturucu lanetine bulaştığını bilmiyordu.
"Evet tamda tahmin ettiğimiz gibi. Bakın gençler bu araba birsürü radara yakalanmış. Hız sınırlarınıda fazlasıyla aşmışlar. Herhangi bir kaza olağan. Bunun içinde kamera kayıtlarıyla arabanın izini sürebildiğimiz yere kadar sürdük. Herhangi bir kazaya rastlamadık. Kaza olsa hastanelerin birinde olurlardı hastahane kayıtlarındada yoklar. Bu kadar bilgiyle onları bulmamız dahada zorlaşıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİRYAKİ
RomanceTiryakisi olunmuş aşklar ve engeller. Aşk engel tanımaz derler, doğru mu? Yazar: SAFİYE VE BUSE