Mavi 18 yaşındaki bir kız. Annesi Mavi kücükken öldü. Babasıda Annesi ölünce başka biriyle evlenmek zorunda kaldı ve üvey Annesi Maviyi hic sevmiyor. Ama sonra Mavinin hayatına biri giriyor ve hayatı değeşiyor...
Maviden devam: Sabah uyandığımda başımı tuttum ve "Off ne oldu bana?" Diye söylenmeye başladım. "Ateşin cıkmıştı, ama şuan iyisin" dedi Meriç kapıya yaslanmı bir şekilde. "Aaa şimdi hatırladım" dedi ayağa kalkarak. "Sen... sen benim üzerimimi cıkardın akşam" dedim gözlerimi kocaman acarak. "Evet! Mecburdum buna" dedi sakince. "Sen nasıl böyle sakin ola biliyorsun! Resmen üzerimi değeştin, oramı buramı baktın!" Diye bağırmaya başladım. "Bakmadım!" Dedi normal bir şekilde. "Nasıl bakmadın?" Diye bir soru sordum. "Gözlerim kapalıydı! Biliyodum sonra bana kızacağını ve meraklı değilm" dedi ve göz kırparak odadan cıktı. "Yok yani meraklı olsan bakacaktın he" diye bağırdım arkasından. Bence duymadı! Aman ya manyakmı ne! 'Ama tatlı, yakışıklı, karizmatik, kaslı, esmer, uzun kiprikli manyak' dedim icimden gülümseyerek. Al işte! Ben bu cocuğa niye hiç kızamıyorum. Hep en sonunda yine iyi şeyler söylüyorum!
Banyodan cıktıktan sonra dolabın karşısına gectim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gri bol bir kazak ve altınada gri yırtık bir pantol giyip aşaya indim. Meriç herzamanki gibi kahve içiyodu. Nasıl sabahın köründe kahve içiyosa? Kahvesi cok acı! Nerden biliyosun? Diye soruyosanız bir kere içmiş olabilirim yani. Hemen karşısına oturdum ve cayımdan bir yudum aldım. Önümdeki simit adeta ye beni diyodu. Hemen onu elime aldım ve peynirle birlikte yemeye başladım. "Nerye gideceksin?" Diye sordu Meriç. Keşke sende gelsen. "Evde daraldım biraz gezeceğim" dedim. "Tamam bende geliyorum. Yanlız gitme başına birşey gelir" dedi ve masadan kalkıp odasına gitti. Sanki içimi okudu ha!
Gri deri cegetimi alıp adidas ayakkabilarımı giyinip arabanın önünde Meriçi bekliyodum. Evin kapısı acıldı ve içerden muhteşem bir Meriç çıktı. Levis t-shirtiyle, siyah pantolonuyla, deri cegetiyle ve güneş gözlükleriyle havalı bir şekilde arabaya doğru geliyodu. Yapma bunu bana!
AVMye geldiğimizde arabayı garaja koyduk ve bir bir tüm mazalara girdik. En sonunda bir elbise denemek istedim ve kabine girdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Önü dekolteli, yırtmaclı gold bir elbise denedim. Kabinden cıktığımda Meriçin azı acık kaldı.
Meriçten devam: Siktir amk. Bunu giyemezsin! "O..onun önü yok" dedim kekeliyerek. "Moda" dedi ve güldü. Onun modasına ben... "böyle modamı olur!" Dedim sinirle. "O daha neki? Bakk" dedi ve yırtmacatn bacağını cıkardı. Ben içimden bildiğim tüm küfürleri sayıyodum. "Nasıl?" Dedi. "Güzel" dedim mecburen. "Ozaman alıyorum" dedi ve alkışlayarak kabine girdi. Al bakalım nerde giyeceksin onu. Evde giyebilir ama onunla dışarıya cıkamaz!
2 saat sonra bir kafede oturduk ve yemek yemeye başladık. "Ay ben cok ac olmuşum ya" dedi. Bu kızda yiyo yiyo kilo almıyo. Kücücük bişey. Ben buna kilo aldırmam lazım. "Ne varsa getirin" dedim garsona. "Oha acız dedik ama herşeyi yiyecek kadarda değil" dedi. Hiçbirşey demedim.
Yemekler geldikten sonra "başla yemeye" dedim. Mavi pizzadan başladı. 2 dilimden sonra daha yiyemedi. Bir pizza dilimi aldım elime ve "aç azını" diyerek Mavinin azına tıktım. "Yoo nopouoson son" dedi azı doluyken. "Acım dedin, bende doyuruyorum" dedim ve sırıttım. Eline suyunu aldı ve içmeye başladı. "Bu doyurmak değil! Boğumak" dedi sinirle. "Kim demiş" dedim. Tabi o sinirli olduğundan hemen masadan kalktı ve garaja gitti. Hemen hesabı ödeyip peşinden gittim. Arabanın ön koltuğunu sinmiş oturuyodu. Beni bırakıp gitmezdi bunu iyi biliyodum. Onu daha vazla sinirlendirmeden eve getirdim. Hemen odasına cıktı...
