Yetkin kucağındaki hafif yükü ve pesindeki korkudan sesi soluğu kesilmiş oğlanla birlikte kalan yolu tırmanırken endiseyle içi içini yemekteydi.
Iki kardeşe pek belli etmese de onu bulduğundan beri ,dakikalardır kızın katılırcasına ağlaması, tükürdükce ağzına burnuna tekrar tekrar kan dolması hiç hoşuna gitmiyordu.
Tinerci zaptedildikten sonra seslere koşup gelen ahalinin evlerden getirdikleri su ve buzlarla ilk tedaviyi yapmış olmalarına rağmen burnundaki tampon kan içindeydi.
Sezgi ye haber vermişti.
Oğlan apartman kapısında bekliyordu.
Kapıyı açıp içeri aldı hepsini.
Kızın halini görünce. onunda yüzü sokmuştu.
"Abi...offf......"
"Sen yukarı abicim,ben cıkarım sonra.babaları duysun istemiyorlar."
kapıcı dairesinin zilini çaldı. Kendisine kalsa , cocugu çoktan bir hastaneye acil den sokmuştu.
Başına darbe almış..,
Birden bire durumu kötüye giderse ne olacak..
Iki kardeş ısrarla eve diye tutturmuslardı malesef....Sancak bahçede oturmuş mini televizyonda maç seyreden babası paniğe kapılmasın diye adeta parmaklarının ucuna basa basa getirmişti ablasını ...
Aşağı gelmesi için yalvardığı zaman, gitmedıği için o kadar pişman olmuştu ki kabağın başına patlamasının hiç önemi kalmamıştı. Onu orada o şekilde dövülerek taciz edilmiş halde bulduğundan beri üzüntüden kusacak gibiydi.
Ikisi de pek belli etmeselerde Şafak ,Sancak ın en bi sevgilisiydi.
En bi kıymetlisi.
Ablaların hası...Çocuğun soluk yanağındaki büyük morartı , döktüğü onca gözyaşı bitirmişti oğlanı.
Kapıyı açan anneleri , bir eşikte dikilen üst komşuya, bir de kollarında taşıdıgı yarı baygın kendi kücük kızına bi saniye boş boş bakmış sonra gözleri büyümüştü.
"Hii ..Şafak.."..
"Korkma abla..., saldırmıslar aşağı merdivenlerde, tinerciyi yakaladık ,komşular polis çağırdılar .....biraz hırpalanmış, ...hastaneye gitmem diye direniyor....iki dakikada aťıp götüreyim ,iyi olduğuna emin olalım"
Mıyırdadı kollarındaki yaralı.
"Anne e...ı-ıhh."
"Ah be kızım..."
Kadın , bahçeye maç sesine dogru açılan kapıya korkuyla bakıp caresizce yeniden genc adama döndü .
Kocasından çekindiğini anladı Yetkin.
"Kemal bey ...sert adamdır evladım...duyarsa diye......"
Allah allah...
Deli mi bu adam.....
Nedir bu böyle....içeri girmeye davrandı .
Kız hafifcecik olmasına rağmen koca yokuşu taşıyarak çıkarmıştı.
Kadın hemen yol vermiş, o sırada arkalarında suçluluktan kıvranan koca bebeğini görüp sendeleyince Sancak efendi gamsızlığına daha da pişman olmuştu.kadıncağızın elleri ağzına kapanmış çığlığını güçlükle bastırdı
"Şafak...evladım..."
eli gögsünde geri çekilirken tekrar sendeledi , Sancak hızla kucakladı annesini.
"Annem ...annecim, bişey yok,.. bi şey yok, annee, bi dur allahını sever sen ."
Yetkin çocuğu basık ve havasız salona sokar sokmaz evdeki rutubet fena fena çarptı yüzüne.
Of..bu ne..
Bu sıcakta böyleyse kışın kimbilir nasıl oluyordur buralar...
Ailecek neden sürekli bahçede yaşadıklarını , o radyonun neden sabaha kadar susmadıgını anladı.
Başı neredeyse tavana değecekti.
Bulundugu yer üç dört metrekare ancak vardı.
Görebildiği kadarıyla iki odaya açılıyordu.
Insanların burada zor sartlarda yaşadıkları belliydi.
Mekanda çalışan şu garson kız..
Neydi adı?
Halide..onunla beraber üç cocuk..karı koca...bi karış, kutu kadar eve nasıl sığıyorlar....
Kız kucağında öylece dikildigini hatırlayıp m doğruca çekyatlardan birine oturttu pantolonunun arja cebinde telefonu titredi.
Şafak ın kücük, yaralı ýüzünü avuçlarına aldı ,saçlarını geriye atıp yakından baktı .gözünün altını , şişmiş elmacık kemiğini , ķızarık burnunu....
Telefon susmayınca çıkarıp arayana baktı.
Mirgün.."Oğlum, söyle ..."
Derken makineyi kulağıyla omzu arasına yerleştirdi
Kıza dönüp karnına sarmış olduğu şişmiş parmaklarını nazikçe tek tek inceledi.
Zamanında yetişemese olabilecekleri düşündü.
Allah kahretsin....
"....Sezgi ye uğradım.. gelirim birazdan ...bi de..şey oldu eee.. neyse...gelince konuşuruz."
Telefonu kapatırken anneye döndü.
"Abla, bize biraz su getirin, epeyce bi korktu , bir de temiz bir bez.. ...kırıkları olabilir..."
Gülşah hanım mutfağa koşarken bahceden yükselen maç sesine doğru döndüler hepsi...
O sıra bahce kapısından iceri , ikinci bir genç kız girdi,
Sapsarı , gencecik, güzel mi güzel bi şey...
Bu da mı kardeş?
O içinden böyle geçirirken genckız bir an dondu , sahneyi gördüğü gibi kavradı.
Kaşları çatılmış,hemencecik durup durum değerlendirmesi yapmış, sonra dönüp dışarı doğru bütün cilvesiyle seslenmişti.
"Aaa..eee.....Kemal amca içeri kaçtım ben. Sen seyret, gol olursa seslen bana tamam mı , gelirim hemen......Şafak geldi de ,oturayım biraz ben şimdi onunla.."
Kapıyı çekti peşinden.
Yetkin bakakaldı ...
Kırk yıllik aktrist gibi rol yapışına ...
Hadiseye derhal el koyuşundaki kıvraklıga.
Sancak ta dikilmiş tuhaf tuhaf kıza bakıyordu.Sonra ablasına döndü.
"Şafak..özür dilerim.."
Sarışın yanlarına çöküp sırtının arkasına yastık yerleştirdiği çocuğun saçlarını oksamış, yüzü üzüntüyle burusmuştu.
"Ben üst katta kalıyorum canım, daha senle tanışmadık, geçmiş olsun .".
Anneleri mutfaktan suyla bez yetiştirirken o da tasa uzandı.
Yakına gelince yaşının ancak Şafak kadar olduğu anlaşıldı
Belki daha bile genç..
Suda ıslattığı bezle yanaştı , becerikli elleriyle yaralının yüzünü silmeye koyuldu .
"Çok iyi görünmüyor....yatır abi yatır.Nasıl oldu bunlar ,kırık falan olmasın..hastaneye.. .."
Şafak bitkince bakmıştı bu yumuşak ,iyi yürekli kıza..
Ali abi nin evinde kaldığından haberdardı ama hiç karsılaşmamışlardı...
"Be..nn ..istem..miyorum...babamm...duymasın...allah aşş..kına . ...
.Abi .....po..lis ...yakalamış..mıdır."
Gözlerini sımsıkı yumdu.parmakları acıyan yanağına gitti.Sancak elini tutup başına oturdu
"Abla..."
Anne oğluna kaşlarını çattı.
'"Sancak...bi dur."
"Evi...mizi..bulma..sın sa .. kın."diye sayıkladı Şafak cık.
