Bir kelebeğin uçtuğunu gördü. Mavi kanatlarıyla karanlığı aydınlatan bir kelebek. Onu takip etmeye başladı. Kelebeğin onu toprak bir yola götürdüğünü anlaması zor olmadı. Yolun etrafı garip ama aynalarla kaplıydı. Aynalardan birine baktı ve onu gördü. Siyah saçlı, geniş omuzlu ve yüzü oldukça tanıdık bir adam aynadan ona gülümsüyordu. Bu kişinin kim olduğunu hatırlamaya çalıştı.
"Ama senin benim rüyamda ne işin var?"
Kelebeğin etrafında uçtuğunu fark etti. Sanki dikkatini çekmeye çalışıyordu. Döndü, döndü... En son o kadar hızlı döndü ki Lisa gözlerini kırpıştırmak zorunda kaldı. Gözlerini kapattığı gibi nefes nefese yataktan fırladı. Yanında bir telefon çalıyordu. Gözlerini ovuşturarak telefonu açtı.
"Alo? Lisa, uyandın mı?"
"Sen kimsin?"
Telefondaki güldü. "Benim, Chae. Sen hala uyuyorsun galiba."
"Hee... Ne oldu, neden uyandırdın beni? Bir rüyanın tam ortasındaydım."
"Sanki tekrar yatınca kaldığın yerden devam edebileceksin."
"Evet! İşe yarıyor. Geçen Jisoo beni uyandırdığında tekrar yattım ve rüyama devam ettim. Belki sadece bende oluyordur."
"Neyse, şu an kızlarla beraber şirketteyiz. Seni bekliyoruz. Çalışmak için. Hemen giyin gel."
"Ne çalışması ya? Rüya diyorum, Chaeyoung! Uyku diyorum, dinlenmek diyorum..."
Rosé, Lisa'nın sesini taklit etti. " ' Ne çalışması ya?' Sen iyi misin? Comeback tarihine daha var diye böyle davranamazsın. Daha bir sürü gösterimiz var."
"Off... Peki. Yarım saat ver bana." Lisa söylenerek yataktan çıktı. İlk önce banyoya girip duş aldı. Sonra da üstüne rahat bir şeyler giydi. Çok üşendiği için makyaj yapmadan çıkmaya karar verdi. Cebinden gelen titreşimle açtığı kapının önünde durdu. Jisoo'dan mesaj gelmişti.
"hey, Lalisa! rosé gitarını unutmuş. gelirken onu da getir, tamam mı?"
"tamam."
Lisa Rosé nin odasına girdi ve gözleriyle gitarını aradı. Gitarı aldıktan sonra kapıya yöneldi ve odadan çıktı.
•••
"Hadi Chaeyoung yapabilirsin."
"Yapamayacak."
Rosé üçlü parande atmak için kollarını kaldırdı. Bunu ilk defa deneyecekti ve yapabileceğini duşünüyordu. Derin bir nefes aldı ve- GÜM!
Beklemediği bir şekilde yere kapaklandı. Nedense bu durumu onun komiğine gitmişti. Jisoo ve Jennie onu kaldırmak için telaşla ayağa kalktılar ama Rosé kahkalar içerisinde kendini tekrar yere attı. Hepsi gülmeye başladı. Jisoo gülmeyi bıraktıklarında bıkkınlıkla söylendi. "Öff, artık ısınma egzersizleri yapmaktan çok sıkıldım. Lisa gelsin de dansa başlayalım."
O sırada kapının açılmasıyla Lisa içeri girdi. Elindeki gitarı bıraktı ve montunu asarken gülümsedi.
"Salak insan lafın üstüne gelirmiş." dedi Jennie.
Lisa dudağını bükerek vücudunu esnetmeye başladı. Jisoo, Lisa'nın yanına gelirken fısıldadı. "Kendisi bunu söyleyecek kadar zeki de." Lisa sessizce güldü."DUYDUM!" Jennie' nin sert sesiyle ikisi de kahkaha attılar.
"Hey Lisa, bu benim gitarım değil."
Lisa kafasını çevirdi ve Rosé'nin elindeki gitara baktı. "Odanda ne varsa ben onu aldım. "
Jennie de elindeki telefonu bırakıp Rosé'ye döndü. "Senin olmadığına emin misin?"
"Evet, kesinlikle beni-" Rosé eliyle alnına vurdu. "Olamaz ya!"
Kızlar endişeyle Rosé'ye döndü. "Ne oldu?"
"Bu gitar Chanyeol'ün."
"NE?" Hepsi bir ağızdan bağırınca Rosé yerinden sıçradı.
"Gitarlarımız karışmış galiba. Benim bir şekilde bunu ona geri vermem lazım."
"Ve kendininkini alman." dedi Jisoo.
