"Anne?"
Anne mi? Kaan az önce babama anne mi dedi? Kıkırdamadan edemedim.
Babama dönüp "Baba Kaan biraz sarhoşta"dedim.
Kaan parmağını havaya kaldırıp "Hocam, Ecrin biraz yanımda kalabilirmi?"diye sorunca babamın kaşları çatıldı.
Az önce babama 'anne' diyordu şimdi ise 'hocam' diyor.
Tekrar babama dönüp "Baba, en iyisi ben onu evine bırakayım " dedim.
"Hayır Ecrin olmaz! Bu saatte bu deliyle seni bir yere gönderemem"
Babama küçük Emrah bakışını atıp, başımı yere eğdim ve yerde Kaan'ı gördüm.
Düşmüş Salak!
Kaan cebinden bi mendil çıkardı ve sallamaya başladı. "İzmirli Ecrin Ecrin, Izmirli Ecrin..!"Bu duruma kahkaha attım. Babamın sinirli bakışlarını görünce kahkahamı durdurmaya çalıştım.
Kaan Sarsılmazın bu hale gelmesi inanılır gibi değil. Bu durumu baskasından duysaydım hayatta inanmazdım ama kendi gözlerimle görünce inanmak zorunda kalıyorum.
"Ecrin şu zibidinin evini biliyormusun?" Babama başımı 'evet'anlamında salladım.
Aslında evini bilmiyorum ama bir şekilde oğrenirim.
Babam "Al götür şunu yoksa ben götüreceğim ama eve değil, mezara!"diye bağırıp eve doğru yürümeye başladı.
Kaan'a baktığım da "Gelsene yanıma. Beraber uzanıp, yıldızları seyredelim"deyince gülümsedim ve yanına uzandım.
Yıldızlara bakarak "Kaan yarın sabah bunların hiçbirini hatırlamayacaksın ama merak etme ben sana bunları anlatcam ve seninle de dalga geçicem. Düşünsene bunu tüm okula söylüyorum. 'Şok şok şok Kaan Sarsılmaz sarhoş oldu ve Ecrin Yücelin kapısına dayandı üstelik Ömer Yücele 'anne'dedi"deyip kahkaha attım.
Kaan'a baktığımda uyduğunu gördüm. Anında yüzümde ki gülümseme silindi.
Uyumanın sırasımıydı ya?
Oflayarak ayağa kalktım, ellerimi çırpıp "Hadi bakalım iş başına"dedim.
Kaan'ı zorla ayağa kaldırdım, hemen kolunu başımın altından geçirdim ve öbür elimlede belimden tutup, yürütmeye başladım.
Resmen, şu an uyumuş bir öküzü taşıyorum. Bu ne ya!? Yememiş içmemiş kas yapmış.
Başımı kaldırdığımda Kaan'ın arabasını kapının önünde görünce sevindim. En azından uzağa park etmemiş.
Arabanin önüne geldiğimizde Kaan'ı arabaya yasladım ve esnedim. Sırtım ağrıdı.
Birden aklıma anahtar geldi. Anahtar nerde? Ceplerinde olacak heralde.
Kaan'ın ceplerini kontrol ettim ama bulamadım.
"Of ya of!"diye bagırdıgımda gözüm yere kaydı ve yerde anahtarı gördüm.
Yere düşürmüş üstelik far etmemiş. Dikkatsiz mal!
Yere eğilip, anahtarı aldım. Alelacele arabanın kapısını açtım yoksa her an Kaan yere düşebilir. Bu sefer onu kaldırmaya gücüm yetmez daha doğrusu Sırtım dayanmaz.
Kaan'ın sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa oturttum ve bende yerime geçtim.
Evi öğrenebilmek için Kaan'ı uyandırmam gerekiyor.
"Kaan, Kaan, Kaan!!"
Sonuç negatif.
Başımı direksyona koyup kendi kendime konuşmaya başladım. "Senin bu saatte ne işin var burda? Bula bula benimi buldun ya? Offf evini de bilmiyorum. Aslında suç benim. Hayır yani ne diye babama evini biliyorum diye yalan söyledim. Bilmiyorum işte bilmiyorum! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANKİ RÜYA
Teen Fictionİki farklı kutuptuk biz. Birimiz Kuzey, Birimiz Güney... Küçüklüğümüzden beri Fen Bilimleri dersin de hep ögrenirdik; zıt kutuplar birbirini çeker... Ne zaman bu karşımıza çıkar diye düşünürdük meğer o iki zıt kutup bizmişiz.. Aramızda her zaman...