Ona göre küçük ve biraz da tombul olan elleri kendi elleri arasına hapsettiğinde az evvel olduğundan daha huzurlu hissediyordu Yoongi. Hayatının uzun sürelerini kendi kuytu köşelerinde herkesten her şeyden kaçıp kendini kabullenmeye çalışmakla geçirmiş, etrafında onu anlamaya çalışmayı reddeden onlarca insanla yaşamış ve her türlü insanı yavaş yavaş tüm gerçeklikleriyle tanımıştı. Belki, böylesi daha iyi benim için, diye düşündüğü tüm yıllarına aylarına günlerine karşılık elleri arasında kalan diğerinin kokusu burnundan ciğerlerine akın ederken onsuz geçen her dakikasına minik küfürler savurmaktaydı.
Sevgilisinin sol omzundan aşağıya doğru sarkıttığı başının tam da sol göğsü üzerinde kulağını dinlendiren Jimin'in de düşünceleri en az kendisinden büyük olan çocuk kadar karışık bir o kadar da titrekti. Sol tarafından gelen o ritmik atış sesleri, parmakları arasında duran büyüğünün parmakları, alıp verdiği nefeslerin saçları arasından geçip saç derisini yalayışı... Neden, neden bu kadar zaman kaybettik sanki, neden kollarının arasında bana ait olan yere ulaşmak için uzunca çabaladık ikimiz de yorulduk deli gibi, küçük olan ise çoğu şey için kendini suçlarken onu sakinleştiren tek şey huzur bulmasını sağlayan sert erkeksi kokudan başka bir şey değildi.
Ormanın arasında kalan ikisine ait olan evin verandasında, sadece şimdi oturdukları şekilde sığacaklarını bildikleri iki hafta önce birlikte yaptıkları yatakla koltuk arasında kalmış olan tahtadan mobilyaları üzerinde usul usul yağan yağmuru izleyip kendileriyle hesaplaşıyorlardı. Birbirlerinin kolları arasında, yalnızca kendi duygularını tadarak herkesten uzak ve tam da istedikleri huzurun içinde.
Aklına doluşan kötü düşüncelerle gözlerinin dolmasını engelleyemeyen Jimin tombul parmakları arasında kalan soluk uzun parmakların soğuk olan sıcaklığını hissedip varlığından emin olmak için sıktı biraz onları. Tüm benliğini vererek tırnakları ve yüreğinin derinlikleriyle kazandığı hayatının anlamını bulamamış olma düşüncesi her zaman olduğu gibi içten bir titreme sunmuştu kendisine. Her zaman böyleydi, kazandığını bilse dahi kaybetmekten deli korkup yapabildiği her şeyi yapardı varlığıyla huzur bulduğu sevgilisi için.
Parmaklarında oluşan baskıyla kendine de birkaç küfür sıraladıktan sonra kalp ritmini dinlediğini bildiği huzursuzlaşmaya başlayan bedenin saçları arasına küçük ama sonsuza kadar orada kalacaklarından emin olduğu öpücüklerini bıraktı Yoongi. Eğer, kolları arasında en sevdiği şeyi yaparken, yağmuru izlerken ayağa kalkıp da daha çok sevdiği şeyi yaparak yağmurun altına çekiştirmiyorsaydı Jimin onu, aklında onu kurcalayan milyonlarca gereksiz ama her biri Yoongi yüzünden oluşan düşünceden başka bir açıklaması yoktu bunun. Sevgilisinin aldığı nefesi neden aldığını ya da kırptığı gözüne bakıp ne düşündüğünü anlayacak kadar biliyordu onu. Biliyordu ama hiçbirine engel olamadığı şu kötü düşünceleri de kovamadığı için kendine her biri için oldukça sert küfürleri saydırmakta da geri kalmıyordu.
Sol kolunu kaldırırken aldığı nefesin titremesine karşılık Jimin sevgilisin kalbinin acıyla vurduğunu hissetti. Sevmiyordu bunu, kötü hissetmeyi sevmiyordu, Yoongi'nin anında anlamasını sevmiyordu. Ama sonralarını her zaman sevmişti dolu gözlerini gizlemeye çalışan çocuk.
Göğsüne daha fazla sinen sevgilisinin saçlarına uzattı elini Yoongi, tuttuğu elini biraz daha sıkmıştı Jimin. Canı yanıyor olmalıydı, kendi düşünceleri arasında boğulurken nefes alamazdı her daim. Tek oksijen kaynağı olan sevgilisine sokulurdu böyle anlarda. Can parçasının saçları arasında gezen elini ensesine indirip biraz kaldırdığında saklanmaktan vazgeçti küçük olan. Konuşmadan, kalbine ağır gelen hiçbir şeyin gitmeyeceğini biliyordu, buğulu gözlerini sevdiği adamın gözlerine odakladı. En az onun kadar dolu ve çaresiz olmaktan korkan gözlere baktı... Aynı anda acıdıklarını hissettiler, yürekleri birbirleri için titrerken daha fazla dayanmanın yersiz olduğunu ikisi de bilip ilk adımı yine kendinden yaşça büyük olan sevdiği adama bıraktı Jimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daegu? I'm In Your Heart. // YoonMin
FanfictionYoonMin için yazılan tek bölümlük hikayeleri içerir. to, Taolaxy