Rosé önünde ayakta duran kızlara gülümseyerek baktı. "Eee, kim benimle geliyor?"
Herkes Lisa'ya döndü. "Yine mi? Ama-"
Jisoo Lisa'nın sırtını patpatladı. "Hadi Lisa hadi."
"-daha yeni gelmiştim." Lisa yarım kalan cümlesini mırıldanarak tamamlarken Rosé'nin arkasından ayaklarını sürüdü ve kapıdan çıktı.
"Bunu bir daha yapmayacağım haberin olsun." dedi Lisa, Rosé telaşla koşarken.
"Chanyeol'un numarasını alsaydım keşke."
"Menajer öğrenseydi kızabilirdi ama."
"Şu an gitarım daha önemli."
Asansöre bindiler. Lisa düğmelerden birine bastı ve aşağı indiler. Eliyle siyah gitar kutusuna dokunmaya çalıştı. "Çok da güzelmiş." Aklına gelen fikirle parmaklarını şıklattı.
"Bence bunu satmalıyız. Düşünsene ne kadar para kazanırız. Exo'dan Chanyeol'ün 5 yıllık gitarı..."
Rosé yüzünde beliren korkunç ifadeyle bağırdı. "NE SAÇMALIYORSUN LISA?"
"Ben şoförü arayayım mı o zaman?" Lisa telefonunu çıkarırken Rosé'nin cevap vermesini bekledi ama ondan ses çıkmamıştı. Merakla kafasını kaldırıp sordu."Chae, arayayım mı?"
"Ge-gerek yok."
"Nasıl gerek yok? Daha deminden beri ağlıyorsun gitar-"
Rosé eliyle Lisa'nın kafasını kavrayıp yana çevirdi. Gördükleri karşısında şaşıran Lisa mırıldandı. "Bence de gerek yokmuş."
Eğer doğru gördüyse Chanyeol ve yanında duran bir kişi elinde gitar kutusuyla onlara yaklaşıyordu. İkisi de şaşkın görünüyordu.Rosé ve Lisa refleks olarak saçlarını düzeltmeye, boğazlarını temizlemeye başladılar. Chanyeol'ün yanındaki yüze dikkatlice baktı Lisa. Adının Sehun olduğunu hatırladı. Grubun maknaesi. Aynı kendisi gibi o da en küçük üyeydi.
Bir anda rüyası aklına geldi. Aynadan seslenen kişi Sehun olmalıydı. Tabi ya! Siyah saçlı, geniş omuzlu ve yüzü oldukça tanıdık adam oydu. "Ne alaka ya?"
İç sesi bu sefer çok bağırmış olmalıydı ki Sehun dahil hepsi ona baktı. "Pa-pardon."
Chanyeol ve Sehun selam vererek eğildiler. "Merhaba."
"Merhaba, tanıştığımıza memnun oldum." Sehun, Lisa'ya elini uzattı. "Ben Sehun."
Elini sıkan Lisa gülümsedi. "Ben de Lisa."
"Gitarlarımız karışmış galiba." dedi Rosé gülerek.
Chanyeol, Rosé'nin elinden gitarı alırken göz kırptı. "Umarım bir daha gitarla alakalı bir durum yüzünden buluşmayız." Elindeki Rosé'nin gitarını verdi.
Lisa, Rosé'nin yanaklarının kızardığını görünce dayanamayıp güldü.
"Ihım... Ee- O zaman... Başka bir şey var mıydı?" dedi Rosé kendine gelince.
Chanyeol elini ceplerine sürttü. "Ha-hayır... Size iyi günler!"
Sehun'un ifadesiz bakışlarıyla arkalarını döndüler. Onlar kapıdan çıkarken Lisa kolunu Rosé'nin omzuna attı. "Hadi bakalım. Şimdi kim dans etmekte zorlanacak göreceğiz."
Rosé Lisa'ya vurdu. "O kadar emin olma. Ana dansçı sen olabilirsin ama biz de dans edebiliyoruz yani."
"Ben ondan mı bahsediyorum? Sana göz kırpınca yanakların domates gibi oldu." Lisa kıs kıs gülerken bir ses koridorda yankılandı.
"Hey Lisa!" Sehun'un sesiyle arkasına döndü.
"Şey, yanlış anlamazsan eğer... Telefon numaranı alabilir miyim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİ BİLMESİNLER [exo X blackpink] ✓
FanfictionAşk bizdik ve hiç kimse bizi bilmemeliydi. 10/03/17 Rosé, Chanyeol'un nefeslerini kulağında hissettiğinde ona ne kadar yaklaştığını fark etti. Peçeteyi kumaşın üzerinde oynatmaya devam etti. Kafasını kaldırıp gözlerine bakmaya korkuyordu. Kalp atışl...