"Ablacım ben..."
Araga guren oğlan ablasının dikkatini çekmeye çalıştı yeniden .
Yüzünün bir yanını olduğu gibi kaplamış büyük travmaya korkulu gözlerle bakarken mırıldandı adam,
"Bulamaz kızım , bulsa da seni katiyen tanımaz. Uyuşmuş, dut gibi zaten.Polis coktan alıp götürmüştür onu.
Da...beni korkutan o değil, bi yüzün...kaburgaların...bu gece uyutamayız canım , seni..dokunma oraya.."
Elini tutup yüzünden uzaga cekti.
"Ya gece kötüye gidersen."
"Bun...dan kötü oll ...mammm .."
Onay bekler gibi baktı ,
"Bizim oğlanda kas gevsetici vardır ,bişey alıp getireyim sana madem .
Annesi , bu gece Safak abla uyanık kalacak,... sabaha kadar ....sakın unutmayın ...şişme, ağrı falan dayanılmaz olursa doğru hastaneye gidecek...."
"Ben beklerim,..ablamı ben...bu gece.."
Annesi öldürecek gibi baktı oğluna .
Sarışın da Gülşah hanımın buz olmuş elini tutup sakinleştirdi , çünkü sessizce ağlayan kızını gören anne endişeden bayılacak gibiydi,hafiften örttüler kızın üstünü .
Dudağı bükülen Şafak annesine elini uzatınca kadıncağız hemen kızının ellerini yakaladı.
Öptü çocuğunu.Çok cok korkmustu, bu kadar güvenli ve zengin muhitte böyle bir tehlikeyi hiç beklemediği belliydi.
O esnada küçük hemşire ıslatılmıs bezle yumuşak hareketlerle yaralının parmaklarını temizliyordu.
"Kız acıyan parmağını hemen geri çekti.
Adam yavaşça yeniden tuttu ,şıserek morarmış parmakları incelerken yaralı küçüğe eğildi .
"Canım bunları baktırman gerek."
Endiseden tırnaklarını yiyen suçlu başlarından ayrılamıyordu .
"Abla, ben...çok özür.. ..vallahi bak ben ...."
Kadın öfkeyle oğluna döndü.
"Ay...yeter...tısır tısır dolaşmayı bırak ..Ben sana git karşıla kızımı dedim,diilmi ..ama icime doğdu benim, yüreğime vuruldu... , ah Sancak ah...ne diyecem ben babana şimdi."
O dövünürken kız araya girdi cabucak .
"Sancak,sen ablana biraz buz getir paşam hadi,."
"Olanı anlatacaksın abla,.gerçeği... istersen ben anlatayım...çocuğun ne suçu var ben üstüne geldim..köşeye sıkıştırmış tekmeliyordu ."
"Hii "
"Babası neden kızsın...deli mi bu adam.."
"Deli diil oğlum da... çocuğu hiç bi yere salmaz bundan böyle...zaten fırsat ariyor..ben evlatlarım baskı görmesin diye."
"Evet evet....anladım ben...,aynen sakliyoruz... buz nerde kaldı? "
Diyerek atılmıştı sarı kız.
olaya büyük bir soğukkanlılıkla ve de hızla müdahale ederken Yetkin yeniden baka kaldı....hali tavrı cok hoşuna gitti.
Aferin vallaha...
"Yonca hanım,allah sizden de razı olsun canım..." dedi Gülşen hanım
Yetkin durdu o vakit
Yonca mı....
Yonca ...
Adını çoktandır duydugu, merak ettiği Yonca, bu muymuş ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efendilerin Konagı
Ficção AdolescenteYonca ,korüdordaki eski ankesörlü telefon kulağında , duyduğu şeyden emin olmayarak korku içinde dikilmiş ,sesi titreyerek konuşmaya çalışmıştı. "Ama...ama...Dönmezsin ki...." Demişti.. "Artık dönmezsin sen...dört yıl...hiç gelmedin.. Hiç gelmedin...