12

1K 79 723
                                    

"Pekala, bu soruyu son kez tekrar edeceğim. Eğer dikkatinizi bana vermek yerine siktiğimin kafesinde siktiğimin sorularını bana çözdürüp anlattırırken masanın altında rahat durmayan o ellerinizi hareket ettirmeye devam ederseniz sizi güzelce bağlar bir odanın en uzak iki köşesine çivilerim. Böylece sadece bakışarak tatmin olmayı çözen bir çift olarak dünya tarihine geçersiniz. Anlatabildim mi?"

Kalın çerçeveli siyah gözlüklerini düzelttikten sonra önleri uzamış siyah perçemleri arasından karşındaki ikiliye çevirdi gözlerini Yoongi.

Sabah on birden beri cadde üzerindeki bu kafeyi işgal etmiş, soruları çözüp tatlı bir dille anlatan arkadaşları Min Yoongi'yi kendilerine kurban seçmiş olan sevimli çocuklara tüm sakinliğini koruyarak iki saate yakın süredir çözdüğü soruları anlatmakla meşgul oluyordu öğretmen edasıyla gözlüklerin üzerinden bakan sakinliğini kaybetmeye başlayan çocuk.

Ama, çok sevgili arkadaşlarının ne kadar arsız olduğunu göz ardı etmek gibi küçük hataları vardı işte.

'"İyi de, bu daha tahrik etme aşaması Yoongi. Tatmin olma kısmını toplum içinde yapmayı tercih etmiyoruz. Kimsenin benim vanilya çöreği kadar güzel bir tat bırakan sevgilimin sesini duyması taraftarı falan değilim."

Çiçeklerin ve portakal kabuğundaki turuncunun karışımı olan parlak saçlı çocuk çekinmeden Yoongi'ye cevap verdikten sonra yan tarafında oturan sarı saçlı vanilya çöreğinin uyluğun duran elini sıkıştırıp tatlı bir gülümsemeyle döndü sevgilisine. Karşılaştığı manzarayı fark ettiğinde ise masadan kalkmaları gerektiğinin anca farkına varabilmişti Hoseok. Usulca dolanan elinin Taehyung'un yanaklarına tatlı bir kızıllık verdiğini hatırı sayılır bir sürenin ardından yeni görebilmişti.

''Sanırım,'' zorlukla sarı saçlı çocuktan gözlerini yakın arkadaşına çevirdiğinde gözlüklerinin arkasından sinirle kendisine bakmasını haklı bulduğundan üstelemedi ''biz lavaboya gidiyoruz.'' bir dakika önce söylediklerini bir kenara bırakıp Taehyung'un elini kafedeki geniş lavaboya doğru çekiştirmeye başladı hızla.

''Uçan hormon...'' her ne kadar Hoseok'a sinirlense de çocukluk arkadaşına kızgın kalamayacağını bildiğinden gülerek başını iki yana salladı Yoongi. Boşuna iki saattir dil döktüğünü umursamadan çözdüğü sorulara göz gezdirmeye başladı.

Toplum içinde birlikte olmamayı tercih eden sevgili arkadaşlarının uzun bir süre toplum dışı olacağına kalıbını basacak kadar iyi tanımasından kaldığı yerden devam etti sorularını çözmeye.

''Başka bir şey ister misiniz?'' üçüncü sorusunu çözmeye başlayacağında duyduğu ince sesle bir kafede olduğunu tekrar hatırladığında masanın başındaki garson kıza çevirdi gözlerini. Kıvrıldığı belli olmayan dudaklarıyla birlikte kısa bir baş selamının ardından kısaca reddetti kızı.

Birkaç bardağı masadan aldıktan sonra uzaklaşan garsonla birlikte kaldığı soruya mutlulukla tekrar döndü Yoongi. Bilgili ve oldukça çalışkan olmasına karşılık matematik sorusu çözmek kendisi için bir hobi haline gelmişti küçüklüğünden beri.

Sıradaki denklemi çözmek için kalemini kitaba yaklaştırdığı an kafe kapısının gürültüyle açılmasına kaşlarını çattı. Pekala, bulundukları kafe lüks değildi ama öğrencilerin geldiği güzel bir ortamı olduğundan böyle hızlı olaylara alışılmıştı. Ama şuan sırası değildi.

Tanrı aşkına...

Bir soruyu da doğru düzgün çözemeyecek miydi?!

Başını sinirle kaldırdığında görüş açısına giren parlak ama kirli duran sarı ile gri arasında kalmış renkli saçlı çocuğa birkaç saniye bakarken kaşlarının havalandığından bir haberdi Yoongi. Ama Yoongi'nin yerinde kim olsa aynı tepkiyi vereceği aşikardı, sonuçta her gün sakince oturdukları kafeye yarı çıplak sayılan bir çocuk dalmıyordu.

Daegu? I'm In Your Heart. // YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin