4.bölüm

328 200 124
                                    

Medya; Kumsal

Uyandığımda, bileğim de az da olsa sızı hissediyorrum. Kaan'ın bileğime sardığı bandajı çıkardım. Hiçbir işe yaramıyordu...

Şu an Kumsallardayım. Dün eve gitmek istemediğim için buraya geldim.

Yan odadan barışma sesleri geliyordu. Yataktan kalkıp barışma seslerine doğru gittim. Kapıyı açtım. Kumsal, Mert'i yatağından çekiştiriyordu.

Mert'i uyandırmak dünyanın en zor işlerinden birisi.
Mıknatıs gibi yatağa yapışıp kalıyor.

Izmir'de annem ve babamın bağrışma sesleriyle uyanıyordum burada ise Kumsal ve Mert'in kavgalarıyla uyanıyorum. Çalar saate gerek kalmıyor, sayelerinde.

Sonunda Kumsal, Mert'i kaldırmayı başardı. Yerde sürüklemeye başladı.  Onu odadan attıktan sonra, sıra hazırlanmaya geldi.

Dün evden getirdiğim, lavivert, beyaz, çizgili üstüm ve lacivert pantolonumu giyindim. Ayakkabı olarakta beyazı tercih ettim.

Kumsal'da siyah, üzerin de kırmızı çiçekler olan askılı üstü, altına da siyah şort giyindi. Ayakkabısıda siyah-beyaz, tercih etti.

Kumsala bakarken,sanki bu aralar daha da güzelleştigini fark ettim.
Kumsal; uzun boylu, zayıf, emer, ela gözlü, olan çok güzel bir kız.

Mert ise; uzun, zayıf, kumral, kahverengi gözlü çok tatlı biri. Bunu ona söylemiyorum çünkü sonra şımarıyor.

Ayakkabılarımızı da giyindikten sonra hazırdık. "Şimdi çıkabiliriz!" diye heyecanla bağırdı Kumsal.

"Hadi Mert'in yanına gidelim. Hazırlanmışsa, çıkalım"dedim.

Mertin odasına ben girmedim. Kumsal girdi. Ben kapının önünde onları beklerken Kumsal içerden çıktı.

Bana,"Mert beyenfendi, bugün okula gelmiyormuş, çünkü hem yorgunmuş hem de geziye gelmek istemiyormuş.Bizde yorgunuz ama gidiyoruz."dedi.

Neyse en azından okula geldiğimizden beridir, ilk defa gelmemezlik yapıyor.

Bugün, okulca geziye gidiyoruz. O yüzden cok heyecanlıyım. Yani bu okula geldigimden beridir ilk defa bir etkinliğe katılıyorum.

Dışarıya çıktığımda aklıma gelen şeyle büyük bir hayal kırıklığı yaşadım.

Mert yok! Mert yoksa, araba yok! Araba yoksa... bu da demek oluyor ki okula yürüyerek gideceğiz.

Kumsal'a dönüp,
"Kumsal sen araba sürmeyi biliyorsun ama henüz ehliyetin yok. Mert'te olmadığına göre yürüyerek gideceğiz"diye bir açıklama yaptım.
"Tamam yürüyelim ama hızlı yoksa arkamızda ki iki köpekten dolayı kalp krizi geçircem"dediginde arkama baktım.

Köpekler çok sinirli görünüyorlardi. Kumsala bakmadan" ya korkma. Bişey yapmazlar."diyerek koluna girdim.

Hızlı hızlı yürümeye başladık.

Aslında ben köpeklerden korkmuyorum ama Kumsal çok korkuyor. Küçükken ona bir köpek saldırmıştı ve kolunu çok kötü ısırmıştı bu yüzden her köpek gördüğünde kalp atışı ve adımları hızlanıyor, tıpkı şimdi olduğu gibi.

"Kumsal sakin ol, korkulacak birşey yok. Hem biraz daha yavaş yürüsen diyorum"

"Bende sana -'arkamızdalar!'diyorum".

Ya resmen, 12 dakikalık yolu, 5 dakikada geldik. Okula bu kadar erken geleceğimiz hiç aklıma gelmezdi.

Okulun içine girer girmez Kumsal, derin bir oh çekti.

SANKİ RÜYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin