Geç kalmadın daha ilerleyecek yolun var

777 65 64
                                    

Başlamadan önce söylemek istediğim bir şey var, isterseniz koyu yazıyı atlayabilirsiniz.

İlk defa bir bölüm hayal kırıklığına uğratır mı diye tereddüt ediyorum. Hep sevdiğim için yazdığımı söylerken, sevdiğim bu yazıları seven kişileri tanıdım ve kendim kadar onları da mutlu etmek isterim ancak kurguyu ilk düşündüğümden beri hep bu bölüm aklımın bir köşesindeydi. Yapbozumun orta yerine kocaman bir parça koyuyor gibi hissediyorum bu yüzden beklentilere göre bir değişiklik yapamadım. Yine de yorumları merakla takip edeceğim, güzel kalpleriniz hiç burkulmaz umarım~#-#~

Köşeden döner dönmez kapı önünde bizi bekleyen Baekhyun' un yönlendirmesi ile içeri ilerledik. Kucağımda Kyungsoo ile içeri girdiğimde Kris, Bayan Do ile kavga ediyor gibi görünüyordu ancak beni gördükleri anda durdular, sanki ben ne mal olduklarını bilmiyormuşum gibi.

"Kyungsoo' ya ne oldu!"

Kris ileri atılıp onu kucağımdan almaya çalıştı. İzin vermedim ve devasa bedeninin yanından sıyrılıp geçtim.

"Sadece yarım saattir dışarıdaydı ne olmuş olabilir ki!"

Luhan koşarak önüme geçtiğinde Baekhyun onu önümden çekti ve bende böylece koltuğa ilerleyip minik bedeninin yatırabildim. Bu odadaki masumlardandı o da. Gözümü Bayan Do' nun üzerinden çekmeden önce nefret dolu bakışlarıma şaşkınlıkla baktığını gördüm, evet midemi bulandırıyorsun bir sorun mu var demek isterken sustum ve Kris onu odadan çıkartırken Kyungsoo' nun saçlarını alnından çektim. Bir dakika ya da belki iki dakika geçmişti oysa ne güzel bir hayat yaşamıştım bana göre Kris gelene kadar.

"Şimdi, Park Hyungsik hala kolunu kopartmıyorken kardeşimden uzaklaşıp anlatmaya başla."

Kris' in sesi elimi bir saniyelik durdursa da kaybedecek neyim kaldığını düşünüp işime kaldığım yerden devam ettim. Bulutlardan yapılmış gibiydi saçları hala. Baekhyun bana saldırmayı planlayan Kris' i tutup geri çekerken ilk derin nefesini verdi.

"Hyungsik gel balkona çıkalım, uzun bir konuşma yapmalıyız onlarla artık."

Cevap vermedim ancak Kyungsoo' nun üzerine ceketimi bırakıp balkona doğru herkesten önce ilerledim. Kyungsoo' nun genelde oturduğu sallanan sandalyeye yerleştim.

Kris tek kaşı havada beni baştan aşağı süzüyordu, cebimden bir katana çıkartacakmışım gibi bakıyordu daha çok.

"Kyungsoo' yu nerede ve nasıl bulduğundan başla Park sonra konuşacaklarınızı dinlerim eğer bir tehlike varsa ve bunu dışarıda bekleyen onlarca andaval fark etmediyse işim uzun sürecek."

Geçtiğimiz yarım saati anımsarken anlatmaya başladım. Zaten hiç gitmediğimi ve her zamanki gibi Do malikanesinin bahçesindeki çınar ağacında tünediğimi söyleyemezdim. Gideceğim sırada diye başladım o yüzden. Kai' nin kokusunu aldığımı ve takip edip buraya kadar geldiğimi Kyungsoo kapıdan çıkmadan önce Kim Kai' nin evin önünden geçtiğini söyleyerek başladım. Bu sırada Kris' i durdurup yerine oturtmak oldukça zor olmuştu. Ağzından bir dolu küfür savururken Kai' yi gebertmekten bahsediyordu, kardeşinin ona hissettiklerini bilmediğine dua etmeliydi yoksa o da benim gibi yere çökmek isterdi. Ormanın girişinde durdukları kısımlarda konuştuklarına kısaca değinirken Kris sözümü kesip duruyordu.

"Kyungsoo bir savaşı Baekhyun' un hatırına bile kabul etmez ki! Ne yapayım yani yaptıkları karşılıksız mı kalsın şerefsizin."

Kris tam anlamı ile bir saatli bombaya dönmüştü. Baekhyun onun bu tepkilerine daha da sinirleniyor Kris' den herhangi bir yardım istemediğini anlatmaya çalışıyordu.

Beautiful PainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin