Twenty

2K 127 96
                                    

Şuraya biraz şüpheli bakış serpiştiriyorum!

Shawn duvara yasladığı kızın kolunu sıkarken dişlerinin arasından bir hırlama kaçırdı.

"Emily! Çabuk söyle neler olduğunu. Biliyorum, o gün erkekler tuvaletine sen girdin."

Shawn'ın başından beri bir gram eksilmemiş kızgınlığına ve okulun bahçesinde kimsenin olmayışına bakan Emily çaresizce duvara yaslanmış dururken başını yere eğdi ama Shawn kendi yüzünü onunkine yaklaştırıp kızgın gözlerle bakmaya devam ediyordu.

"Tamam, bendim." diyebildi en sonunda. Gözlerini kısıp yutkunurken Shawn'ın devamında hiçbir soru sormamasını istiyordu. Keşke istekleri hemen gerçekleşseydi.

"Işte böyle bebeğim." diyerek tuttuğu kolu bırakan Shawn geriye bir adım atmadan hala devamını istediğini belirten tehditkar duruşuyla Emily'nin başında dikilmeye devam ediyordu. Emily ise serbest kalan bileğini ovup Shawn'dan kaçmaya çalıştı ama omuzundan basitçe geriye ittirilmesiyle sırtı yeniden sıcak duvarla buluştu.

"Şimdi ikinci soruma geçiyorum. Sana kim onu getirmeni söyledi?" diyerek bir elini duvara koyan Shawn, Emily'nin kısa boylu olmasından yararlanıyor, psikolojik baskı yapmaya çalışıyordu. "Shawn, ne önemi var? Bırakta gideyim." diyerek tekrar bir hamle yapan Emily, Shawn'ın diğer elini omuzunda hissettiğinde buradan gidemeyeceğini anladı.

Shawn kızın kulağına kadar yaklaşıp usulca fısıldadı. "Buradan cevap vermeden ayrılabileceğini mi sanıyorsun güzel Emily? Robin'le yaptığın şeyler öğrenilsin mi istiyorsun yoksa? Unutma, fotoğrafların bir diğer kopyası da her zaman bende durur."

Artık ağlamamak için kendini tutmanın hiçbir anlamı kalmadığını anlayan Emily dolmuş gözleriyle Shawn'a baktı. "Bilirsin, hiç kimseye acımam." Shawn'ın son cümlesiyle yıkılan Emily ağlamaya başladı. Ellerini yüzüne kapatıp "Işte bu yüzden."dedi.

"Kopyalar sadece sende değil. Bilinmeyen bir numaradan mesaj aldım o gün. Sadece gidip Clay'in çantasından o istediğin jeli almam gerekiyordu. Sonrasında beni rahat bırakacağını ve bütün kopyaları sileceğini falan söylemişti." diyerek ağlaması daha da şiddetlenen kız kandırılmanın doruklarını yaşadığını düşüyordu.

Shawn ise sadece şüpheleniyordu. Işler giderek karışıyordu sanki. Yanındaki ağlayan kız yüzünden kafasını toplayamayınca kıza "Kaybol." dedi. "Bir daha da benden bir şey saklamaya çalışma, sikerim seni." diye tehditini de yaptıktan sonra kız hızlıca kendini toparladı ve gözlerini silerek mırıldanırken oradan ayrıldı. "Sanki yapmadığın şey."

Shawn elini çenesine atıp ovduktan sonra acaba diye geçirdi içinden. Sonra başını olumsuz anlamda salladı. Birilerinin bilgisayarına girmesi imkansızdı. Şifreliydi bir kere ve şifresi kırılsa bunu kesinlikle anlardı.

Bu olmayınca aklı hemen ikinci seçeneği oluşturdu; Alex. Alex, Shawn'ın bilgisayarının şifresini biliyordu ama ondan bir kere bile izinsiz kullanmamıştı henüz. Ayrıca Shawn'ın bilgisayarında öyle bir dosya tuttuğunu bile bilmiyordu Alex. Emily'i tehdit eden kişi ya da bilinmeyen numarası Alex olamazdı. En azından tavırlarından anlardım diye düşündü.

Ayrıca çok saçmaydı. Alex onun ne zamandan beridir arkadaşıydı. Shawn onunla yatmak fikrini aklından yüz kezden fazla geçirdi diye Alex de Shawn'ı seviyor olamazdı. Yani en azından Alex bunu yüzlerce kez dile getirmişti. Asla Shawn'a o gözle bakmazdı. Oysa Shawn öyle bakmasını o kadar çok isterdi ki bunu aklına getirip uzun bir süre düşünmezdi bile. Çünkü gerçekleşmeyecek şeyler hakkında düşünmek insanları üzerdi. Shawn üzülmek istemezdi. O gider bir kızla yatardı ve rahatlardı.

Onun çözümü kolaydı ama bu kez biraz uğraşacak gibi gözüküyordu. Bu bilinmmeyen numarası biraz inatçı biriydi. Shawn inatçıları sevmezdi. O hakimiyetin onda olmasına alışmıştı. Bir kıza krallığını yıktıramazdı.

Başını kaldırıp etrafına bakındığında kendini okul koridorlarının içinde gezerken bulduğunda buraya nasıl geldiğini anlamlandıramadı. Bu demek oluyordu ki bilinmeyen numarayı ciddi ciddi düşünüyor ve onu kızdırması durumunda ters bir şey yapmasından korkuyordu.

"Çok dikkatli olmalıyım." diye kendi kendine mırıldanırken dolabının kapağını sertçe açtı. Sarsılan dolap içindeki muffin kutusunu ayaklarına döktüğünde "Ne sikim dönüyor yine burada?" diye kızdı ama ne yazık ki koridorda ondan başkası yoktu.

Hem kilitli olan bir dolaptan neden muffin dökülürdü ki? Shawn bu kadar muffin aldığını da hatırlamıyorsa nereden çıkmıştı bir kutu muffin?

Eğilip yere döktüklerini toplayan Shawn onları kutuya geri koyarken üzerine bastığı notu beyaz zeminde zorlukla fark edebildi. Notu yerden alıp üzerindeki tozu üfledikten sonra gözlerini kısıp üzerinde yazanları okudu.

'Bu muffinler kadar hızlı tükeniyorum...'

20'ye kadar gelmişiz ya, artık final falan mı yapsak?

Yorum da yapmıyonuz zaten pislikler!

Running Low // SHAWN MENDES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin