VUSLAT

OYUN BİTTİ

Arel Uhud'dan

Adamlara emir verip heryeri aratmaya başladım. Fare deliğine girse bile bulacam o iti. Vuslat'ı Ecmel 'e getirmeden ne rahat uyku nede rahat bir nefes almak haram bana. Liam'ı bulup evin bahçesindeki küçük aslanlarıma verip parçalanmasını zevkle izleyeceğim. Benim kızıma dokunmak neymiş göstereceğim ona. Ecmel'in sesi ile zevkli intikam planlarıma ara verip onu dinlemeye odaklandım.

Ecmel
-   Arel bir haber yokmu? Daha sabrım kalmadı artık.

Boğaç
-   Biraz daha dayan prenses az kaldı

Bu adamın her seferinde Ecmel'e yanaşmasından nefret ediyorum. Bir dakika lan Ecmel'e mi? Sarıldı o.

Arel
-   Yavaşla ÖZOĞLU kime sarılıyorsun sen

Boğaç
-   Karıma sarılıyorum KARCI

Arel
-   Lan sahte karın uzaklaş Ecmel'den

Bana bakıp gözlerini devirdi.

Ecmel
-   Lütfen başlamayın yine bak ne dayanacak gücüm nede sabrım kaldı. Lütfen yalvarırım başlamayın.

Arel
-   Sen merak etme deniz gözlüm kızımızı sana getireceğim

"Kızımızı" derken Boğaç 'a baktım belki anlardı Ecmel ve Vuslat'ın hayatında ben varım artık onları bırakmayacağımı anlasın. Ne olursa olsun kendimi affettirip bir aile olabilmek için ne yapmam gerekirse yapmaya hazırım . Boğaç 'la bir birimize ölümcül bakışlar atarken telefonum çaldı. Bakışlarım ekrana kaydığında Çınar amcamın aradığını gördüm. Zaman kaybetmeden cevapladım

Arel
- Efendim amca

Çınar
- Evlat beni iyi dinle Vuslat'ın yerini bulduk evden çıkıp sana mesaj atacağım yere gel

Arel
- Tamam amca hemen geliyorum

Yerimden fırladım çıkışa koştum. Amcam kızımı bulduğunu söylemişti. Kalp atışlarım hızlanmış bende hızlanmıştım. Ecmel ve Boğaç birşeyler soruyordu ama anlamıyordum zaten yanıtlayacak haldede değildim. Biran önce kızımı alıp Deniz gözlüme getirmeliydim. Aklımda sadece bunlar vardı. Evin etrafındaki korumalardan birkaçını yanıma çağırdım amcamın masajını bekledim. Mesaj gelince adamlara gidiyoruz diyerek arabalara doğru harekete geçtik. Arabanın yanına vardığımda sanki Vuslat'ın sesini duydum işaret parmağımı dudaklarıma götürürdüm. Adamlara susmaları için işaret verdim

Vuslat
- Ayel abi

Arkamı döndügümde bana doğru koşuyordu. Arkasına baktığımda bir adam... elinde silah olduğunu gördüm . Silahına davrandı herşey saniyeler içinde oluyordu.

Arel
- Kızımı koruyun

Bağırıp aynı andada Vuslat'a doğru koşmaya basladim. Kızımı kucağıma alır almaz adamı arkamızda bırakarak Vuslat'ı korudum. Silahın patlamasıyla vuslat çığlık attı gözlerimi kapatıp sırtımdaki acıyı bekledim ama hiç birşey olmadı. Gözlerimi açıp baktım adamların ellerinde silahları arkamızdaki noktayı hedef almış bekliyorlardı. Arkama dönüp baktım Emir adamın kafasına silahını dayamış başında bekliyordu. Kucağımdaki miniğimin hıçkırıklarıyla kendime geldim.

Arel
- Ağlama prenses bak ben burdayım.

Kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Sonra yine aynı yerine koyup aglamaya devam etti biraz sakinlesin diye beklerken aklım da bi sürü soru dolanıyordu. Liam Vuslat'ı nasıl öylece göndermişti. Aklıma gelenlerle hemen Emir'e döndüm.