Bölüm 15

86 15 13
                                    

Munti:Gece Soykun

Ateş ile buluşacağım için çok heyecanlıyım.Acaba nereye gideceğiz?Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden ayrılıp arayan kişiye bakıp açtım.

-Efendim Ateş?

-Arkana bak.

Telefonu kapattıktan sonra arkamı dönüp baktım.Ateş gülümseyerek bana bakıyordu.

-Selam.Dedi yanıma gelerek.

-Selam.Nereye gideceğiz?

-Gidince görürsün.

-Her zaman ki klasik sözler.

-Motor korkun falan yok değil mi?

-Hayır da neden sordun?

-Motorumla gideceğiz çünkü.

-Sorun değil.

-Tamam o zaman.Dedi ve motoruna bindi.

Bana da binmem için elini uzattı.Nazikçe tutarak motora bindik.Nereye gittiğimize bakmıyordum sadece ona yaslanıp gözlerimi kapatmıştım.Motor yavaşlayınca geldiğimizi anladım ve gözlerimi açtım.

-İşte geldik.

Lunaparka gelmiştik,tıpkı çocukluk günlerimdeki gibiydi her şey.

-Ciddi olmazsın!

-Çok ciddiyim.Hadi inip gidelim.

Motordan hızlı bir şekilde indik ve lunaparka doğru ilerlemeye başladık.

-İlk neye binmek istersin?

-Dönme dolaba!

-Peki olur.

Dönme dolaba iki bilet alıp sırada beklemeye başlamıştık.Hava henüz kararmadığı için fazla sıra yoktu o yüzden çabucak dönme dolaba binmiştik.

-Her şey çok güzel,sence de öyle değil mi?Dedim.

-Evet en çok güzel olan şey insanların küçücük noktalar olarak gözüküyor olması.Dedi Ateş.

-Zararsız görünüyorlar ama keskin bir cam parçası kadar tehlikeliler hepsi.

-Haklısın.

Dönme dolap tam bir tur dönmüştü ve şu an inme vaktimiz geldi.Başlangıç noktasına gelince dönme dolap yavaşladı.Ateş ilk önce indi ve bana elini uzattı,bende elini tutarak inecektim fakat saçım dönme dolabın tellerine dolandığı için inemedim ve yerime geri çakıldım.

Şuan dönem dolabın en tepesinde tek başıma,saçım tellere dolanmış bir halde oturuyorum.Ne mutlu bana! Zaten bugün fazla mutlu olduğum için doğa ana bana bunu fazla gördü.Yavaş yavaş aşağıya inmeye başlamıştım,tam dönme dolap durma noktasına gelince ''Mecburen saçını keseceksin,başka bir seçeneğin yok''dediler ve makası dönme dolabın içine doğru uzatıp bıraktılar.Bende mecburen makası elime aldım ve dönme dolabın en üste gelmesini bekledim. Gökyüzüne en yakın olduğum anda saçımın tellere takılan kısmını kestim ve saçlarımın yavaşça aşağıya doğru süzülüşünü izledim.

İki saat sonra.

Sıcacık koltuğumdan kalkarak çalan kapıya doğru yöneldim.

-Kim o?

-Gece Soykun.

-Çok komik.

-Kapıyı aç da içeride gilerim.

Kapıyı sakince açtım ve bir iki adım geriye çekildim.

BittiyseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin