"Burada ne arıyorsun?" Jennie hastanenin dışındaki masalardan birinde oturan Kai'ye baktı.
"Sanane."
"Sehun'un yanında olman gerekirdi."
"Bunun gerekliliğini sen belirleyemezsin."
Jennie çektiği sandalyeyi geri koydu. Kai'nin yanına oturmak yerine ona yakın olan bir masaya oturdu. Elinde içtiği süt vardı. "Birileri hala aynı "ayı" olduğunu kanıtladı."
Kai güldü ve kahvesinden bir yudum aldı. Jennie sütünden içerken gözlerinin yandığını hissetti. O buradaydı. Onunla yıllardır görüşmüyordu ve onu görünce geçmişindeki hatalar beynini kemiriyordu. Yüzüne bile bakamamıştı. O kadar utanıyordu ki. Gözlerinden yaşlar düşmeye başladı. Lisedeki arkadaşına eziyet ettiği anlar kafasında dolanıyordu. Evet, Jennie'nin pislik bir zorba olduğu zamanlar... Geçmişini unutmak için çok uğraşmıştı ve şimdi pişmanlıkları ateşe dönüşüp yüreğindeki o tarifsiz acı olarak tüm vücudunu sarıyordu. Önce sessizce ağlamaya başladı ama sonra Kai'nin burada olduğunu hatırlayıp masadan kalktı.
"Neden ağlıyorsun?"
Jennie arkasını dönmeden önce gözlerini sildi.
"Ayıların dilini bilmiyorum." Kendini ağlamaklı bir ses tonunda konuşmamak için o kadar zorlamıştı ki... Bunları söyledikten sonra kendini koşmaya hazırladı ama Kai onu durdurdu.
"Bu sorumun cevabı değil."
Jennie, alay edercesine güldü. "Kusura bakma, cidden ayıların dilini bilmiyorum." Kolunu sertçe kendine çekti ve Kai'nin elinden kurtardı. Ardından esmer çocuğa son bir bakış atıp binaya yöneldi.
***
"Çok korktuk be Sehun!"
"Neden buraya kadar geldiniz ki? Zaten çok yoğunsunuz, hem ben iyiyim."
"Olur mu öyle şey? Koca Oh Sehun hastalanacak, biz gelmeyeceğiz. Pöh!"
Sehun yatağın etrafında toplanan BTS üyelerine gülümsedi. Sabahtan beri neredeyse her grup ya çiçek gönderiyor ya da ziyarete geliyorlardı. BTS'den önce de GOT7 buradaydı. Ondan önce de BoA... Sehun'un da uykuya ihtiyacı vardı.
"Eee... Sevgili hemşiren nerede?" diye sordu Jungkook somurtarak.
"Kim?"
"Lisa gitti mi yoksa?" dedi Jimin gülerek.
Sehun, Lisa'yı "hemşire" olarak adlandırmalarına şaşırmıştı.
"Evet gitti ve o benim hemşirem falan değil. Sadece-"
"Sevgilin." Taehyung, Sehun'a ciddiyetle bakıyordu.
Sehun gülerek cevap verdi. "Ha-hayır. O benim sevgilim değil."
Birden odada Sehun harici herkes konuşmaya başladı.
"Hep öyle olur zaten."
"Tabii canım, tabii."
"Yeme bizi Sehun."
"Ben de IU ile çıkıyorum zaten."
Sehun ellerini kaldırarak şaşkınlığını belli etti. "Yani... Henüz değil."
Sehun'un sözünden sonra üyeler salak salak gülmeye ve Sehun'a vurmaya başladılar. Ama Jungkook Sehun'un omzunu sıvazlamadan önce üyeleri durdurdu.
"Neyse, biz gidelim dostum. Tekrardan geçmiş olsun..."
BTS odadan çıktıktan sonra Sehun onları camdan izledi. Dün akşam Sehun'un ısrarlarıyla yurda geri dönen Lisa ile selamlaştılar. Sehun, Lisa'nın hastaneye geldiğini görünce doğrulduğu yatakta düzgünce yattı. Öksürerek hasta numarasını denedi. Gayet işe yarıyordu. Gülerek kendini rolüne hazırladı.
"Ben geldim! Bak, yanımda ne getirdim?" Lisa gülümseyerek odaya girdi. Elindeki poşeti masaya bıraktı.
"Öhö-öhö!... Aaahh, çok acıyor çok..."
Lisa telaşla Sehun'un yanına geldi. "Ne oldu? Neren ağrıyor?"
Sehun belli bir yer göstermeden sahte sızlanmasına devam etti. "Çok ağrı çekiyorum, Lisa..."
Lisa doktor çağırmak için arkasını döndü ama Sehun onu durdurdu.
"Burası ağrıyor..." Eliyle kalbini gösterdi.
"Olamaz, kalbin ağrıyor! A-acaba kalp krizi falan mı geçiriyorsun?"
"Bi-bilmem olabilir."
Lisa oldukça endişeli görünüyordu.
"Ama belki sen şey yaparsan geçebilir."
"Ne yaparsam?"
Sehun sırıtarak yanağını gösterdi.
"Ne yapayım? Tokat mı atsam?"
Sehun gözlerini devirdi ve Lisa'ya baktı. "Hayır,Lisa! Tanrım! Neden bu kadar salak bir kıza aşık oldum ki?"
"Ne?"
Sehun kafasını yatağın diğer tarafına döndürerek mırıldandı. "Boşver, ağrım geçti zaten."
"He, iyi." Lisa eski ses tonuna geri dönerek konuşmaya başladı.
"Neyse, ben de sana bubble tea almıştım. İçmen yasak değil, değil mi?"
Doktor şeker almamasını söylemişti. Ama bubble tea... Hayır, içmeyecekti.
"Yasak." dedi sert bir ses tonuyla.
"Tüh! Yazık oldu. Neyse ben bunları kızlara götürürüm."
Sehun içinden gelen duyguyla Lisa'ya döndü. "Sen bana aşık mısın?"
"Ne?" Lisa gözlerini büyüterek Sehun'a baktı.
"Beni, benim seni sevdiğim gibi seviyor musun?"
Lisa yavaşça yatağın yanındaki sandalyeye çöktü. Hala Sehun'un siyah gözlerine bakıyordu. "Sehun... Bundan emin değilim. Seni hiç o şekilde düşünmedim. Ama bir insanın sadece arkadaşım dediği kişi için bu kadar endişelenmesi normal değil. Belki zamana ihtiyacım var. Sana olan hislerimi isimlendirmek için. Ama tek bildiğim şey-"
Lisa, Sehun'un elini tuttu. "Sen artık benim en yakın arkadaşım değilsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİ BİLMESİNLER [exo X blackpink] ✓
Fiksi PenggemarAşk bizdik ve hiç kimse bizi bilmemeliydi. 10/03/17 Rosé, Chanyeol'un nefeslerini kulağında hissettiğinde ona ne kadar yaklaştığını fark etti. Peçeteyi kumaşın üzerinde oynatmaya devam etti. Kafasını kaldırıp gözlerine bakmaya korkuyordu. Kalp atışl...