Çocuk dakikalardır bahcenin orta yerinde dikilmiş bir avuc cicegi avucunda bir araya getirmeye çalışırken, bir yandan da yara bere içindeki dızlerine kadar yükselen otların arasına egilip eğilip sagda solda acmis olan sarı ve beyaz papatyaları demetini eklemeye çalışıyordu.
Bi öbek ciceğin birkaçını bi arada yakalayıp hepsine birden asildi,çekti.
kimi uzun ,kimi kısa, kimi köküyle kopmustu....
etrafindaki bütün yesillikleriyle beraber...
Yolduklarini silkeleyip öteki elindeki demete eklemeye çalışırken avuç içleri tanıdık bır hisle gıdıklandi.
İrkildi
Kalbi duracak kadar heyecanlanıverdi birden.
Elindekileri anında fırlatıp atarken çığlığı bastı
Solucan...
Hiıiiii
Gene solucan tuttum.. ..
Ayyyy. .?Gördün müü...
Tam da o sırada, karincalanma canını acitacak bir yanmaya dönüstü , bütün avcunu sardı acı ...
Binlerce Iğne gibi...
Bütün Bilegiyle beraber.....
Kaşları catıldı....
Gözleri hızla dolmuştu..
Küçücük ellerini birbirine sürte sürte acısını geçirmeye çalıştı.
Yanmadan kurtulmaya
Olmadı..Silkeledi
Gene olmadı...
Avuçlari gitgide daha çok kavrulmaya başladi.
Gördü birden ellerini
Bakla bakla kabarmisti
Nefes nefese kaldı korkudan.
Yere attığı çiçeklerinin arasında iki dal isirgan otunu gördü.Lahana...
"Ayy....lahanaaa....
anneeeeeee..,"
Elini silkeleye silkeleye koşmaya başladı ... içeri doğru... mutfak kapısından,...Sesi daha da yükseldi ,tizlesip çığlığa dönüşecek oldu
Tam mutfak kapısında çarpıştı çocukla.
Küt diye.
Ali içeri ,kız dışarı yuvarlandı.
Ikisi de Sersemlediler.
Kıç üstü düştüğü yerde kücuk kızın etegi tozlanmış, poposu da acimişti
Gözleri tekrar aciyla yaşardı
Karşı taraf doğrulurken sinirle soyleniyor.
"Nooluyo be...tabakhaneye bok mu yetiştiriyorsun...annen yok burda.işi var kadının. Bana şöyle ne söyliyceksen."Suratsız ...
Kaşlarını catmıs gene...
Zaten hep ters,
Her vakit...
Onun yerden dogrulmasini izlerken acı içinde ağlamaya devam etti,...
Sümügü akti...
Yere düşürdüğü kitabını yerden kaldırmış ,silkeliyordu,...
Uuuu...ööle kalın.
Sayfaları kahverengi olmuş, eskilikten....
Nasıl bitirecek ki bunu bu?
Yonca ölse iki seneden önce bitiremezdi kitabı...
Okuma bile bilse....
Üstünde elle çizilmiş şövalye resmi olduğunu biliyordu,
Atının yanında poz vermiş.
Üstünde bi yazılar..
Bide 2..
Iki sayısını biliyordu Yonca bu ķış okula başlayacaktı.
Annesi biraz birşeyler öğretiyor gerçı......
1
2
3Oğlan kitabı silkip arka cebine sokarken ters ters bakmaya devam ediyordu.
"Neoluyo?"
Ağlamakla aglamamak arası gidip geldi,
Kızarmış gözlerini aşağı indirdi.
Yerden kalkarken kaşıdi acıyan elini.
"Kız.., kime diyorum sümüklü...bana bak..agladınmi Sen?"
Kolunu tutmuştu, Tam da kabaran yeri,,..
Acısı saha arttı.
"Ne?"
Çekti kolunu kurtardı,
Ali tuttuğu gibi sıkıca yakalamıştı yeniden
"Isırgannnn..."
O, Küçücük kol daki fiske fiske kabartilara bakarken burnunu cekti Yonca.
Ali dişlerini sıkıp küfretmiş,kaşlarını çatmıştı.
küçüğü bileginden çekip ,poposunun altından kavrayarak bir hamlede kaldırırken söylendi
"Gel bakım buraya, gel..sarıl boynuma."
O sarı saçaklari esen tatlı rüzgarla havalanıp çarptı yüzüne.
Eliyle uzaklaştırıp kurtulmaya calisti.
"E be kızım be,,.topla şu saçlarını da..topla,,ör mör bisey yap.sümük bulaştı hepsine."
Tutuşu hafiflerkem Düşecek gibi kaydı kız kollarında
"Kız...adam gibi yakalasana ."
"Acıyo."
"Ötekiyle sarıl."
Kızın sıkıca tuttu, sarı başaklarını çekip ,sırtına doğru itti,,,çocuğu bahçedeki muslugun önüne kadar taşıyıp ,hemen oradaki bahçe duvarına oturttu.
Ayakları çamur olmasın.
"Uzat kolları,"
Musluktan akıttığı suyu kollarına serpti,
Avuç avuç,.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efendilerin Konagı
Подростковая литератураYonca ,korüdordaki eski ankesörlü telefon kulağında , duyduğu şeyden emin olmayarak korku içinde dikilmiş ,sesi titreyerek konuşmaya çalışmıştı. "Ama...ama...Dönmezsin ki...." Demişti.. "Artık dönmezsin sen...dört yıl...hiç gelmedin.. Hiç gelmedin...