Yağmur yağmaya başlamıştı,fazla şiddetli olmasa bile hızlı bir şekilde yağıyordu. Yağmuru hissedebilmek için camı sonuna kadar açtım.
-Camı kapat.
-Kapatmayacağım,rahatsız oluyorsan in.
-Asice cevaplar vermeyi bırak artık.
-Sende emir vermeyi kes. Dedim ve kafamı camdan dışarıya doğru çıkarttım.
Havalimanı dönüşünce aşırı derecede kalabalık gözüküyordu,kafamı içeriye sokup babama baktığımda endişeli olduğunu fark ettim.
-Zamanında ulaşamaya biliriz.Dedi şoför.
-Bildiğin başka bir yol yok mu?
-Var ama orasını da tıkalı olabilir.
-Buradan gidersek kesinlikle zamanında varamayız. Senin bildiğin yoldan giderim.
Havalimanı dönüşünü geçip ilerledikten sonra yaklaşık on beş dakika bekledikten sonra keskin bir dönüş yapmak için şoför sinyal verdi.Yeşil ışık yandığında yavaş yavaş ilerlemeye başladık,çünkü önümde bir araba yığını vardı.Önümüzde son bir araba kalınca kırmızı ışık yandı fakat önümüzde ki araba beklemeden geçti.
-Sende geç,hemen.Dedi babam.
Şoförde tamam anlamında başını sallayarak arabanın direksiyonunu döndürdü,tam dönüşümüz biterken karşı şeritten -bizim gibi- havalimanı yoluna dönmek isteyen bir araç önümüzden kıl payı payı geçerek -bize çarpmamak için- elektrik direğine çarptı.
-Dursana! Diye bağırdım şoföre. Ve şoför yavaşlayarak durdu.
-Durma yetişemeyiz.Dedi babam şoföre. Fakat şoför ona attığım bakış yüzünden arabayı kıpırdatamadı.
-Saçmalık bu! Şuan orada o arabada can çekişiyor olabilir,arabanın ne hale geldiğini görmeyecek kadar kör olamazsın!
-Masrafı neyse onu bulup öderim.
-Bencilsin! Diye bağırdım ve kapıyı sertçe açıp arabadan aşağı indim ve kaza yapan arabaya doğru koşmaya başladım.
Trafiğin akması umurumda bile değildi.Arabalar yokmuş gibi davranarak kaza yapan aracın yanına ulaştım.Aracın içinde ki yirmi iki-yirmi üç yaşında bir çocuktu. Arabanın hava yastıklarının açık olduğunu göründe içim azda olsa rahatlamıştı. Sağ kaşından ve dudağından kanlar süzülürken kendine gelmeye başlamıştı.
-İyi misin?
Tabi ki de cevap vermemişti,bu soruyu sormam tamamen bir saçmalıktı.
-Herhangi bir yerin ağrımıyor ise seni arabadan çıkaracağım?
Kafasını ''Tamam'' anlamında sallayarak onu dışarıya çıkartmama azda olsa yardım etti. Aslında fazla uzun değildi ama boyu benden yedi-sekiz santim uzundu.
-İyi misin?
-Sayılır.Dedi gözlerini açmadan.
Çevremizde kilerden biri akıllılık edip ambulansı aramıştı.Kalabalığın arasında zor da olsa babamın arabasının olduğu yere bakmıştım fakat orada yoktu. Beni bırakıp gideceğini bildiğim için çok sıkıntı etmemiştim.
-Gözlerini açmayı düşünüyor musun? Dedim,dizlerim üzerinde yatan çocuğa.
-Neyle karşılaşacağımı bilmiyorum.Dedi alaylı bir şekilde.
-Demin trafik kazası geçirdin ve şuan alay ediyorsun. Bence sen kafanı çok sert vurdun.
-Kimsin sen ? Ayrıca bu ne samimiyet? Dedi,hala gözleri kapalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bittiyse
General FictionGök yüzünden bile daha sonsuz hayallerim vardı benim.Sen benim bembeyaz gök yüzümü simsiyah bir kara delik yaptın.Her şeyi bitirdin. 10.04.2017-Başlangıç Tarihi