8. Bölüm

17 10 23
                                    

"Siktir!"

Yere düşmeden mırıldandığım şey evet, buydu.

  "Ne oluyor be!"

Cığıran sarı saçlı kıza karşı suratımı buruşturdum ve konuştum.

"Cırlama ya. Çarpıştık işte."

"Hem suçlu, hem güçlü! Özür dilemesi gerekirken hanım efendinin yaptığı şeye bak!"

"Tanrım (Tvbe tvbe çk tvbe.ss)! Sırayla mı gönderiyorsun sen bu delileri bana!"

"Ya ne saçmalıyorsun sen?!" bir anda kafasını kaldırdı ve bana baktı. "Oha! Sen Kim Soo-Min'sin."

Güldüm. [O da lale idi. (Şu espiriyi yapmayı seviyorum abi dlckdxk)]

"Evet, galiba sende Go İseul olmalısın?"

O da güldü.

"Tâ kendisi."

Yerden destek alarak ayağa kalktım ve üzerini silkeledim.

Elimi ona uzattım vr kalkmasına yardımcı oldum.

Sarı kahküllerini düzeltti.

"Sizin film festivalinde ne işiniz var? Hadi ben oyuncuyum gelirim de buraya, siz niye?"

"Ben nerden bileyim? Menajer unni gideceğiz, dedi. Geldik."

"Üff, sanki kırk yıllık dostsunuz. Soo-Min acelemiz var."

"Oğlum ben bu kızın tüm filmlerini ezberledim. Harika filmleri var." diye söylendim.

"Neyse! Benim de acelem var!" dedi İseul.

"O zaman festivalde görüşürüz!"

***

"Kanka."

"He?"

"Heyecanlandım ben."

"Ben bile heyecanlanmadım Mi-Cha!"

"Susun ve ilerleyin kızla- lan! Rihanna mı o?!"

"Evet, galiba o."

Haneul büyük bir Rihanna hayranıydı. Her zaman onu örnek aldığını söyler, tek idolü olduğundan bahsederdi.

"İnanamıyorum! Onunla konuşmam lazım!"

"Konuş o zaman kanka. Bende Demi'yi görürsem konuşa- oha! Rihanna'nın yanındaki Demi mi?!"

"Evet, galiba o."

Mi-Cha'ya da aynı şekilde cevap vermiştim.

İkisi de yavaştan ilerlerken ben kimseyi idolüm yapmadığım aklıma geldi.

Aslında benim tek idolüm vardı; annem.

Buse'nin ağzından:

"İzgi! Yine mi müzik dinliyorsun?! Gel artık şu yemeğe velet! Bir ay boyunca bu saatte yemek yiyemeyeceksin!"

"Evet!" diye cığırarak geldi Sude. 'E'yi uzatarak söylemişti. "Ramazan geldi! Oruç tutacağız!"

"Evet Sude, ama bağırmayı kesersen kulak sağlığımız için daha iyi olacak." diye söylenerek mutfağa ne zaman girdiğini bilmediğim Fatma.

Şuan masada sadece İzgi eksikti.

İzgi kesin uyuklayarak müzik dinliyordu.

  "İzgi adlı şahıs! Sofraya bekleniyorsunuz!"

"Üşeniyorum! Uçma henüz icat edilmedi mi?!"

"Edilmedi İzgi, edilmedi! Çabuk sofraya geliyorsun!"

Notaların Arasında (Ara Verildi.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin