Bu kadar pisliğin içinde sevebilmiştim oysa onu... Birkaç kez sordum beni neden sevmediğini. Kafanın içinde roman yazılıyken sevdiğini görünce yutkunup tek kelime edemediğinde adı sevmek olur zaten bunun. Öyle ya sustuklarımı da hiçbir zaman dinlemedi zaten. Gözlerine bakınca dinleseydi ağzımdan çıkanları, ağzına aldıkları için utanırdı. Olmadı. Ne gecelerce ağlayıp hıçkırıklarımı duyabildi, ne de balkon soğuğunda bitmek bilmeyen sigaralarımı görebildi. Oysa seviyorum deseydi, en az iki tane mandalina yemiş kadar mutlu olurdum. Olmadı..