1

95 43 9
                                    

Herkese merhabaaaaaa yıllar sonra buraya gelmek mutlu etti beni biraz düzen gerekiyor buralara

Ve clean master iş başında 🐱

Bak dört yanım hazan...


Hayat öylesine zorluyor öylesine zorluyordu ki ne dünyaya ne de dünyanın bana gülecek dermanı vardı.

Dalgın düşüncelerimden bir çırpıda silkinip elimi alnıma dayadım arkadan gelen sese doğru döndüm.

"Eh yeter ya bıktım bu müdürden patrondan her gün beni azarlıyorlar her gün..." Gözleri dolmuş bir şekilde yanıma gelen kız kardeşim Henaya baktım.

Kendince haklıydı bir şirkette sekreter olmak başlı başına bir sıkıntıydı.

"Hena, bir soluklan sakin ol elini, yüzünü yıka gel kahve içelim sakinleş biraz." Dedim başını yukarı aşağı hareket ettirip paytak paytak koşar gibi yaparak geldi sarıldı.

Küçük iki odalı evde kız kardeşim ben ve ağabeyim yaşıyorduk üçümüz çalışıp hiç değilse eve de bakıyorduk ağabeyimin okuma masrafını da üstleniyorduk.

Odaya koşan kardeşimi es geçip mutfağa yöneldim Türk kahvesi ve dibek kahvesinin karışımı evin her tarafını kaplamıştı tepsiyle beraber küçük balkona geçip sandalyede oturduk. Ağzına sigarayı götürüp- bana da uzatmıştı aynı zamanda- büyük bir dumanı aynı anda içimize çekmiştik sakin bir sokaktı. Sigarayı iki parmağının arasına alıp dumanına daldı. "Deniz, o işten çıkmanı istiyoruz." Duraksayıp "neden?" Dedim gözlerime dikkatlice bakarak. "Patronunun tacizci bir tipi var." Dedi kikirdedim "ay sen de Hena güldürme adam belki 50 yaşında vardır." Yüzümü düşürüp haklı olabileceğini geçirdim. "Başka iş bulamayacam Hena. Nasıl bulurum burda." Dedim kapı aniden kırılırcasına çaldı akşam saat 21.05 geçiyordu ardı arkası kesilmeyen yumruklarla henayı arkama aldım elime vazoyu geçirip delikten baktım ağabeyim Sarp'tı kapıyı hızla açınca kapıya yığıldı yüzü gözü morarmış zor ağzını açıyordu karnını tutmuştu üzeri sanki bir hayvan pençesine denk gelmiş gibi paramparça olmuştu.

Elimi ağzıma götürüp. "Sarp!" Diye ciyakladım sarpın iki koluna girip güçlükle içeri almaya çalıştık. Sarp gözünü açmadan hem inilti hem küfür yağdırıp duruyordu.

...

Sarpın yaralarını sardık, "Kim yaptı, neden yaptı, nasıl oldu bunlar." Diye soru yağmuruna tuttu hena elinden tutup "Öncelikle sakin ol ve anlat bana ne oldu" dedim gözlerini benden kaçırıp"Bir büyük olarak size hiç bir şey yapamadım, elimden gelmedi yine hüsrana uğradınız, borca battım hem de senin biriktirdiğin altınlarla kumara girdim deniz bu öyle bir bat..." Demeden yüzüne sert bir tokat geçirmem bir oldu. Bana kardeşine nasıl bunu yapabilir, nasıl biriktirdiğim onca emeğimizi görmezden gelip bir çırpıda siler. Ben altınlara değil annemin verdiğine de yanıyorum...

Bir şey demeden sesimi çıkarmadan gözlerimi yumdum. "Bir daha gözüme görünme." Diye tısladım. Güçlü bir el kolumu kavradı. "Deniz affet beni, nolur. Hata yaptım beni öldür ama gözünde bitirme sizden başka kimsem yok..." Sözünü elimle kestim "bizim arkamızdan bunu yaparak zaten bizi çiğnedin yeter şimdi ne yaparsan yap ama sakın bize getirme sakın." Kolumu bırakmayıp "Benimle gelmen gerekiyor lütfen." Dedi elimi bir çırpıda kurtardım gecenin bir yarısı benimle gelmen gerekiyor dedi hem de yürüyecek hali yokken burnumu alkolle parfüm kokusunun karıştığı tarafa yönelip iğrenerek baktım. Daha ne kadar küçülecekti gözümde. Kolunu tutup "kalk!" diye bağırdım zorlukla güçlükle sağa sola çarpa çarpa önden ilerledi aşağı indiğimizde keskin hava yüzümüze çarptı önümüze siyah lüks bir araç durdu içinden olduğunca şık siyah bacaklarını saran pantolon, deri ceket içine giydiği boğazlı gömlekle saçlarını geriye doğru taramış, sokak ışığından belli olmayan yüzüyle arabanın kapısının yanında durmuştu sert sesi ile sokakta yankılanmıştı "Sarp hâlâ mı oynuyorsun inanamıyorum kendi kardeşinin ablanın altınlarını çalacak kadar alçaldın mı?" Alaylı tok sesiyle cıkladı yanındaki adama işaret etmesiyle kolumdaki ağabeyimi bir çırpıda götürmesi arabaya bindirmesi bir olmuştu. Ne yapmıştı bu böyle bunlar kimdi bu bu benim ağabeyim değildi. Ayak sesleriyle irkildim ne ben onu ne de o beni görüyordu dibime kadar gelip "sen de gelecek misin yoksa burda kalıp ağabeyinin yasını mı tutacaksın. Doğrusu çok sessizsin şimdiye kadar normalde "hayır olamaz götürmeyin" der dururdun şaşırtıcı." Deyip alayla kikirdedi "benim kız kardeşime göz koyanın gözünü çıkarırım." Diye tıslamasıyla boğazımı sıkması bir oldu o kadar sert sıkıyordu ki bir anlığına gözüm kararmıştı...

ATEŞ VE SU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin