Uzanan beyaz koridorda sessizlik içinde her zaman olduğu gibi merak ettiği odaya varmak için etrafı umursamadan ilerlemeye devam etti Yoongi.
1978 yılının başlarında yapımına başlanıp aralık ayında da faaliyete geçmiş Gonjiam Akıl Hastanesinin koridorları geçmiş otuz yıl içinde oldukça farklı hayatlara ev sahipliği yapmış aynı zamanda birçok hayatın son buluşuna da eşlik etmişti.
Çok fazla hasta kalmamış olmasına karşılık kalan hastalar artık nefes almayan her bir hastadan sorumlu tutuluyordu.
Elini 913 numaralı koğuşun kapısına attığında arkasından öttürülen ıslıkla yüzünü düzgün tutmaya çalışarak sesin geldiği 907 numaraya döndü.
''Geldin mi yine seninkine? Bugün nasıl eğleneceksiniz çok merak ediyorum, kapıyı biraz aralık bıraksan da izleyip kendimi tatmin etsem sevgili doktor! O zavallı çocuğa attırdığın çığlıkları aklımda canlanan görüntüleri canlı görmezsem çok yakında delireceğim!'' gitgide yükselen sesinin ardından bağırdığı için boyun damarları ortaya çıkmış genç çocuk başını hızla parmaklıklara çarptı.
Yoongi kaşlarını çatıp çocuğa doğru bir adım attığında ise 907 numaranın çığlıklarıyla karışık kahkahaları tüm sessiz koridorda yankılandı.
''Ah ama siktir ben zaten deliyim!'' üzerinde kollarını kendine bağlamış aslında beyaz olan ama neredeyse üç yıldır aynı gömlekle durduğundan koyu griye dönmüş bağlı gömleğini göstermek için zıpladı 907 numara. Attığı kahkahalarını durduramadığında Yoongi sakin kalmaya çalışarak temkinli bir adım daha atıp sakin sesiyle konuştu.
''Jungkook.'' zıplayıp gülen çocuk anından yavaşlarken gülüşü yerini acı çektiği belli olan bir tebessüme bırakmıştı.
Cesur davranışları kırılan 907 numarada üç yıldır kalan Jungkook her zaman olduğu gibi sessizliğine çekilip küçük adımlarıyla yüzünün anca belli olduğu duvara kadar geriye gidip akmak üzere olan göz yaşlarıyla dolu olan masum parlak gözlerini Yoongi'ye çevirip fısıltıyla konuştu.
''Jungkook gitti doktor, çoktan gitti.''
Az ışıkta da olsa alnından çenesine süzülen kanı gördüğünde telaşla kapıya doğru elini uzattığında ise yan taraftaki 905 numaradan gelen sesle eli havada kaldı.
''Onu rahat bırak, sen her geldiğinde kendine zarar veriyor. Neden bunu yapıyorsun ki? 907'i yaralıyorsun, 913'teki küçüğü ağlatıyorsun, 904'de kalan iki hasta da iki gün arayla intihar etti, 902 ise artık ses bile çıkartmıyor. Sen doktor olduğuna ve bizi iyileştirmek istediğine emin misin? Sanki hayatımızı daha çabuk bitirip kendini bu hastane denen yerden dışarıya atmak ister gibi bir halin var seni züppe. Söylesene, sırada ben mi varım yoksa 902 mi? Hangimiz daha çok sinirlerini bozuyoruz? 913'ü evine mi götüreceksin yoksa? Söylesene doktor neden hepimize sadece sen bakıyorsun?''
Havada duran elini yumruk yapıp dizine doğru geçirdi Yoongi.
''Bilmiyorum.'' sesi fısıltıdan ibaret çıkarken kısık bir kıkırdama geldi 905'den.
''Bilmediğini biliyorum doktor, ama seni de bu şekilde bizim aramıza her an daha da çekmek hoşuma gidiyor. Oh, aynaya baktığında da seninle konuştuğumu hissedebiliyorsun değil mi? Geçen odama geldiğinde çok zayıf olduğumu söylemiştin ya hani,'' uzun boylu güzel yüzlü çocuk başını demir parmaklıkların arasına yaklaştırıp kocaman dikdörtgen bir sırıtış sundu Yoongi'ye ''bak,'' sevimli gülüşü elini Yoongi'ye uzatmasıyla anından değişirken korkutucu bir şekle bürünmüş ve Yoongi'nin kocaman olmuş gözlerle geriye doğru sendelemesine neden olmuştu ''bence hala şişmandım doktor, ben de üç parmağımdan kurtuldum. Daha rahat hissediyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daegu? I'm In Your Heart. // YoonMin
FanfictionYoonMin için yazılan tek bölümlük hikayeleri içerir. to, Taolaxy