Twenty Five

1.7K 121 130
                                    

"Yüzüme bakmayı ne zaman keseceksin Shawn?" diye sordu Alex. Sabahtan beri Shawn tarafından böylesine izlenmek hoşuna gitmemişti. Hatta giderek onu sinirlendirmeye bile başlamıştı. Gün boyu izleniyormuş hissi hiç hoş bir şey değildi ve Shawn bunu yapmaktan sıkılmıyordu.

Shawn ise bilinmeyen numaranın attığı mesajlardan sonra hem Alex'i yalnız bırakmak istememiş hem de mesajlar yüzünden zihni dolmuştu. Durmadan aklında türlü türlü senaryolar üretiyor ve bunlara inanmamak için kendini zorluyordu. Sonuç ise Alex'e bakarken dalıp gitmek oluyordu. Ne olurdu sanki Alex her şeyi çekinmeden Shawn'a anlatsaydı? En azından Shawn'ın düşünmekten beyni yanmazdı.

"Alex!"diyerek önündeki kitaba gömülmüş olan kızın dikkatini çeken Shawn cümlesini dikkatli kurabilmek için bir kez daha düşündü. Kuruyan dudaklarını bir kez yalayıp ıslattıktan sonra birbirine bastırdıktan sonra içinde tuttuğu küçük bir nefesi havaya karıştırdı. "Seninle çocukluktan beri arkadaşız ve birbirimiz hakkında her şeyi biliyoruz." dediğinde Alex başını sallayıp "Evet?" dedi. Bu konuşmanın sonu nereye gidecekti merak ediyordu.

"Gerçekten öyle mi?"diye soran Shawn bi an acele ettiğini düşündü ve hemen arkasında eklemede bulundu. "Yani ben sana her şeyimi anlatıyorum ve bunu yaparken rahat hissediyorum. Sende... öyle misin? Ya-yani sende rahat mısın bana karşı?" dedikten sonra içinden kendine küfürler etmeye başlayan Shawn dışarıdan hiçbir şeyi belli etmiyordu. Yüzü olabildiğince ifadesizdi. En azından konuşurken kekelemesini saymazsak.

Alex gözlerini etraftaki masalarda gezdirdikten sonra biraz şaşkınca "Evet." dedi. Neler döndüğünü anlamamıştı ve Shawn'ın ne söylemek istediğini de tam olarak bilmiyordu. "Neden sordun?" diyerek önündeki kitabı kapatan Alex, Shawn'a dikkatli bir şekilde bakmaya başladığında Shawn duruşunu bozdu ve kendini gerisine yaslayıp omzularını silkti. Sanki merak ettiği şey içini hiçte kemirmiyormuş gibi rahat davranarak "Sadece merak ettim." dedi.

Alex gözlerini kısıp Shawn'ı dikkatlice süzdükten sonra "Emin misin?" diye sordu. Emin olmadığını da adı gibi biliyordu ama yine de bir şeyler söylemiyordu. Sonuçta onunda dediği gibi Shawn ona her şeyini rahat bir şekilde anlatabilirdi. Onlar çocukluktan beri arkadaşlardı.

Shawn, Alex'e başını olumlu anlamda salladıktan sonra aniden toparlanmaya başladı. "Neyse, benim Veronica'yla buluşmam lazım." diyerek çantasını sırtına alan Shawn uzanıp Alex'in yanağına hızlı bir öpücük bıraktı. "Bir şeyler anlatmak istersen telefonum sürekli açık." diyerek son sözünü de söyledikten sonra kütüphaneden hızla çıkan Shawn'ın arkasından öylece kaldı Alex.

Shawn'ın çıkışını gördükten sonra eli yavaşça yanağına gitti. Shawn'ın dudaklarının dokunduğu yeri okşarken yüzüne güzel bir gülümseme yayıldı. Çocukluk arkadaşı az önce hiç yapmadığı bir şey yapmış ve Alex'i günlerce düşündürmeye yetecek bir malzeme vermişti ona.

Running Low // SHAWN MENDES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin