Kaybettin Koruyucu

1K 70 113
                                    

"Baekhyun bir sis perdesinden sihri gösterdi Kai' ye. Sonra Kai de Japonya' da ki tek dostumuz Shin sürüsünden buradaki birkaç temsilcisi ile Japonya' ya geçiş izni için görüşmeye gitti. Beni de götürün dedim ama hiç götürürler mi! Sen Kyungsoo' nun kapısını kilitlemeyi öğren dediler!"

Gülmemek için kendimi tutmaya çalışamadım çünkü Hyun anne çoktan yanımdaki kızların omuzlarını göçertecek gibi vurup kahkaha atıyordu. Jiho 'siz adam olmazsınız' bakışlarını üzerlerinde gezdirip koluma sarılıyordu. Arada burnunu sürtüp kokladığı gerçeğini esgeçtim. Minik şirin kurt bakışlarına kandım.

"E bir haber geldi mi geçiş izni vermişler mi?"

Mutfaktaki kızlardan birisi sorduğunda Sehun somurtma boyutunu büyütmüş başıyla onaylamıştı.

"Birazdan burada olurlar, birkaç eşya alıp çıkarlar, sabah uçakları kalkacak. Byun' un söylediğini doğruysa sihirle dönerler yarına da! "

Sona doğru canlanan sesiyle irkildiğimde Jiho başını kaldırıp beni izlemeye başladı. Gülüşleri beni fark edince donan diğerleri de bana döndüğünde toparlamaya çalıştım kendimi. Baekhyun' un söylemek istediği demek buydu. Oysa geçen iki günde nasıl da kaçmıştım ondan. Yemeklerini Sehun' a gönderip kafasında bir yumru oluşmasına sebep olacak kadar hemde. 'Gel dediğimi iletsen gelirdi Kyungsoo, yalan söyleme!' diyerek atmıştı kaşığı düşünmeden bir alfanın kafasına. Kapısına gelip geri döndüğümü bilmeden. Korkmuştum, girersem tekrar gerçekleri duymaktan ancak kaçamayacağım noktaya gelmiş olmalıyım ki herkesin mutlulukla düşlediği ana gelmiştik nihayetinde.

Bizde giderdik herhalde sihir bulununca. Ait olduğumuz eksik yaşamlarımıza.

Alışma diyip durmuştu herkes, her anımda. Bu yüzdendi demek, şimdi içimde oluşan bu hüzün oluşmasın diyeydi. Kimseyi suçlayamıyordum bile. Kimse boş boşa ümit vermemişti, ben bile isteye ekmiştim onları ruhuma.

"Sonrasında ne olur acaba?"

Soruyu soran belli olsa da cevabı verecek kim belli değildi. Sehun ensesine kaşıyordu yine kendi kaçışında, Jiho burnunu koluma gömmüştü.

Gözlerinden ıslanan dirseğimi söylemeyeceğim kimseye cesur yürekli şifacı. Son sırtımız olacak belki de bu?

Okumasını dilediğim düşüncelerimi okumuş olacak, düşünmeden başını kaldırdı. Yaşlı gözlerini çabucak fark edileceğini bilmeden. Oysa sır demiştim o kadar. Durumunu fark eden kızlar mutfaktan çıktıklarında dördümüz kaldık. Tıpkı bir zamanlar Byun' ların yaklaştıkları haberini alışım gibi. Ya bu da boşa çıkarsa? Bu da ektiğim yeni güzel bir umuttu sanırım ama açmayacağı için çiçeğini göremeyecektim.

"Baekhyun iyi olacaksa yeterli sanırım. Hem uzun zamandır okuldan gitmem için tehdit de almıyorum, özlemiştim yahu! Sanırım... "

Sevimsiz olduğuna emin olduğum mekanik gülümsemeyi yüzüme oturtmak bile ne kadar zordu. Oysa daha haftalar önce iki kişinin dışında kalan tüm dünyada onunla yaşıyordum. Hyun anne direklerini masaya koyup bir süre durduktan sonra konuşmaya başladı,

"Kyungsoo, istersen burada kalabilirsin? Bak biliyorum hemen hayır diyeceksin ama içten içe sende istemez misin kalmak? Bu sürü yabancılardan nefret eder ama bir şekilde sana herkes o kadar çok alıştı ki yemeklere elimi sürmek bile istemiyorum artık. Kızlar mutfaktan çıktığın an 'çok tatlı değil mi, kyaaaaa' diye bağırıyorlar! "

Ellerimi sıcacık ellerinin arasına aldı. istemez miydim hiç ama olmayacağını kavrayacak kadar çok geceyi paylaşmıştım bir alfa ile. Ve burada geçen zaman eskiden beri ailem olan dostumla tartışmam neden oluyordu. Bunu istemiyordum ki ben. Yeni bir aile kazanırken bir öncekini bırakmak, hayır bu değildi istediğim. Ellerimi Hyun annenin sıcak ellerinden uzaklaştırdım. Geri yakaladı hemen, gözleri farkettim diyordu. 'Farket! ' ama neyi?

Beautiful PainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin