Çağatay! Senin ne işin var burda?"
diye sertçe sordum.."Burası senin mi?"
"Hayır benim değil ama burası bayanlar mağazası!""Sevgilime veya kız kardeşime hediye almaya gelmiş olamazmıyım?"
"Olamazsınn!"diye bağırdım.
Kasadaki görevli beni susturdu.
"Hanımefendi lütfen bağırmayın."Sakinleşmeye çalıştım. O günü hatırladıkça sinirlerim bozuluyordu.
Çağatayın beni itmesi söylediği sözler...
"Kumsal ben dışarı çıkıyorum. Mert gelince onunla geri gelirim hem sakinleşirimde."
"Tamam kuzum da niye sakinleşeceksin ki? Ne oldu?"
"Artık salak görmeye dayanamıyo-
rum."dedim Çağatayın duyacağı ses tonuyla.O bu dediğime gülmekle yetindi. Hemen dışarı çıktım.
Nerde kaldı bu hayri?.....
Telefonumu çıkarıp Mert"i aradım.
Hemen açtı. Kesin telefon elindeydi ve sosyal medyada geziyordu."Mert nerdesin?"
"Evdeyim."
"Birde rahat rahat söylüyor. Biz burda seni bekliyoruz. Bilmem farkındamısın?""Farkındayım."
"Eee ne bekliyorsun? Gelsene."
"Canım istemiyor"
"Sıçarım canına. Ağzımı açtırma benim!""Niye sen ağzın kapalı mı konuşuyorsun?"
"İki dakika beynini kullan dicem ama olmayan şeyi nasıp kullanacaksın!"
"Evet olmayan beynimi nasıl kullanacağımı bilmiyorum. Öğretsene."dedi alayla."Farkettim de sen bu aralar bana çok fazla laf sokmaya başlamışsın. Dikkat et o lafları senin bi yerine sokmayayım."
"Bende fark ettimde sende bu aralar çok fazla küfür etmeye dikkat et o küfürleri.."
"Tamam be! Uzatmada gel."
"Nerdesiniz ki?"
"Sabahtan beri ben sana ne anlatıyorum?"
"Bilmem?""Bi git yaa."
"Nereye?"
"Ne içtin sen? Zaten salaktın ama bugün ayrı bir salaksın!""Bugüne özel kampanya var."
"Harbi nasıl bu kadar salak olmayı beceriyorsun?"dedim alayla"Kendine sorsana."deyince sinirlerim error verdi.
"Yaa Mert! Gel artık parayı ödeyip çıkalım."
"39 dakika 18 saniye 5 salisede ordayım."
"39 dakika 18 saniye 5 salise mi?"bağırarak sordum şaşkınca."Neden şaşırmış gibi soruyorsun?"
"Çünkü şaşırdım!"dedim.
"Mert keşke konuştuğun kadar birşey yapsan!""Yapıyorum."
"Allah aşkına ne yapıyorsun?"
"Hızlı hızlı yürüyorum."bu çocuk birgün beni öldürecek.
"Nereye?"
"Bilmiyorum."
"Ee yeter be!"Artık yerter yani. Çağatayı gördüğüm yetmezmiş gibi birde Mert'le uğraşıyorum.
"Tamam bak,eğer 5 dakika içinde gelirsen 10 duble alırım."
"Neee!"2 dakika boyunca ikimizde konusmadık.
2 dakika sonra Mert konuşmaya başladı.
"Arkana bak."
Arkama batığımda onu gördüm.
"Ohaa!"
"Futbol maçında 10 dubleydi şimdide 10 duble borcun oldu yani toplam 84 duble borcun var."Ona gülerek cevap verdim.
"20 oluyor Mert."
"Ne 20'si 84 oluyor. Daha toplamayı bilmiyorsun.""Banane ben 20 tane alacam. Nasıl 84 tane alayım manyak mısın?"
"Yani 84 tane almıyorsun?"
"Almıyorum."dedim alayla.
"İyi o zaman bende eve gidiyorum. Hade bb."deyip arkasını döndü. Off Mert off."Tamam bekle." Yavaşça önüne döndü.
"Evet dinliyorum."
"Alacam."
"Şu sözlesmeyi imzala."
"Ne sözleşmesi?"derken elime bir kağıt verdi. Kağıdı okumaya basladım;
"Mert'in bana verdiği yetkiye dayanarak Mert'e 84 duble süt almayı kabul ediyorum! Oha Mert önceden mi ayarladın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANKİ RÜYA
Teen Fictionİki farklı kutuptuk biz. Birimiz Kuzey, Birimiz Güney... Küçüklüğümüzden beri Fen Bilimleri dersin de hep ögrenirdik; zıt kutuplar birbirini çeker... Ne zaman bu karşımıza çıkar diye düşünürdük meğer o iki zıt kutup bizmişiz.. Aramızda her zaman...