*Yukarıdaki şarkı Chanyeol ve Rosé'nin imkansız olan aşklarına gelsin... :(*
"Biz babanla dışarı çıkıyoruz tatlım..."
"Tamam annecim."
Rosé anne ve babasının kapıyı kapattığını duydu. Peçeteyle ağzındaki reçeli silerek merdivenlere yöneldi. Chanyeol neredeyse 1 saattir uyuyordu. Misafir odasının önüne geldiğinde duraksadı. Onu uyandırmalı mıydı? İçeriden gelen sesleri duyunca uyanık olduğunu düşündü. Kapıyı tıklattı.
"Chan, içeri girebilir miyim?"
"Tabii."
Gıcırdayan kapı yavaşça aralandı.
"Oh my god!"
Rosé gördükleri karşısında açtığı kapıyı geri kapattı. Chanyeol'u tişörtsüz görmenin verdiği etkiyle gözlerini kapadı. Kapı tekrar açıldı ve birisinin ona yaklaştığını hissetti. Eliyle gözünü birazcık kapattı.
"Hala çıplak m- Yani üstün... Üstünde bir şey var mı?"
"Evet. Gömleğimi giydim."
Rosé gözünü açarak derin bir nefes aldı. Eliyle kendini havalandırdı ve gülümsedi. "Güzel."
"Ee, ne yapıyoruz?"
"Arkada elma bahçesi var da... Elma toplamama yardım etmek ister misin?"
"Kesinlikle. Bana yolu göster."
Rosé önde Chanyeol arkada bahçeye indiler. Bahçedeki en büyük ağaca yöneldi Rosé. Eliyle ağacın en üstünü gösterdi ve "En güzel elmalar en üsttedir. O yüzden yukarıya çıkmalıyım." dedi.
Yüzüne gelen güneşi eliyle kapattı. "Ama nasıl? Annemler merdiveni kaldırmışlar galiba."
"Ağaca tırmanalım."
Rosé gülümsedi. "Harika fikir."
Yavaşça ağaca tırmanmaya çalıştı. Bir ayağını ağaç kabuğuna dayadı ve elleriyle tutunarak kendini yukarı itti. "Çıktım! Gerçekten çıktım."
Chanyeol aşağıdan ona bakıp gülüyordu. "Evet, hadi elmaları yolla." Yanındaki sepeti eline aldı.
Rosé başını sallayarak elmalara odaklandı. En büyük ve kırmızı olanları seçmeye çalışıyordu. Dakikalarca elma attı Chanyeol'un elindeki sepete. En sonunda dayanamayıp durdu.
"Yoruldun mu?" dedi Chanyeol sepeti yere bırakırken.
"Evet! Ben aşağıya iniyorum." Rosé çok terlemişti. Ellerini birbirine sürdü ve aşağıya inmeye çalıştı. Kabuğun üzerinde bir şey fark etti. Neredeyse ayağını basacağı yerde minik bir uğur böceği vardı.
"Aaa... Chanyeol, bak burada uğur böceee-aaaaahhhh!"
Ayağının hızlıca kaydığını hissetti. Bacağını ağaç kabuğuna sürttü ve süratli bir şekilde düşmeye başladı. Ama iki el onu yere düşmeden tuttu. Rosé aniden gelen tutuşla kollarını Chanyeol'un boynuna sardı. Aralarında bir santim bile yoktu. Chanyeol hiçbir şey demedi. Rosé'yi kucağından da indirmedi. Sadece bakıyordu. Rosé onun gözlerinde kayboldu. Yine aynı şey oluyordu, çekiliyordu... İçinde yaşanan duyguları söylemeliydi artık. Yoksa kalbinde Chanyeol'un oluşturduğu bataklıkta yok olup gidecekti. Chanyeol'un boynundaki tutuşunu sıkılaştırdı.
"Chanyeo-"
"Sen benden hoşlanıyorsun."
Rosé duyduğu sözlerle yavaşça Chanyeol'un kollarından indi. "Ne zamandır biliyorsun bunu?" Ona bakmıyordu.
"Geçen haftaki yemekten beri bana olan bakışların değişti."
Rosé çok utanmıştı. Chanyeol'a karşı bir şeyler hissettiğinden değil, ona bunu kendisi söyleyemediğinden utanıyordu.
"Aslında bu beni mutlu etti." dedi Chanyeol. Rosé onun kendisinden hoşlandığını düşündü. Daha önce bunun hayalini kurmuştu ama gereksiz ve imkansızdı.
"Yoksa... Sen de mi benden hoşlanıyorsun?" En sonunda gözlerine bakmıştı.
"Hayır, ben senden hoşlanmıyorum." Rosé bakışlarının ne kadar kırılmış ve alınmış olduğunu tahmin edebiliyordu. Kalbinin yandığını hissetti.
Chanyeol, Rosé'nin endişeli bakışlarını kesip eliyle çenesini kavradı. Gözlerini kendi gözlerine kenetledi. Elini Rosé'nin beline koydu. Birden onu kendine çekip öptü.
Rosé ne kadar sersemlemiş olsa da gözlerini kapatarak kendini Chanyeol'e bıraktı. Dudakları fazla sıcaktı. Onu öpüşü o kadar nazik ve yavaştı ki... Rosé yaşadığı bu rüyadan hiç uyanmamayı istedi. Chanyeol onu öpmeyi bıraktığında Rosé'nin dudakları hala uyuşuktu.
"Ben senden hoşlanmıyorum Chaeyoung. Ben sana aşığım. Hem de deliler gibi..."
Bu sözler sonrası Chanyeol gülümsedi. Rosé de gülümseyip Chanyeol'u tekrar öpmeyi o kadar istedi ki! Ama yapamazdı. Eliyle ona yaklaşan Chanyeol'u hafifçe itti.
"Chanyeol. Olmaz, biliyorsun. Biz... Olamayız. İmkansız."
Rosé, Chanyeol'a acıyla baktı. Chanyeol kaşlarını çatarak başını eğmişti. Gözlerine hayal kırıklığı resmedilmişti sanki. O da biliyordu, anlamıştı.
"Haklısın. Sana bunu yapamam. Bunu hak etmiyorsun. "
Rosé yanağına akan yaşları sildi. "Chanyeol seni seviyorum. Ama... Bu yeterli değil."
Chanyeol Rosé'ye ısrarcı bir edayla baktı. "Biliyorum. Ama beni kendinden mahrum bırakma lütfen. Sana sarılmama izin ver."
Rosé bir şey yapamadan Chanyeol'un sıcaklığı vücudunu sardı. Ona sımsıkı sarıldı. Çünkü Kore'ye döndüklerinde bir daha görüşememe ihtimalleri oldukça yüksekti. Rosé bu aşkın ne kadar imkansız olduğunu bilse de Chanyeol'un ona sarılışı her şeyi unutturuyordu.
Keşke dünya bu kadar zalim olmasaydı. İlk öpücüğünü paylaştığı kişinin her zaman yanında olacak insan olmasını isterdi. Ama bunu umursamayıp Chanyeol'e daha da sıkı sarıldı. Yavaş ve sessizce ağlıyordu. Chanyeol'ün bu tutuşunu, dudaklarının sıcaklığını unutması ne kadar zamanını alacaktı acaba merak ediyordu.
Yaşadığı duygusal hisler nedeniyle çalan telefonu bir süre duymadı. Chanyeol'den birkaç santim uzaklaştı ve telefonunu cebinden çıkarttı. Lisa'nın ismini ekranda görünce burnunu çekerek ağladığını belli etmemeye çalıştı. "Alo?"
"Rosé... Chanyeol yanında mı?" Lisa'nın sesi çok kötü geliyordu. Galiba ağlıyordu.
"Ne oldu? Sen ağlıyor musun?"
"Rosé, ben ne yapacağımı bilmiyorum. O, o şu an önümde ve kıpırdamadan yatıyor. Aman tanrım!"
"Sen neden bahsediyorsun? Kim?"
"Se-sehun. Biz- Ben... binadaydık. Sonra yangın çıktı ve..." Lisa'nın hıçkırdığını duydu. "Ve... O,beni kurtardı ama şu an ambulansta yatıyor."
"Ne? Sen ne diyorsun? Tamam, tamam... Sakin ol." Chanyeol endişeyle ne olduğunu sorduğunda Rosé eliyle bir dakika işareti yaptı. "Tamam, kızları ara. Biz hemen Chanyeol' la geri geliyoruz."
"Aradım. Chaeyoung... Ya ona bir şey olursa?" Lisa daha da içli ağlamaya başladı.
"Hayır, hayır. Sakin ol. Her şey yoluna girecek. EXO'ya bir şekilde ulaş ve sakin ol." Gözlerini sildi. "Lisa, ben şimdi kapatıyorum. Tamam mı?"
"Tamam."
Rosé telefonu kapattıktan sonra Chanyeol'a acıyla baktı.
"Ne oldu Rosé? EXO falan dedin... Birisine bir şey mi oldu yoksa?"
"Sehun... Yangında kalmışlar. Ve şu an hastaneye gidiyorlarmış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİ BİLMESİNLER [exo X blackpink] ✓
FanfictionAşk bizdik ve hiç kimse bizi bilmemeliydi. 10/03/17 Rosé, Chanyeol'un nefeslerini kulağında hissettiğinde ona ne kadar yaklaştığını fark etti. Peçeteyi kumaşın üzerinde oynatmaya devam etti. Kafasını kaldırıp gözlerine bakmaya korkuyordu. Kalp atışl...