3.Bölüm

341 191 129
                                    

Medya; Kaan

Bölüm düzenlenmiştir ✔

Bugünü çok seviyorum çünkü cuma, çünkü hafta sonunun habercisi, çünkü hepimiz öğrenciyiz..

Adının Kaan olduğunu öğrendiğim, beni sinir eden çocuk, ama​ aynı zamanda taş gibi olan çocuk, pazartesi günü dışında okula gelmedi. Hiç şaşırmadım zaten.
Tipinde bir serserilik vardı​.

Dersimiz Tarih ve ben gözlerimi açık tutabilmek için beynimde iç savaş ilan etmiştim. Sonunda beyaz bayrağı çekip uykuma yenik düştüm,tarihçiye yakalanmama umuduyla.

Tüm hocaları çok sevdim ama tarihçi Didem hocayı nedense hiç sevmedim. Kadın çok itici ve kendini beğenmiş biri. Kısaca Kaan'ın kız versiyonu.

Bu dediğime içimden kahkaha atıyordum.

Sonunda, okulun bittiğini belli eden zil çaldı. Mert başımda benim saç tellerimi yolarak uyandırmaya çalışıyordu.

Uykumu bölen insanlardan bütün benliğimle nefret ediyorum.

Bir hışımla kalkıp onu koridorda kovaladım. En sonunda boynuna atlayıp, boynunu ısırdım. Eteğim aklıma gelince hemen indim. Ama Mert'in boynuna harika bi imza attım. Kesin moraracak, ohh iyi olsun! Sonuçta hak etti.

"Hilal teyzen buna bayılacak Mert!" Hilal teyze Mert ve Kumsalı teyzesi. Onu çok seviyorum. Sarışın, kahverengi gözlü, uzun boylu ve zayıf biri. Ama çok güzel ve çok genç. Ona teyze dememizi istemiyor ama Mert inadına ona "Teyze"deyip duruyor. Ben ona "Hilal"diyorum ama icimden hilal teyze.

Kumsal yanımıza gelince "Kumsal, nasıl beğendin mi?"diye sordum. Kumsal buna karşılık kıkırdadı ve kafasını salladı.

Mert Hilal teyzenin taklidini yapmaya başladı Aptal! "Yine hangi kıza yedirdin kendini Mert! Sen ne zaman adam olacaksın Mert?! Of Mert! Yeter Mert! Akıllı ol Mert!" Buna gülmeden edemedim. Gerçekten komikti. "Yaktın beni Ecrin yaktın!"diye de isyan etti.

Çantamızı aldıktan sonra gülerek okulun çıkışına doğru ilerledik.

Babamla aram hala limoniydi. Annemi aldattığını öğrendiğimden beri, onunla aram eskisi gibi olmadı , olmayacakta. Bazen onu görmemek için Kumsallarda kalıyorum.

Hilal teyze de bana çok iyi davranıyordu. Babam bu durumdan rahatsız olsa da bunun gibi birçok şeye göz yumuyordu. Özel araba istemediğimi söylediğimde de biraz homurdansa da kabul etti. Beni çok sevdiğini biliyorum ama annemin bu tarz ayrılığı hak etmediğini de unutamıyordum.

Arabam olmadığı için Mertin arabasıyla gidip geliyordum. Ehliyetim yoktu çünkü 17 yaşındayım. Ama araba sürmeyi biliyorum.Aslında Mert 18 yaşında olduğu için onun arabasıda ehliyeti de var. Okuldan çıktıktan sonra hemen Mert'in arabasına doğru yol aldık.

Tam arabaya binecekken kolumu güçlü bir el kapladı. Oflayarak arkamı döndüm. Ben karşımda Mert'i görmeyi beklerken, yine bu öküz çıktı karşıma.

Kolumun böyle kavranmasından nefret ediyorum, çünkü ilk ve son sevgilim Mete hödüğüde böyle yapa yapa koluma desenler çizdi. Mal işte nolcak! Onunla ayrıldık çünkü beni aldattı, kandırdı! Bütün erkekler aynı zaten! Bu devirde kimseye güvenmemek lazım.!

Karşımdaki öküz de kesin birini aldatmıştır. Kim olcak tabiki Kaan!...

Kolumu çekmek istedim ama bırakmıyordu. ALLAHIM bu nasıl bir güçtür? Hayvanat bahçesinde ki hayvanların hepsini toplasak bile, bu kadar güçleri olamaz. "Bıraksana, burası dağ başımı!? böyle kolumu acıtmaya hakkın yok!"

SANKİ RÜYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin