Tatlı Kahvaltı.

7.5K 761 88
                                    

Derin uykusunun arasında inceden başlayan ağlamayı işitir gibi olan Ali Eren içini çekerek kımıldandı , sağından soluna dönerken uykusunu kaçırmamak için direndi..
Gene bebeklerden biri kabus görüyor  olmalıydı.Konak son derece eski ve kagir duvarları kağıt kadar ince olduğundan çıt çıkarsan duyulacak cinstendi.Rüzgar, ı yağmur sesini, fırtınayı olduğu gibi içeri, çocukların yatak odalarına taşır hepsinin ödünü patlatırdı .
Ağlama sürüyor....
Gözü kapalı bilinci gitti geldi.
'Ablam kalkar birazdan.'
Dalmaya çalıştı.

ikinci katı komple kaplayan dört büyükçe oda , odaların üçünde karşılıklı duvarlara sıralanmış halde onar adet tek kişılik somya.....
Dördüncüsü,   merdivenin başına en yakın oda Feride ablanın odasıydı ...
Çünkü cefakar kadın sıkıntılı herhangi bir durum söz konusu olursa diye daima çocuklarla aynı katta olmak istiyordu.
Içi her yaş ve boyda oģlanlarla dolu bir konakta gece gündüz her saniye  bir bela çıkması olmasıydı.
Kavga dövüş ve gece kâbusları sonrası yanına uyumaya gelenler oluyordu.
Yahut tem tersine,  söylenen saatte uyumayıp gizlice  evden kaçmaya kalkan,  yattığı yerde  fıkır fıkır, yaramazlık yapan,
Gizliden birbirini iten kakan, dövüşen ,
Gece işediği yatak örtüsünü dertop edip gömme dolaplara saklamaya çalışan ....
Alel acele yıkayıp kurutayım derken  evi sel bastıranlar  .....

Kadıncağız yirmi yıllık  deneyimiyle aralarına karışıp onlara yakın uyuyarak ,geceleri çıkabilecek kaza belaları  daha meydana gelmeden  engellemeye çalışırdı.
Birazdan duyup kalkardı muhakkak....
..........
Ali nin uykusu yeniden derinleşti.
hatta rüya görmeye başlayarak ikinci katın koridorunda odaların açıldığı sahanlığın  başında buldu kendini..
Karanlıkta buz gibi olmuş ayakları çıplak...
Içinde anlam veremediği bir sıkıntı.
Incecik inilti yine geldi kulağına..
Kim olduğunu ,  sesin hangi odadan geldiğini kestiremiyordu.
Yonca olmasın gene...
ya da Hanife ....
Dinledi .
Derinden derine...
Hıçkırık gibi...
Kafası karıştı....
Toplu halde ve aynı katta uyuyor olmaları yüzünden hepsinin  odaları birbirine bitişikti .
Buraya gönderilen çocuklar zaten türlü türlü travmalar geçirerek geldikleri için , delikanlı hemen her gece  birilerinin uykusunda  konuşmasına alışkındı ...
Biri korkulu rüya görmüş olmalı.
Eşşek kadar herif olmasına rağmen  ,Samet bile sıçrıyordu bazen uykusunda  böyle...

Bu sırada incecik ses bir kaç ton daha yükselince biraz ayılır gibi oldu.
burnuna hafiften bir koku gelip ulaştı...
yanan tahta kokusu  gibi bir sey....
Derinden derine çıtırtılar...
buz kesmiş tabanlarını altı.... ısınmaya başladı .
Basbayağı...
Anlayamadı.
koku arttı..
Arttı...
Duman....odaların kapıları ardından korüdora incecik sızmaya başlayınca korktu oğlan...
sesler yükseldi...
Çatırtılar ....
Anlayamadı.
Bir Şey...
Bir şey oluyoruz...

Abla!
Feride Abla!!!
Sesinin çıkıp çıkmadığına emin  olamadı.
Seslenebilmiş miydi?

Nabzı yükseldi.
Yükseldi.
Ağlama sesi de yükseldi,,.
Ayak tabanları yanmaya , etrafı  devasa bir fırının içine düşmüş gibi alev alev  ışıldamaya başladı.
Dayanılmaz.....
Kalbi güm güm kulaklarına vuruyor....
Abla!
kızların icerde birlikte uyuduğu kapıya atıldı.
YONCA!!!

.......

Bir an sonra gözleri karanlıkta alabildiğine açılmış, ter içinde sıçradı yatakta...
soluk soluğa inledi...
Eli can havliyle baş ucundaki küçük abajura doğru gitti .
Tatlı bir ışık hemen aydınlattı odayı.
Bir parça ayılır gibi olunca kolları kendiliğinden yanında uyumakta olan kıza uzandı.
Nefes alıyor mu?
Bir şeyi varmı...
Herşeyden habersiz uyuyor olduğunu anlayınca yüzünü çocuğun ensesine,  saçlarına doğru  bastırıp derin derin soluyarak burnuna dolmuş olan o kokudan kurtulmaya çalıştı.
Uyandırma.
çok yorgun,
Biliyorsun..
Sakinleşmek için zorladı kendini...

Efendilerin KonagıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin