19.Bölüm

1.8K 115 77
                                    


...2 HAFTA SONRA...

Kızlar asansöre doğru ilerlerken bir yandan da konuşuyorlardı. Yaklaşık yarım saat sonra Gaon Chart Awards başlayacaktı. Bu ödül töreni büyük ihtimalle yeni geri dönüşlerinden önceki son ödül töreni olacaktı. Daha sonra üniversitelerde sahne alacaklardı. İşte serüvenlerine başlamışlardı. Çıkış yapalı neredeyse 1 yıl olmuştu. Rosé yaptığı her çalışmadan, egzersiz yapıp yorulduğu her saniyeden gurur duyuyordu. Bunu hak etmişti.

Asansörün önüne geldiklerinde kapının açılmasını beklediler. Kapı açıldığında Rosé karşısında EXO grubunu görünce şaşkınlıktan kıpırdayamadı. Lisa, Jisoo ile konuşmayı bırakmış gözlerini asansörün içerisinde duran 7 şaşkın adama dikmişti. "Yok artık!" dedi Sehun'a bakarak. Sehun ise elini küçük bir hareketle sallayarak Lisa'yı selamladı.

Onların ne ara arkadaş olduğunu anlamayan Rosé tam asansöre girecekti ki Jennie ile arasından geçen bir şahıs omzuna çarptı. Onu pek sarsmamıştı bu hareket ama Jennie neredeyse yere düşüyordu.

"Sevgilin var ama kızlara nasıl davranacağını hala öğrenememişsin." dedi Jennie, Kai'nin arkasından.

Bu cümleyle herkes içeri girdi. EXO üyeleri ise Kai'ye bakarak gülüyorlardı. Rosé ve Chanyeol yan yana duruyordu. Kaçırılma olayından sonra bir daha görüşmemişlerdi. Nasıl konuşabilirdi ki onunla? Çok mahcuptu ve kendini suçlu hissediyordu. Hissetmeliydi.

"Az üyeli bir grupta olmanın yararları." dedi Jisoo önlerindeki boşluğa bakarak.

Baekhyun gülerek cevap verdi. "Bir de bize 12 üye olduğumuz zamanları sor."

Jisoo bu cümleden sonra gülmedi ve hiçbir şey demedi. "Ayrılan üyeler bir grubun yarasıdır ve bu yarayı açmak sadece acımasız insanların yaptığı bir şeydir." demişti bir zamanlar ve Rosé bunu hiç unutmamıştı.

Aniden gelen sarsıntı ve karanlıkla Rosé yana doğru yalpaladı. Yanındaki Chanyeol kollarıyla bileklerini tuttu ve onu durdurdu. Rosé onu karanlıkta göremezdi ama gözlerinin içine baktığını hissedebiliyordu. Chanyeol tutuşunu gevşettikten sonra Rosé sonunda ayakta durabildi.

"Galiba asansörde kaldık."

Rosé kimin konuştuğunu bilmiyordu. Ama hemen bakışlarını açılan bir telefon ışığıyla Jennie'ye yöneltti. Onun klostrofobisi vardı. Kızlar hızla etrafına toplandılar. Lisa, Jennie'nin gözlerine bakarak bağırdı.

"Jennie kendini bırakma. Şimdi çıkacağız, sakin ol sadece."

Ama Jennie ne kadar sakin olmaya çalışsa da nefesleri düzensizleşmeye başladı. Asansördeki diğer adamlar ise onları izliyorlardı. Neyse ki birisi, "Ben hemen görevliyi arıyorum." dedi ve Rosé derin bir nefes aldı. Sırtına dokunan elle arkasını döndü. Chanyeol endişeli bakışlarla ona bakıyordu. "Jennie'nin nesi var böyle?"

"Şey... Klostrofobisi var."

Chanyeol kafasını sallayarak geri çekildi.

"Nesi var nesi var? Kısırafobi mi?" Baekhyun'un bağırmasıyla Rosé tebessüm etti. "Hayır, klostrofobi."

"Bacım, anlamıyoruz." dedi Xiumin.

Rosé hatasını anladı ve açıkladı. "Kapalı alanda kalma korkusu." Sesli bir, "Heeee..." uğultusundan sonra Rosé, Jennie'nin yanına geri döndü. Gerçekten kötü görünüyordu ve gözleri kapalıydı. Jisoo elindeki su şişesini ona içirmeye çalışıyordu ki Chen bağırdı. "Görevli hemen geleceğini söyledi."

Asansör kabininin aşağı doğru düştüğünü hissetti Rosé. Neredeyse herkes çığlık attı çünkü çok hızlı bir şekilde iniyorlardı.

Sehun düğmelere basmaya çalışarak "Son kata gelirsek duracağız." dedi.

Aniden sarsıntıyla duran asansörün ışıkları yandı. Fakat Jennie yerde baygın bir şekilde yatıyordu. Kızlar ne yapacağını bilemeden yere eğildi. Jennie'yi uyandırmaya çalışıyorlardı. Rosé birinin onu kaldırması için yukarıya baktı. Ama herkes panik haldeydi. Birkaç kişi kapıyı kollarıyla açmaya başladılar. Kızlar birazcık aralanan kapıyı görünce Jennie'nin uyanması için daha çok uğraştılar.

Bir anda iki kol Jennie'yi sardı ve yukarı kaldırdı. Kızlar yavaşça onu kaldıran kişiyi izledi. Rosé kollarında Jennie'yi tutan Kai'ye gülümsedi. Lisa ve Jisoo ise birbirine bakarak sırıttılar. Ardından mekanik kapılar açıldı.

Kucağında Jennie ile kapıdan çıkan Kai yanındaki görevliye revirin nerede olduğunu sordu. Kızlar da peşinden gidiyordu. Revire geldiklerinde Jennie uyanmaya başlamıştı. Kai onu yatağa yatırdı. Jisoo doktoru çağırmak için dışarıya çıktı ve Rosé odada bekleyen Chanyeol, Sehun ve Kai'ye döndü.

"Teşekkür ederiz. Siz diğer üyelerin yanına gidin. Sanırım birazdan sahne alacaksınız."

Chanyeol başını eğdi ve diğerleri ile dışarı çıktı. Rosé doktorun geldiğini görünce derin bir nefes aldı. Jennie gözlerini açmaya çalışıyordu. Doktor onu dakikalarca muayene etti. Jennie en sonunda bıkkınlıkla konuştu. "Ben iyiyim kızlar." Ayağa kalkmaya çalıştığında doktor bile onu durduramadı.

"Gerçekten iyiyim." Aniden dans hareketleri yapmaya başladı.

"Bakın! Sapasağlamım. My love is on fire!"

Şarkı söylemeye başlayınca yanlarına beş dakika önce gelen menajerleri ikna olmuş gibiydi. Gülerek Jennie'yi durdurdu. "Tamam tamam. Ama yine de kendini zorlama. Hadi bakalım, kulise gitmeliyiz."

Kızlar doktora teşekkür ettikten sonra kapıdan çıktılar. Jennie menajerin yanından ayrılmıyordu. Bir şey olursa yine yalnız olmasınlar diye. Jisoo ve Lisa da arkada konuşuyorlardı. "Çok havalı değil miydi?"

"Evet. Jendukie'yi kucağına aldı ve bir rüzgar gibi uçtu."

Rosé ikisine dönerek Jennie'yi kızdırmasınlar diye onları uyardı. Fakat Jennie onları takmadı bile. Menajerin duymaması için fısıldadı. "O gıcık çocuk beni kucaklamanın bedelini ödeyecek."

BİZİ BİLMESİNLER [exo X blackpink] ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin