6

1.6K 97 76
                                    

Maillerim arasında bu sabah gelmiş olan postayı bir kez daha okuduğumda bu dördüncü okuyuşum olmuştu.

Lisansımı bitirdikten sonra yüksek lisans yapma şansı yakaladığım Çin'e yerleşmiş ardından da çoğu burada olan akrabalarımın ısrarlarıyla Kore'ye dönmeyip burada, Pekin'de kalmış ve Haidian'da bir ofis açarak okuduğum ve severek yaptığım mesleğimi yerine getirmeye başlamıştım.

Bir psikologum. Nasıl olduğunu çözemediğim şekilde ünüm birden tüm Çin'e yayılmış ve parmakla gösterilip gurur duyulan biri haline gelmiştim. İşimi iyi yapıyor olmaktan oldukça memnundum, bundan şikayetçi kesinlikle değildim. Ancak şu an beşinciye okumaya başladığım e- posta akli dengemi birazcık sarsmış olabilirdi...

''Bay Min,

Uzunca süredir yurt dışında olan ününüzden haberdarım. Kısa zaman önce geçmişinizi araştırdığımda yakın arkadaşım Bay Choi'nin üniversitesi olan Seul Üniversitesinden mezun olduğunuzu ve yüksek lisans sebebiyle gittiğiniz Çin'de yaşadığınızı öğrenmek benim açımdan oldukça üzücü oldu.

Bu, nasıl söylenir bilmiyorum...

Eşimin ve benim ellerimizi kollarımızı, bağlamış olduğu bir durumla karşı karşıyayız uzun yıllardır. Gitmediğimiz doktor, psikolog, yaşam danışmanı ya da bunlar gibi şeyler kalmadığı ve her şeyden umudumuzu yitirdiğimiz şu bir ay iki ay içinde etrafımdan adınızı sıkça duymaya başladım ve sonunda kendimi size bunları yazarken buldum.

Bir oğlum var Bay Min. Çocukluğundan beri içine kapanık olduğunun farkında olduğum ve bu durumu daha önceden değiştirmek için bir çaba harcamayıp sadece büyüyerek kendine güveninin gelmesini beklediğim bir oğlum var.

Arkadaşı çok az olmuştu her daim, sessizliği ve sessizliğin ona getirdiği huzuru sevdiğini söylediği için onu anlayışla karşılayıp üzerine gitmek yerine istediğini verdik.

Dönüp bakınca ne kadar hatalı olduğumu kendi yüzüme vuruyorum evet...

Bay Min, yaklaşık altı ay önce hayattan tamamen umudunu yitirmiş görüntüsüyle, yazmaya başladığı ve ona hayat olan tek şeyleri, yazılarını yakmaya başladı. Her yaktığının yerine yenisini yazarken kendinde kalan son gülüşlerini de yazıp bir kenara bıraktığını anladığımız andan beri ellerimizde tutmaya çalışıyoruz.

İnatla kendine çektiği ellerinin daha fazla hasara direneceğinden şüpheliyiz.

Hayatımızı adadığımız ama onu da beceremediğimiz tek evladımızı kaybetmek istemiyoruz.

Bay Min, size yalvarırım. İstediğiniz her türlü koşulu sağlarım. Sadece, sadece lütfen bunu gördüğünüz en kısa zamanda ulaşın bana. Umarım ki fikriniz olumlu yönde olur.

Saygılarımla, Park Şirketler Grubu Başkanı Park Jiheon...''

Alt kısımda yazan iletişim adreslerini bir daha internet sitesinden kontrol ettiğimde yutkundum.

Ciddi ciddi Kore'nin önde gelen pazarlama şirketlerinden Park Holdingin başkanı bana mail atmıştı ve benden yardım isterken yalvardığını belirtmişti. Zor durumda olmalıydılar ki anlattıklarına bakacak olursak ne kadar zor olduğunu da anlayabiliyordum.

Heyecanımı bir kenara bırakıp olmam gereken kişiliğime büründüm ve geleceğimi onaylayan, bir telefon numarası belirttiğim yanıtı yollamıştım. Çok değil on beş dakika kadar sonra çalan telefonumdaki tanımadığım numaraya kaşlarımı çatarak bakmış ve kararsızlıkla cevapla kısmına doğru çekiştirmiştim.

Daegu? I'm In Your Heart. // YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin